İSO TAŞ
İki ağustosta acı haberin,
Büyük üzüntüyle aldım iso taş
Bir başkaydı yüreğimdeki yerin,
Gurbette yalnız kaldım iso taş
Çocukluktan beri yaramı sardın,
O gülen yüzünle hatırım sordun,
Yalnız kaldığımda yanımda oldun,
Şimdi bir gül gibi soldum iso taş
Küskünüm feleğe ey gün mü gördün,
Helal lokma için ömrünü verdin,
Evine gelince sofra sererdin,
Sofralarda sensiz kaldım iso taş.
O ağustos ayı bir kara gündü,
Yetim kaldı arılar; kovanlar söndü,
Bahçede arılık virana döndü,
Görünce acıya kandım iso taş.
Derdini dökene dertlenme derdin,
Her işi düşene yardım ederdin,
İyi bir insandın müdür bey idin,
Devran müdürlerle doldu iso taş.
Geldim mezarına elimi sürdüm,
Dua ile sohbetimi sürdürdüm,
Çok konuşup seni birazcık yordum,
Garip duygulara daldım iso taş.
Arı çadırında sohbet ederdik,
Sohbetinle cennetlere giderdik,
Ara sıra yarına; kavilleşirdik,
Mezarın yanını aldım iso taş.
Nesip der yanan yüreğim dağlı,
Sen benim öz be öz dayımın oğlu,
Köpekler salınmış; taşlarsa bağlı,
Düzene de bir isyan saldım iso taş.
Nesip Aykın-Ağustos-2014-Tekirdağ
Dayımın oğlu çok sevdiğim İsrafil Taş; tortum belediyesinde uzun yıllar yazı işleri müdürü olarak çalıştı.Kendisi bizlerin büyüyü idi yaşamı boyunca hep sevgiden,hoşgörüden,dürüstlükten,yardım severlikten yana oldu.hiç bir canı incitmedi mekanın cennet olsun benim İsrafil ağabeyim,dayımın oğlu,dayım nur içinde yat.Bu şiiri senin için yazdım mekanın cennet olsun.
Nesip AykınKayıt Tarihi : 10.8.2014 22:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!