İSTANBUL
Kültür gürültüsünü eteğinde eleyen şehir
Yedi tepe, aşiyan, akıl sevdası
Ne neşeli yüzerdin ahşap evlerinle iki deniz arası
Ne güzel töze vardırırdın sana değen elleri
Ne istekli bakardın örtüsü saydam günlere
Sipersiz kasketlerin, altın boynuzun, boğazın
Göğe değen parmakların, dünyaya el eden bakışın
Ne ağırbaşlı bir sevdaydı o göz alabildiğine
Kahkül ayrımından sırtlan dünyaya
Kulak ardı edilemez ezgili fısıldayışın.
Maçka’sı, Şile’si, Çamlıca’sı ve Moda’sı
“Üsküdar’a gider iken” yolum üstü tutku havrası
Maharetli bir marangoz adeta, yontuyor belleğimi
Geleceğimde eriyorsun yırtık bir ünlem gölgesi gibi
Mistik gürültünde darlanıyorum şimdi
Neftli düşünceler, şuh elbiseler, ebabil uyarısı
Kirinde kalpazan ustalığı gizli
Kâgir binalarında bencillik virüsü
Salındıkça bulvarlara, dağlıyor çağsıl derini.
Boğazın ülkülere çalımlı akıntısı
Şer dünyaya yüzen ince belli şilebe
Sarıyor içimden bir şeyini, bir şeyini
İrileştikçe kırmızı yaşamalar hengâmesi
Haliç'ten Basra’ya doğru saplıyor mihverini
Salaş sokakların bunalımlı ustası
Sinan'ın minarelerine asıyor kaderini
Kiliseler, sinagoglar darmadağınık
Terk ediyorlar dünden doğma yerlerini
Ve boyadıkça karanlık göğün açı ortayını
Sırlı korkuluklar uygun adım üçer beşer
Camilerse bodrumlarda besliyor minarelerini.
Yadsıyamam, Yeditepe, sırtlan sahası, aşiyan
Hâlâ bir tasarımda kanıyor ellerin
Ayırdına varmadığımı düşünme derinliğini
İsminde bile ne çok şey gizli ötesini geç
Her güzellik diri kalabildiği kadar bilirsin
Uyma ahkâm dillerin sersem vargılarına
Temelin bile koca devin entelektüel zemini
Zemin sarsılıyor, kirli düşün lekesi belli
Çıkar artık cebinden fildişi ellerini
Bak aşklar aşkı deşeliyor, metelik tarih kefeni.
Yıldızlarından düşsel önyargıyı çekiyorum
Sense iki nokta arası bir çizgide meşgulsün
Eski bir akımın sanrısı sızıyor gülüşlerine
Pisagor senden önce yoktu İstanbul
Fatih de yoktu, Hezarfen’den önce uçan da
Antik ekinin otantik yanında komşuluk ilişkisi
Taşın toprağın altında boynuz, bu ikilem
Geni eskitilmiş çekirdekler çimleniyor sinende
Doğmamış yerlerinde yenilikçi kösnül düşler
Kalpazan kusurları Ortaköy'de bulvar
Bundandır göğe yürüyen parmaklarına dil sürmem
Gök mavisindeki yerinde kulampara gözler var.
Nisan 2014 Narlıdere/İZMİR
Sardunya Zamanı Antolojisi, Temren Yayınları, 2018.
Kayıt Tarihi : 19.9.2018 23:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok uzun bir hikaye... İstanbul kadar...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!