Öyle bir beldeye hayranım ki ben
Feyz akar karanlık gecelerinden
Serâpa (*) hakikat, demeyin “Neden? ”
Bunu haber aldım nicelerinden.
Şu dünyanın kalbi burada atar
Mânevi havası cana can katar
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Öyle bir beldeye hayranım ki ben
Feyz akar karanlık gecelerinden
Çok güzel bir şiir
Şiirinizin şu bölümü çok çok daha hoşuma gitti
Siz bana bu güzel şiiri armağan edersiniz de, ben de sayfanıza gelmez miyim...
Evet, memleketimden uzak hasret çekmekteyim. Bu güzel eserinizi okumaktan da çok büyük keyif aldım bu yüzden, teşekkür ederim. Yüreğinize sağlık...saygılarımla++
Mehmed hocam kaleminizden güzel bir İstanbul şiiri okumanın hazzını yaşattığınız için teşekkür ederim. İstanbul'un her taşına bir şiir yazılır. İstanbul'a ne şiir yazıldı ve yazılmaya da devam edilecektir. Gönülden kutlarım. TÜam puan.Ant.lis. Selamlarımla
İSTANBUL'A YAKIŞMIŞ.
ANLAM DOLU,ANLATIMI OLAĞANÜSTÜ GÜZEL.
USTA YÜREĞE SAYGILAR SUNUYORUM........HALİLŞAKİR
Sevgili Kardeşim: Mehmed İhsan Uslu.
Muhteşem bir İstanbul şiiri okudum. Değerli üstadım şiirinizi Tekirdağ'dan gönderdiğim yirmi dördincü tam puanım ile tebrik ediyorum.
Gönlümden geçen: İstanbul konulu şiir yarışmasının bu yılki sonuçları açıklandığında, ödül alan şiirlerin içinde bu muhteşem şiirinizin de bulunması.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
Hep demişimdir:amanın gözünü,ahrazın dilini açan efsunlu şehir..Bu şehir Peygamber övgüsüne ve duasına mazhar olmuş bir şehir.Son şiirimde dediğim gibi bu şehir anlatmakla bitmez,ancak yaşanarak anlaşılır.Bu bağlamda şiiriniz çok çok güzeldi.KUTLUYORUM................halilşakir
Çok hoş ve akıcı...
severek okudum.
Şiirinizi listeme alıyorum.
Başarılıar dilerim.
Selam ve sevgilerimle....
Bir hece şiiri de benden:
Bir şehidin ağzından
Kuzey Kıbrıs bize bir türbe oldu,
Doktor Küçük, Denktaş ile bir bağız,
Beşparmak'ta can çekiştik gün doldu,
Biz Şehidiz, bu toprağa ortağız...
Temmuz ayı Girne'deyiz, ezanız,
Lefkoşa'da bayrak elde gezeniz,
Magosa'da bu destanı yazanız,
Biz şehidiz, bu toprağa ortağız...
AB için boşa kurşun yemedik,
'Görev' dendi, hiç geriye dönmedik,
Ayyıldızı en yüceye gönderdik,
Biz Şehidiz, bu toprağa ortağız...
Avrupalı yükseklerden baksa da,
Servet verse, seller gibi aksa da,
Lefkoşa'ya yıldızları taksa da,
Biz Şehidiz, bu toprağa ortağız...
Biz Nafi'yiz, Karaoğlanoğlu'yuz,
Kıbrıs için ter dökenin kuluyuz,
Şehidiz ya, AB'den de uluyuz,
Biz Şehidiz, bu toprağa ortağız...
Nafi Çelik
Bir kuş olsam, yükseğinde uçuşsam
Başka şey istemem, ona kavuşsam
Ateş olsam, ocağında tutuşsam
Tüten duman olsam bacalarından.
Aşkı ile yana yana kül olsam
Yâ açılan bir tomurcuk gül olsam
Yâ gülün âşıkı, bir bülbül olsam
Gül koklasam, o has bahçelerinden…..HARİKA BİR ŞİİR OLMUŞ HİPER MARKET GİBİ SAYGI DEĞER ÜSDAT BEĞENDİĞİN AL.
*mecazları ve anlatımıyla beğenerek okududğum başarılı bir şiirdi kutlarım kaleminizi selam ve dualarımla*
o şehire asırlarca nice şairler yaza yaza bitiremedi merak ederim fazla bimem o şehri....kitablarda okurdum öyle tanıdım öyle duydum.....güzel şiirdi...
Bu şiir ile ilgili 42 tane yorum bulunmakta