İSTANBUL
Büyük camiler, minarelerinde beyaz ışıkları
Bir çocuğun masum, özgürce tavırları
Yarım kalan oyunlarında yorgunluktan uyuklamaları
Tepelerin, uzayan eteklerinde koşuşan anıları
Eminönü’nde sadaka akçelerini
Güvercinlere salan eller,
Martılara ufalanan ekmekler
Arı peteği pencereler, sütunlar, balkonlar
Muhteşem bir tablonun parçasıdır her şey
Kaç ayrı şehri kucaklayan ana
Akıl sır ermiyor asırlık manana
Candan geçtik, vardık bildik canana
İçtik sularından Göktürk’ün kana kana
İşte “is” işte “tan”, sana kaldı “bul”
İsminde gizlediği hazine asra kul
Saklı defterin yapraklarından sızan yaş işlemeler
Düğüm düğüm vurulan kilitteki ilmekler
Nasib_i mahrumiyet heyhat! Neler ekler
Tek taşına değişmem tektaşları
Uzanıyor sur boyunca at başları
Yolumda eski Camii’nin vakarı
Etrafımdır Türk’lerin kazası
Yedi gözün etrafı yedi kuşak mermer
Geçiyor kaldırımdan yosma dilberler
Bölünmüş yolları süsleyen çiçekler, havuzlar
Tarih hattınca dimdik kubbeler, külliyeler
Kariye müzesinde fresk ve mozaikler
Beyazıt’ın çizmeleri
Anadolu Hisarı’na Yıldırım gibi değer
Yeşil tuvaline sarı fırçalar vurur güneş
Koşulmaz yeryüzünde sana eş
İki taş bedesten, Çarşı-yı Kebir
Tonozlarla örtülü, dükkânları
61 sokak 400 dükkânla
Kapalı Çarşı
Dünya’da ilk defa Hezarfen kanatlandı Galata’da
Kule’den süzüldü Üsküdar Doğancılar’a
Hırçın dalgaların kuşatmasıyla Kızkulesi!
Fener ve sığınak
Bir tek deprem yelledi betonunu
Top atışları eşliğinde törenlere kucak açtı
Efsanelere beşik kaldı
Cihan’ın payitahtına bir İstanbul layık görüldü
Asırlardır bir İstanbul’du
Halime Kılıç
Halime Erva KılıçKayıt Tarihi : 2.5.2010 20:21:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)