Yıl 1974, mevsim yazdı.
Hoş geldin derken bana İstanbul,
Gökleri bembeyazdı.
Gülmüyordu yüzüm, gülemiyordum.
Acı doluydu ruhum; bin bir türlü
Nedeni vardı, bilemiyordum.
Unatamadığım bir gün,
Unutamadığım bir yer vardı.
İstanbul'da Yenicami,
Ruhumda yeri saray kadardı.
Yenicami'nin önünde güvercinler;
Güvercinler konuyor, güvercinler uçuyordu.
Selma'nın ruhunda kederler
Kederleri açıyordu.
Nasıl tatlıydı güvercinler,
Gülümseyiverdim birden.
Kafamda bir soru,
Nasıl gülebilirsin sen?
Bir yanda Yenicami
Bir yanda deniz.
Masmavi, yemyeşil
Köpükler içinde.
Bazen dalgalı bazen sessiz.
İstanbul sensiz...
Şimdi yıl 1976
Aylardan ocak.
Ankara'da kar yağdı yağacak.
Hayalimde İstanbul;
Bir yanda Yenicami
Bir yanda deniz.
Karlar düşüyor sahile,
Karları yutuyor deniz.
Bir avuç yem, bir güvercin
Dünden bugüne en acı iz.
Şimdi nasıl orası,
Düşünüyorum derin derin,
Anısıyla bir hoşum güvercinlerin.
Kim bilir, belki de bazıları üşüyor,
Görür gibi oluyorum,
İstanbul'a karlar düşüyor.
Karlar düşüyor sahile,
Karları yutuyor deniz.
İstanbul sensiz,
İstanbul bensiz.
Neydi acaba kaybettiğimiz?
Kayıt Tarihi : 1.11.2005 18:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1974 doğduğum tarih.. Ama sanki bu şiirle o günden bu güne hiç değişmeyecek duygular hakim.. İsanbul hayallerin-sevdaların şehri, yaşanmışlıklara kimi zaman ilaç kimi zaman virüs olan. Bir türlü iki yakasının bir araya gelmeme sebebi bundan dolayı olabilir mi ki acaba.. Ahh istanbul bir yanın saydınlık ve güneş diğer yanın karanlık ve keşmekeş.. Teşekkürler çoklu renkleri hissettiren duygu yüklü şiiriniz için.. Saygılar.
TÜM YORUMLAR (2)