Beyoğlu’ndan inerken aşağıya.
Galata Kulesi hemen çıkar karşına.
Büyüler seni bütün ihtişamıyla.
Dili olsa kimbilir ne anlatır sana.
Sanırsın yaşlı kule yorgundur.
Sessiz, sakin yerinde oturur.
Asırlardır hep ayakta durur.
O aslında tarihe meydan okur.
İstanbul’u anlatırken,
Çamlıca’dan bahsetmemek olmaz.
Bir kez tepeye çıkan,
Boğaz’ın seyrine doyamaz.
Dünyaya açılan,
İlk pencerem sendin.
Çocukluğumu, gençliğimi.
Herkesten daha iyi bilirsin.
Seninle gözlerimi açtım.
Merhaba dedim bu dünyaya.
Nereye gitsem de senden kopamadım.
Bir ömür boyunca.
Hem annemi, hem babamı.
Sana emanet ettim.
Bilirim, toprağın boldur.
Emanetler yanında huzur doludur.
Senden ayrılsam da her seferde.
Sonunda yine çekersin beni kendine.
Son bir nefes verene kadar.
Sana olan sevgim hep içimde yaşar.
İstanbul, seni bir aşık gibi seviyorum.
Nereye gitsem de senden kopamıyorum.
Seninle üzüldüm, seninle güldüm.
Çocukluğum, gençliğim, seninle geçti her günüm.
Mustafa Kaynak
Mustafa Kaynak 2Kayıt Tarihi : 27.4.2020 07:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Kaynak 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/04/27/istanbul-2-45.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!