çocukların düşlerini
boyadın kırmızıya
oysa düşlerde
beyaz güvercindi
kuyruklu uçurtma...
güneşle kıpırdayacaktı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
insanlık düşmanı israil
ırkçı değilim ama lanenetlnmiş ırk
şiiriniz 4 yıl önce yazılmış
israil hala bildiğini okuyor ve insanlık seyrediyor
her yere demokrasi götürdüğünü iddia edenler
israile neden uğramıyor
para ve lobilerden dolayımı
çocuklar gelevektir
ve geldiklerinde geçmişi unutmazlar
saygılarımla
Duyarlı yüreğinizi,umut yolu kaleminizi tebrik ederim,Üstadım,saygılar.
Kutsal yerler
Ey kâfir,domuz gibi mundar leşsin
Sen ancak yılana,şeytana eşsin
Zalim,alçak,lanetlenmiş kalleşsin
Kutsal yerler cehennemin olacak
Rabbimden sana tufan diliyorum
Duam kabul olacak biliyorum
Haritadan yerini siliyorum
Kutsal yerler müminlerin olacak
Lanetli kavmini sular boğacak
Kıydığın canlar yeniden doğacak
Üzerlerine rahmet,nur yağacak
Kutsal yerler çocukların olacak
Ey İnsanlık,nasibi alamadın
Sevgi,barış içinde kalamadın
Akılsız hayvan kadar olamadın
Bütün dünya,kutsal yerler olacak
08/01/2009-Tavşanlı
Enver Bilgiç
şiir güzel de.. başlığa takıldım.. açıkçası beğenmedim başlığı.. çünkü sitem kelimesi uygun kaçmamış gibime geldi.. sitem kimlere edilir, düşünülmeli.. bence kişi sevdiklerinin ummadığı davranışları karşısında sitem eder.. sana sitem ediyorsam seni seviyorum ama kırıldım demektir. muhabbetle..
Medeni bir dünyanın
en medeni zamanını yaşıyoruz güya(!)
Bu şiir de kanıtı (!)
Ey insnalık uyan
işte zulüm çukurlarındayız
ve mazlumlar için çıtımız çıkmıyor.
Peki biz de zalim olmuyor muyuz şimdi?
Bütün insanlığa sitem etmeli bence
çocuklar ölmesin
mazlumlar ölmesin
savaş ise amaç adam gibi yapılsın
benim tepkim bunadır.
Çünkü dinim, dilim, ırkımbir yana
benbir ANNE'yim....
tebrik ediyorum şair
susmadığınız için
ses verdiğiniz için
bizlerle birlikte oralarda yaşadığınız için
El ve ayakları kanlı israile ne kadar sitem edilse azdır.Bir gün gelecek zalime bu vahşetin hesabı sorulacak inşallah.
Duyarlılığınıza ve kaleminize sağlık.
Saygılar.
Affetmem; Yerimi Almayan Kardeşimi
Sen özgürlüğe doğmadın çocuk
Şansına küs, burası kudüs
Seni bekliyor Gaza sana Kerbela
Filistini yaşatmaya geldin dünyaya…
Çiçek yerine ellerin taş tutacak
Oyuncak derdin hiç olmayacak.
Doğuştan azrail ensende,
Okul neyine senin?
Sen ana rahminde askersin.
Canilere siren gelir ilk çığlığın
Zalimi korkutur adın…
Dünyaya topraktır bedenin…
Ondandır sana düşmalığı yahudinin.
Sevmelere doymadan annen
İmansızlar öldürür eteğinde…
Baban traş olmasını öğretmeden
Söndürürler ışığı gözlerinden.
Beşiğine bombalar dolacak
Emziğin katliam olacak
Kana susamışlara hedef bağrın
Mermilere nişan kundağın.
Sana sorulsaydı önceden çocuk
Savaşa doğmak ister misin? diye…
Biliyorum haykırırcasına derdin ki;
Bin kere ölsem yine doğardım Filistine…
Adımı koyun Muhammed…
Göğsümde İman ilk nefesimde
Allah Allah, diye diye…
Gelirim yine bu kıyamete.
Ödleri kopar kuş lastik tutan ellerinden
Allahın verdiği canı alır vicdansızlar…
Sen kabuslarısın onların,
Ondandır körpecik vücuduna bu kurşunlar.
Vatanından kaçan bedeviler görün
Yerimdeyim hala yüzyıllardır…
Ağlamam şehit babama…
Evladım helal olsun yurduma.
Kurban olsun boysuz fidanlar Kana’ya
Yedi sülalem camilerde vurulsa
Siyonistleri yıkmaya namım yeter
Mert kızlarım ve yiğit oğullarımla…
Dünya gözü önünde kurşunlandıkça
Her zulüme kanım şahlanır..
Dindaşım görünen arkamdan vuranlar
Sarmasın yaramı hainler.
Rahatınıza bakın eyyy komşular…
Ben ölürüm sizin yerinize…
Cihada giderim gün görmeden
Dudaklarım tebessüm nedir bilmeden.
Bir güvercin olurum
Öldürüldüğüm yerde kokumu arayan…
Kanımı kutsal toprağa bıraktım
Ruh rengim ak, geleceğim berrak
Ondan size beyaz görünür kanatlarım.
Ağlama annem, ağlama sakın
Utandırma benim ölümü…
Sıratına olurum köprü
Sızlayan burun direğine kokular saçar,
Yollarına çiçekler dikerim…
Görmeye gidiyorum Resulümü.
Bağışlamam;
Kanıma basan imansızı...
Taşlarım bayrağıma dil uzatanı...
Bu topraklar bana
Atalarımdan emanet...
Yerde bırakırsa kanımı,
Affetmem;
Yerimi almayan kardeşimi.
Çocuk, yarınsız dünyanıza karıştım biraz...
Az mavi kattım acınıza
Azıcıkta türküaz....
Bilirim cesursunuz,
Bitmez umutlarınız
Yanınızda olamasakta hep
Sizinle dualarımız.
Siz cennet yeşiline layıksınız...
Miyase Çavuşoğlu
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta