Haksızlıklara karşı sesini yükselten,
Hak, adalet, barış ve özgürlük için çırpınan,
Dini inancı ve mezhebi ne olursa olsun,
Siyasi düşünce ayrımı yapmadan,
Hepsini birden kucaklayan İstanbul…
Kardeşlik ve özgürlük şarkılarını haykırarak,
Şairleri, yazarları şemsiyesi altına alan,
Bütün milletleri bağrında barındırarak,
Dünya dinlerine kucak açan İstanbul…
Sevgilileri, Sadabad’da el ele yürüten,
Leylaları ve mecnunları sinesinde barındıran,
Kalplere sevgi yağmurları yağdıran,
Sessiz sevenlerin ilacı İstanbul…
Aç, susuz ve yolda kalanlara,
Sadaka taşlarıyla yardımlar sunan,
Boynu bükükleri bağrına basarak,
Kuşlar için bile vakıflar kuran İstanbul…
Medeniyetlerin beşiğini sallayan,
Bütün insanları incitmeden seven,
Kucağında büyüyenlere şefkat veren,
Susamış insanları, bağrına basan İstanbul…
Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve Mecûsi
Türk, Kürt, Ermeni ve Rum ayrımı yapmadan,
Herkesi özgürlük çatısı altında birleştirerek,
Sınıf ayrımı yapmadan, seven İstanbul…
Karadeniz’den bereket indiren sevdalı gönüllere,
Üsküdar’ında çifte ezanlarını okutan,
Boğazın derinliklerinde vapurlarını yüzdüren,
Beyoğlu’ndan dünyaya elçiler sunan İstanbul…
Ayasofya’n, Topkapı Müzen, Sultan Ahmed’in
Tapudur seni üzerinde barındıranlara.
Camilerin, kiliselerin ve havraların,
Medine sözleşmesini hatırlatır dost yüreklere…
Üsküdar sahilinde martılarınla kucaklaşır insanlar,
Haliç boyunca lalelerin kucak açar, ayrım yapmadan,
Çocuklar, parklarında kuşlar kadar özgürdür,
Uçurtmaların gökyüzüne barış sinyalleri gönderir,
Bin bir türlü kuşların denizinde, göllerinde kümelenir,
Sazlıkların mavi denizinle kucaklaşır İstanbul…
Üç kıtanın suyuyla harmanlanmış koca şehir,
Bin bir kültürün suyuyla mayalanmış koca şehir.
Ay gibi temiz kalbin herkesi kucaklar,
Okyanuslara uzanır senin kardeşlik suların…
Lalelerin, sümbüllerin, bizleri lale devrine götürür,
Kuşlar, sevgi ve kardeşlik ağaçlarına yuvalar yapar,
Tarihin derinliklerinde sandallarını yüzdürür,
İliklerinde kültürleri nakış nakış işleyen şehir,
Boğazın, kıvrım kıvrım kıvrılır İstanbul…
Her köşende mabetlerinin sedası yükselir,
Uçurtmaların göğün sonsuzluğuna süzülür,
Balıkların, Karadeniz’den Marmara’ya,
Ege’ye Akdeniz’e ve bütün okyanuslara,
Barış elçiliği yapar İstanbul…
Ağlasan dünyanın kalbi titrer seninle,
Gülsen güller, açar dünyanın yüzünde.
Dünya ağladığında kalbin ağlar,
Dünya güldüğünde gözlerin güler İstanbul…
Topkapı Müzen kültür başkentliği yapar,
Tarihin unutulmuş kapılarını açar
Tiyatroların, sinemaların dünyanın dili olur,
Sessiz yüreklere, masum gönüllere…
Kapalı çarşıların, sahafların, hanların, hamamların,
Bileği bükülmez çelikten duvarların, surların
Cağaloğlu’n, Mahmut Paşan, Eminönü’n
Üsküdar’ın, Bâb-ı Âli’n Galata Kulen,
Boğaz köprülerin, Rumeli ve Anadolu Hisarların,
Hakkın savunmasını yapmıştır İstanbul…
Seyyar satıcıların Anadolulun her bir yerinden gelir,
Onların suyunu, tadını ve rengini cümbüşleştirir
Sen, emin ellerde bambaşka oluyorsun İstanbul,
Seni sevenlerin kalbinde çiçekler açıyorsun İstanbul...
Eyüp Sultan Camiin, sahabesiyle maneviyatı tamamlar,
Mezarlıklarında, şehitlerinin sesleri yükselir,
Mısır Çarşın, çarşıların hasıdır tarih boyu,
Haliç’in güllerden deniz örmüştür, has bahçene.
Sandallar yüzer, çocuklar oynar parklarında,
Kuşlar uçar, laleler açar sevgi bahçende…
Valide Camin, güvercinleri kanatları altına almıştır,
Namaz kılanlar, Kur’an okuyanlar, hiç eksilmez toprağında,
Galata Kulen, dünyaya heybetli heybetli bakar,
Senin savunmanı asırlar boyu yapar İstanbul…
Dolma Bahçe Sarayın sarayların hasıdır,
Kız Kuleni ve hikâyesini bilmeyen yoktur,
Sevenler, hep Kız Kulene koşar da koşar,
Sevgileri rüzgârla coştukça coşar…
Dünyanın en eski kapalı çarşısını bağrında barındırırsın,
Şehrin göbeğine, sevgiden çadırlar kurdurursun,
Üç binden fazla dükkânınla harikadır Kapalı Çarşı’n…
İslam’ın barış ve esenlik nidaları yayılır minarelerinden,
Tevhit sesleri sarar, karanlık bulutlara semalardan,
Aydınlık yarınlar, kapını çalar durmadan,
Dünyayı kucaklayan, tarihin sessiz dili İstanbul…
Aya İrini Müzen, Ayasofya ile muhteşemdir,
Kesme çini dekoru ile Çinili Köşkün enteresandır,
Eski Şark Eserleri Müzen, Orta Doğunun mayasıdır,
Soğuk Çeşme Sokağın, ahşap yapınla muhteşemdir,
Cafer Ağa Medresen, bir Mimar Sinan klasiğidir.
Türk Eserler Müzen, toprak, metal, seramik,
Cam eşyalarla tarihi canlandırır İstanbul...
Haseki Hürrem Hamamın, buram buram tarih kokar,
Hipodram Meydanın, paha biçilmez heykellerle doludur,
Yere Batan Sarnıcın, su sarnıçlarının en büyüğüdür,
Sultan Ahmet, Binbirdirek sarnıcın kalın duvarlarıyla,
Tuğla tonozları, çifte sütunlar, işlemesiz başlıklarla,
Seni sevenlere, eşsiz güzellikler sunarsın İstanbul...
7.04.2010
Akdağmadeni
YOZGAT
Kayıt Tarihi : 6.5.2010 01:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İdris Çetin](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/05/06/istanbul-1239.jpg)
tebrik ediyorum
saygı ve selamlarımla..
Hafızalara kazınmak
Dostlar kazanmak
*********************************************
Şiir bizlere güzel vasıflar kazandırdı
Bu kazanımları ebediyete kadar kaybetmemek dileği ile SAYGILAR
TÜM YORUMLAR (14)