Alıp götürdü gözlerim beni maziye,
Yeşili aradım İstanbul’un yedi tepesinde.
Çamlıca sırtlarından boğaza bakıp hayran kaldığım,
Güzel günlerine hasret kalıp ağladığım İstanbul!
Farkına varamadık İstanbul; yazık, yok ederlerken doğanı.
Üzülüp artık saçlarımızı, kökünden yolma zamanı.
Her semtinde tarihini, beton içinde gömmüşler,
Ağacın, yaprağın dalının dibine karaçalı ekmişler.
İstanbul, yaşaman bu ise işte senin hayatın!
Bizim düşüncemiz sebepsiz,
Çınarların gölgesiz artık;
Martıların sessiz.
Ömrümde bir gün kalsa da İstanbul,
Hasretine doymadan yaşamamız gereksiz İstanbul;
İnan sana lâyık olmadan.
Üzerinde yer kalmamış İstanbul bir adım atmaya,
Mazini düşünüp dalıyorum bak kara sevdaya.
Üç günlük ömrümde sensiz olmaya,
Alışamadım gitti, canım İstanbul.
Ah İstanbul, kadehler dolusu içilen masalarda,
Dargınlıktan mı içiyorum seni, yoksa yalnızlıktan mı?
Mutlu olmasına mutluydum ben ezelden beri,
Gözünün içine baka baka İstanbul, yok etmişler. seni!
Sami Sefer Coşkun
Kayıt Tarihi : 23.12.2020 21:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!