Muzaffer bir vedayla süslerken gidişini
Ardında unuttuğun eyvah diye an beni
Vazgeçtiğin her şeyi ve biad edişini
Toprağına gömdüğün dergâh diye an beni
Vuslatı bir düş gibi ardından sürükleyip
Külleri ateşe ver yangını körükleyip
Ve ne kadar suç varsa üzerime yükleyip
Vebali tövbe tutmaz günah diye an beni
En çıkmaz sokak bile gözlerine çıkarken
Okyanuslar denize,deniz göle akarken
Besteler düş yorgunu,güfte hicaz kokarken
Bir kemana sığınmış segâh diye an beni
Anahtarlar açmazsa kilitlenmiş sürgü`nü
Bil ki yok kabul ettim emrettiğin sürgünü
Bir de zindan saymışsam sensiz geçen her günü
Güneşi rehnedilmiş sabah diye an beni
Aşkların terk ettiği bir diyara girsem de
Ferhat`a murat olmuş bir dağı devirsem de
Son kurşunu gönlümün üstüne çevirsem de
Tetiği hasret kokan silah diye an beni.
Kayıt Tarihi : 24.6.2006 12:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)