Sözcüklere sığdıramam, üstelik mecalim yok tarife.
Nadanım ben, meğer yürek sesim, ilham olsun arife.
Dünyada eşin de yok, benzerin de adım kadar eminim.
Yemin etsem; “sen dünyasın, dünya sen” boşa gitmez yeminim
Durgun denizlerde, yüzen sanndala benziyor süzülüşün
Bazen de, yalnız kalmış bir kuğuyu andırır üzülüşün.
Şu gizemli sokakların öyle ki; asırlara münhasır…
Görmeden seni, anlatabilmek imkânsız, yetmez bin asır
Ey İstanbul! Seni görmek; bil ki Yahya Kemal’i görmektir,
Fatihler, Yavuzlar gibi nice sultan cemali görmektir.
Bir yanın Anadolu, diğer yanın; huysuz mu huysuz bir yâr
Sana koşuyor bütün insanlar; akın akın, diyar diyar…
Ne sevdalar yaşandı, kimse bilmez şu surların yanında,
Hüsrana yelken açmazdı sevgililer, o aşk meydanında.
Kınalı saçların dalgalansın yüz yıllar öncesi gibi…
Her bir karışın hatıradır, sanki sevda güncesi gibi…
Sen, filmlerin, erişilmezliklerin, iç çekişlerin şehri!
Sen, aşkların, sevdaların, o göz nuru nakışların şehri!
Sana uzanmak, seni kucaklamak o kadar kolay değil.
Öpeyim bir kez, kır kibir zincirlerini azıcık eğil!
Eğ başını, Boğaz’ın serin sularında yıkansın yüzün.
Al senin olsun istemem, yâr olmaz ne gece ne gündüzün.
Bağrında pırlantalar dizili, göz kamaştırıp parlıyor,
Kem gözler, üzerinden, parça parça sökerek toparlıyor.
Tarihin şahitliği seni haklı çıkarır her davanda,
Sanki binlerce çeşit derde deva barınıyor havanda.
Taşın altınmış, topraklarında altından kolyeler saklı,
Gören hiç bir göz; cazibenden uzak kalamaz ki yasaklı.
Bir ayağın Batı’da, gizemli yollarda yolcudur sanki
Herkes kıskanıyor seni senden, her biri kolcudur sanki…
Uzak diyarların gurbeti, o diyarlar sıladır sana,
Uykuda geçen her bir saniyem inan fasıladır sana.
Senden ayrılmaz ruhum, ölsem bile şark’ın ücralarında,
Hayat su gibi, zaman hızla akıp gider mecralarında.
Alnın aktır, başın dik; nişanense; göğsündeki imandır.
Alamazlar beni senden, sığınağım, işte o limandır
Yankılanır üstünde gök kubbeden gelen ihtişamlı ses,
Kimine özgürce bir vatandır mekânın, kimine kafes.
Bedenin sarsılmakta, yıpratmaya ant içmiş bütün varlık,
Ömrünün sonu gelmekte, ensene çökmüş ihtiyarlık.
Yığın yığın akıyor kalabalıklar, sanki son demindir
Haykırışların imdat gibi, bakışlarınsa matemindir.
Sana yakışmıyor ki hüzün, layık görmem asla acıyı,
Aç kollarını sarıl bana, bitir içimdeki sancıyı!
03/2010/Konya
Tayyar YıldırımKayıt Tarihi : 9.3.2010 17:00:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İstanbul 2010, Avrupa Kültür Başkenti
Nedim'in; İstanbul Kasidesi’ndeki;
“Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl-i bahâdır,
Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır.” ından,
Yahya Kemal’in, Aziz İstanbul’undaki;
“Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer” inden,
Necip Fazıl’ın Canım İstanbul’undaki;
“Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...” ından
Nazım’ın, fethin ihtişamı ve etkisi ile söylediği;
“Bir deniz ki yol vermiş hâkanımın atına
Şahid olmuş Fatih’in yüce saltanatına.” sından,
Ve Orhan Veli’nin;
“İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” sından sonra bütün şairler İstanbul şiirlerini çekinerek yazmışlardır.
Sayın Yıldırım Kardeşimiz, bütün bunları bile bile Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’umuzu bugünkü zenginliği ve güzellikleri ile anlatmıştır. Şair gönlünün gör dediklerini görmüş, yaz dediklerini yazmıştır.
Hatta bu şiire bakarak ”Onlarca devlete, hatta imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehri, medeniyetlerin, kültürlerin ve inançların şu açık hava müzesini, kıtaların tokalaştığı şu kutlu eli, yeryüzünün şu inci coğrafyasını anlatmak her şairin görevi olmalıdır” da diyebiliriz.
Güzellikler görülmese, anlatılmasa ne önemi olabilir ki.
Bu güzel şiiri beğenerek okudum.
Güzel bakan, güzel gören ve güzel yazan yüreği kutluyorum.
Al senin olsun istemem yâr olmaz ne gece ne gündüzün.
Bağrında pırlantalar dizili, göz kamaştırıp parlıyor,
Kem gözler, üzerinden, parça parça sökerek toparlıyor.
Tarihin şahitliği seni haklı çıkarır her davanda,
Sanki binlerce çeşit derde deva barınıyor havanda.
Taşın altınmış, topraklarında altından kolyeler saklı,
Gören hiç bir göz; cazibenden uzak kalamaz ki yasaklı.
selam olsun dost yüreğinize,harikaydı,kutlarım
sevgiyle kalın emi
TÜM YORUMLAR (11)