Kısacık zamanda
Hesaplaşmaları,
..........Kaygıları,
...........bırakalım,
Gün ortasında tutalım
Ellerinden zamanın,
Üşümüş kanatlarınıza dokunsam
Pencereden koynuma alsam
Seyre dalsak dümdüz ovada
Ay ışığını
Sabahı seyre dalsak
Güneşin ilk uyanışı üstümüze
Bir adam
Sevdalıydı Yunus Emre gibi
Yüreğinde Yaratanın ateşi
Arıyordu dostluğu
Doğruluğu
Geceler uzanır yıldızların altına
Gökyüzünü yorgan eder
Nefesine hep o ismi
Her solukta katık eder
Kırk kilitli kapılar ardında
Yüreğimden duman tüter
Sıcaklığı dilde konuşulmaz
Kelimeler için için yanar
Katlı karanfiller açar küllerinden
Kırık sazın kızgın teli
Ölsem şimdi
Avuçlarımda ellerin
Gözlerinde kaybolurken
Dudaklarında öperken
Sıcak nefesini
Ya da saçlarında ölsem
Karıştım kalabalığına mavi rüzgarların
Düşüne alıştım gelmeyen sevdaların
Katıksız yollarına düştüm peşinden
Dağlar perişan, isimsiz dudakların.
Goncalar gülü açmaz olmuş bahçemde
Durun beyaz güller
Açmayın
Dikenli goncanızla kalın
Zamansız bahçemde.
Solsun yüzüm
Size özlemle
Gonca sevinçle uyanmak istiyor
Her baharda kendi dal ucuna
Bülbül sabırla bekliyor sırasını
Seslendiriyor hasreti sevda adına
Yolların benimle bu gitmesi bitiyor
Toprağı eskiden işlemek zordu.
Yokluk içinde coşkuyla ekerdik ekini, tohumu. Eller kavrardı toprağı, sırtımız kan ter içinde sırılsıklam, avuçlar nasır tutmuş.
Sabahın çiğli erken saatlerinde başlardı mücadele.
Yokluk içinde coşkuyla işlerdik toprağı. Buğday ilk yeşil rengini verince toprağa uykuda olan düşler uyanırdı uykusundan. Tarlada ilk filizlenen ekinle birlikte ümitlerimiz de açılıverirdi.
Oraklar bilenir, ambarlar hazırlanırdı.
Harman zamanı yaklaştıkça, güneşten kararmış yüzden gerginlik kaybolur, gözlere sevinç ışığı yerleşirdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!