İşsizlik Gerçeği Şiiri - Mehmet Yücel

Mehmet Yücel
1023

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

İşsizlik Gerçeği

İşsizliği irdelerken piyasada iş yokluğundan hareket etmek ol-
dukça yanlış bir yöntem olur. İşsizlik bir talep, iş arz ise: arzın
azlığından yada yetersizliğinden söz ederek talebi bir kenara
koymak, işslizği teşvik etmek olur. İş arayan kişiler kendi istek
ve düşüncelerine uygun iş bulamıyorsa bunun sebebi işin yok-
luğu değil, ihtiyaç sahibinin arzularıdır. Zor durumdaki bir gerçek
kişi ihtiyaçlarını gidermek için zor şartlara uyması gerekmez mi?
Eğer seçenekler asrasında kendine uygun olmayan işler var
diyip çalışmıyor ise talep sahibinin seçme hakkı olur ki; bu arz
talep dengesine de ters düşer.Arz para kazanmak yerine para
kazandırmaya dayalı bir arz ise talep bunu dışlayıp seçici davra-
narak kendine uydurmaya çalışıyorsa sorun taleptedir. Bir çok
iş veren girişimci vardır ki yeterli uzmanlığı olan dürüst insanlar
bulamadığı için sorun yaşamaktadır. Verilen işlere sahip çıkma-
yan, iş yerinin menfaatlerini korumayan, fedkarlıktan kaçınan,
iş gereklerine uygun davranmayan eleman sayısı oldukça fazla
olduğu için de işsilik tetiklenmektedir. İş veren büyük riskler ala-
rak girişim yapar; ama bu riskleri normale çevirecek eleman yada
ortam bulamayınca bu girişim hayal kırıklığına uğrar. İşsizlerin ken-
dilerini sorgulamsı gerektiği açık açık ortatadır. Devlet işsiliği aşmak
için tek başına iş yeri açılmasını teşvik etmekten öte açılan iş yerle-
rine3 yeterli kalafiye eleman sağlanması için gerekli önlemleri alma-
dıkça işsizlik ve yoksulluk iyice artacaktır. Emek yoğun işlerin gide
gide azaldığı, makinalaşmaya doğru gidildiği ve bir çok işin artık
geçersiz hale geldiği bir dönemde yeterli önlemler alınmıyorsa kor-
kunç işsizlikle yüz yüze kalıncağı açıktır. Yüz yüze kalınan bu durum
her şeyden daha çok toplumu etkileyip akosa neden olacaktır.

İş veren onlarca taşın altına elini sokmasına rağmen, işsiz bir taşın
bile altına elini ya koymak istemiyor yada böyle brir durumda kendi-
sine haksızlık yapıldığını iddia ediyor. Rahatına düşkün işsiz ve rahatı
bozulmuş bir iş veren üretilmiştir. Bir çok konuda elbirliği ile iş verene
karşı cephe alınmıştır. Önüne gelen iş verenin haksız, sömüren, acıma-
sız olduğunu savunur. İş verenlerin sırtına o kadar yük yüklenir ki sonuç
olarak ya iflas eder yada psikolojisini kaybeder. Devletçi sistem yeri-
ne özel sektörün olması gerektiğini savunanlar, özel sektöre karşı her
hangi bir kolaylık ya sağlamaz yada sağlasa bu kolaylık girişimi teşvik
edici nitelikten uzak olur. Oysa iş veren kişiler olmadan da hiç bir şeyin
olması mümkün değildir. Kar ve sürekliliğe mecbur olan işletmeler,
önünü görememekte, bir çok yönden gelen olumsuzluklar yüzünde ya
kapanmakta yada küçülmeye gitmektedir. İşsiliğin çözümü için olmazsa
olmazlardan bir tanesi de patron işçi barşıdır. Alışılagelmiş kalleş patron
kardeş işçi söylevi terkedilmelidir. Patron da bir insandır ve samimi işçi-
ye karşı elinden geleni yapacaktır. Bir işyerinde yıllarca ekmek yemiş
hakkını da bir şekilde almış kişi; işeyrinin en küçük sorunu olması duru-
munda genellikle en büyük düşman olup çıkmaktadır. Sanki yıllarca
para alıp geçindiği iş yeri asla zor düşemez, işverenin sihirli değneği
hep olmak zorundadır. Doğal olarak işveren bu nankörlükleri gördükçe
yeni bir şeyler yapmak için değil yapmamak için düşünmeye başlıyor.

İş sahibi olmak tek başına meşgale ve para kazanma olgusuna
çözüm bulmak değildir.Kişinin bir işinin olması aynı zamanda
severek yaptığı iş olması gerekldir hatta zaruridir. Bu zaruret
kimi kişilerde hasıl olamdığı da bir gerçektir. Eğer işim olsun
aşım olsun telaşınız yoksa sizin için işsizlik bir istek bile ola-
biliyor. Çoğu insab geçinecek kadar imkanı olunca çalışma
gereği duymaz. Bu tür insanların sayısı gide gide artmaktadır.
Bütün işsilerin mağdur insanlar olduğunu savunmak, devleti
suçlamak, işten çıkaran işvereni suçlamak doğru değildir. Ülke
de ortalama 5 milyon işsiz varsa, bunun 3 milyonu iş gerekle-
rine uygun davranmayan, kalifiye olmadan iş arayan, iş beğen-
meyen kişilerdir. Yani %60 oranın gerçeği ve gerekçesi budur.
Geri kalan %40 oran ise işverenlerin olması gerektiği gibi de-
ğerledirilmemesi ve devletin yeterli önlemleri almamasındadır.

Sonuçta işsizlik kader değil, beklentiyle çözülemez, tek taraflı
düşünülemez, 'azıcık aşım ağrısız başım' düşüncesi ile körüklenir.
Bir ülkenin en tehlikeli durumu işsiliktir. İşsilikten psilolojik bozuk-
luk, hısızlık, haksızlık, yozlaşma türer.

Eğer işsizseniz iş sizsiniz.
İşi işçi yaratır, patron yönetir.
Yönetmeyi bilmeyen patronun sermayesi batar.
Çalışmayı ve uyumlu olmayan bilmeyen işçinin hayatı batar.
Rahat bir iş arıyorum diye çalışmayan işçi, rahatsız toplumun ürünüdür.
Rahatsız toplum, rahatına düşkün bireylerden oluşur.
Devlet iş versin diye beklemek yerine, kolaycılığı bırakıp iş yaratmalıyız.

Mehmet Yücel
Kayıt Tarihi : 22.3.2010 19:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Salih Seyhan
    Mehmet Salih Seyhan

    güzel paylaşım tebrik ederim...
    kesinlikle haklısınız ustadım....

    saygılarımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Mehmet Yücel