Ey İstanbul...
"Nâzım"’ın mahpushane penceresinden düşen yağmur,
Pimi çekilmiş ,
gözlerimden düşen kan ,
Dudaklarımda dolanan aklı başında sarhoş bir şiir ...
"Ayhan Işık"gelir, ansızın aklıma,
"Üvercinka"'dan uçurulmuş kuşlar ölür.
Her kanat çırpışında bir hikâye savrulur,
Rüzgâr, "Orhan Veli"’nin cebinden düşen bozuk paralar gibi...
Ey İstanbul...
Sen , "Yahya Kemal"’in Sessiz Gemisi'nde bir ezan,
"Sait Faik"’in balıkları gibi kayıp,
"Ahmet Hamdi"’nin saatlerinde donmuş bir zaman,
Ve "Turgut Uyar"’ın hüznüyle çırılçıplak…
Bir vapur geçer, "Cemal Süreya"’nın gözyaşlarından,
"Edip Cansever"’in masasında unutulmuş bir fincan,
Buz tutmuş kahvenin dibinde eriyen anılar,
Ey İstanbul...
Sen?
Yarası şiir , yarası hüzün
Kayıt Tarihi : 13.2.2025 15:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!