Tarihler bin dört yüz ellüçten beri
Meşaleniz sönmez yanar İstanbul
İsminiz dillerde kalbimde yeri
Her yıl Fatihini anar İstanbul
Dalgalanır yedi tepeden alı
Eyüp el Ensarla başkadır halı
Her yana uzamış gövdesi dalı
Olmuş şu cihana çınar İstanbul
Muhammet ismine konmuş surların
İçinde saklıyor bunca sırların
Miski amber gibi kokar kırların
Cennet köşesine döner İstanbul
Camileri çeşmeleri hanları
Bağrına yatırmış nice canları
Şehit düşmüş burda akmış kanları
Melekler üstüne iner İstanbul
Yüz binlerce evliyayla erenin
Kucaklayıp sarmış cümle yârenin
Özü aydınlanır ilk kez görenin
Gönüllere tek tek konar İstanbul
Engin başın yücelerek çıkıyor
Gemilerin boğazlardan akıyor
Her yanın her köşen tarih kokuyor
Kötü fikirleri yener İstanbul
Gözüm dolar sana yönüm dönünce
Hasretinden alev alıp yanınca
Sende ki şahların adın anınca
Yüreğim cız eder kanar İstanbul
Anlatmakla bitmez çoktur mazisi
Tarihinin altın harfle yazısı
Bu garibin seni görmek arzusu
Fikrim aydınlatan fener İstanbul
Bir kez öpsem toprağını taşını
Yudumlayıp içsem o gözyaşını
Şifadır dertlere yesem aşını
O zaman ateşim söner İstanbul
Hayal ile bakıp süzüyor diye
Boş yere destanlar yazıyor diye
Durmadan yarası azıyor diye
Belki eller bizi kınar İstanbul
ALTINAY huşuğla canından geçse
Eyüp de ki kuşlar üstünden uçsa
Gelenler geçenler suyumdan içse
Olsam bir köşende pınar İstanbul
Kayıt Tarihi : 21.4.2011 01:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)