Israrla Şiiri - İbrahim Tunçkaya

İbrahim Tunçkaya
61

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Israrla

Kavramları çarmıha geriyorum...!
Sen şiirsin
Ben şair
Ben yazdım
Sen anlat sustuklarımı
Hayat böyledir biraz da
Bıçkın sular gibi
İşte böyle sevgili
Var olunca anlam kazanır bir şiir
Ve öldüğünde az yaşamış bir şair...!
Ha bu arada,
“Hayat kısa” demişti bir şair ısrarla
O zaman gel bu kelebeğe ömür ısmarla...!
...
Her mevsimin çiçeği vardır
Her mevsimin çilesi
Çekerim payıma düşeni
Giderim ben yanmaya
Ne dağlarda menekşeler
Ne bahçemde suskun leylaklar
Utanıdılar adını anmaya
İşte böyle sevgili
Var olunca anlam kazanır bir gül
Ve sustuğunda çok kederli bir bülbül
Ha bu arada
“Mavi bende huydur” demişti bir şair ısrarla
O zaman gel bendeki huy'a mavi ısmarla...!

Çocuklar evrenin sahibi olmalı
Kadınlar gökyüzü
Kadınlar evrenleri doğurmalı
Henüz keşfedilmemiş
Nice savaşlar
Ve istilalar görmemiş
Haritalara sığmamış
Tıpkı sen gibi
İşte böyle sevgili
Var olunca anlam kazanır bir umut
Ve kuruduğunda toprak, deli bir bulut
Ha bu arada
“Göğe bakalım” demişti bir şair ısrarla
O zaman gel b/akalım göğe yıldız ısmarla...!

Bütün istikametler sana çıkıyor
Levhalar mı sarhoş
Ben mi yanlış okuyorum
Kalem sana iptila
Bundan öteye ne söylersem boş
Senden çıktım yola
Sende alırım mola
İşte böyle sevgili
Var olunca anlam kazanır bir durak
Ve çok yorulmuş bir yolcu durarak
Ha bu arada
“Ben sana mecburum” demişti bir şair ısrarla
O zaman gel mecburum, sana ben ısmarla...!

Bütün mitolojilerde adın geçiyor
Nice coğrafyalar
Nice halklar
Seni tarihler anlatır
Felsefe sorgular
Bilim seninle başlar
İdamlar sana yenilmiş
Bir mahkumun son dileğisin
Bir bebeğin ilk çığlığı
İlk süt damlası
Aşkın ilk sanığı
İşte böyle sevgili
Var olunca anlam kazanır bir şarkı
Bütün senfoni ve arialardan budur farkı
Ha bu arada
“Beni tarihle yargıla” diyordu bir şair ısrarla
O zaman gel bendeki aşka bir tarih ısmarla…!

Şimdi dağları dövenler
Başkaldırmayı öğrettiler
Kızıl bayrakları göndere çeken
Ve mitinglerde
Ve meydanlarda can veren
Henüz altı aylık bebeler
Ölümden çok yaşamın adıdır
Ve dizlerini yere koydukça analar
Toprağı tırnaklarıyla yaracak
Ki engereklerin
Ve çiyanların korkulu rüyasıdır
Ekmeğine kanını doğramış
Gözleri süngü çocuklar doğuracaklar
İşte böyle sevgili
Var olunca anlam kazanır bir fikir
Ve düşündükçe gün görmemiş bir fakir
Ha bu arada
“Adiloş bebe” diyordu bir şair ısrarla
O zaman gel bendeki bebeğe bir başkaldırı ısmarla…!
..
Ve kavga
Güzelliğinde bulmak bir kavgayı
Dişe diş çarpışan
Ve şarjörün
Ve boş kovanın çekirdeği
Ve mavzerin ucunda
Ve sırtından hançerlenmiş
Kara yağız delikanlılar
Henüz süt kokan bebeler
Ve karnı deşilmiş kadınlar
Darağacını bekleyen
Kılıcındaki öfke
Mazlum halkların dilidir
Ne ihtilaller
Ne devrimler yaşamış
Öldükçe çoğalan
Tanrı’nın unuttuğu çocuklardır onlar
Asla diz çökmediler
Boyun eğmediler
İşte böyle sevgili
Var olunca anlam kazanır bir isyan
Ve kıvılcım çoğaldıkça ona inanan
Ha bu arada
“Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” diyordu
bir şair ısrarla
O zaman gel yeryüzüme aşkı sen ısmarla...!

Sana kimliğim diyorum
Bunca yıllık dilsizliğim
Uğruna serden geçtiğim
Bir ülkeden bir ülkeye sürgünüm
Kayıtlarda vatansız diye geçiyorum
Oysa kanım durur her karış toprağında
Resmî kayıtlarda adım yok
Kaçağım
Sınırdan sınıra göçüyorum
İşte böyle sevgili
Var olunca anlam kazanır bir düşünce
Ve pratiğe dökmüş militanları düşününce
Ha bu arada
“Koçero Vatan şairi” diyordu bir şair ısrarla
O zaman gel bendeki koçeroya bir vatan ısmarla…!

İbrahim Tunçkaya
Kayıt Tarihi : 8.9.2024 19:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!