Sana hasretler topluyorum, ayağımın bastığı yerlerde,
Kimsesizliklerimden beslenen.
Ötelenmiş sığıntılarım,
Yeşeriyor,
Gözyaşımın düştüğü yerlerde.
Hep yalnızlıklarım,
Türkülerin Dili
Islıkla çaldığım türküleri arıyorum,
Memleketimin korkularıydı onlar.
Türkü söyleyenler,
Türkü söylemeyenlere, inat yürekliydi.
Dokununca tele,
Konuştukça susuyorsun,
Çırpındıkça batıyorsun,
Kendine kötülük yapıyorsun,
Yapma.
Bu yolun sonu karanlık,
Sevinç dediğin bir anlık,
Çıkıp gidiyorum bu akşam.
Artık rüyalarına girmeyeceğim.
Ayak izlerimi sileceğim, baktığın yerlerden.
Terk etmemi sen istedin.
Sana, güzel anılar, birde yüreğimi bırakarak,
Çıkıp gidiyorum bu akşam.
Düşüp gelmek istemem gülüşün arkasına.
Beni, götürürken bırak.
Dumanlıdır yarattığın dağların doruğu,
Sisler içinde kalırsa yüreğim,
Parçalanır sen görmesen de,
Beni götürürken bırak.
Bir seni anlatabilmeli,
Tüm kelimeler,
Birde yarını.
Hiç olmamışlardan yazılmalı tüm anılar,
Olmayana dair diye başlamalı,
Yere düşen tozlu kelimeler.
Ben olmasaydım eğer, Dünyada kirlettiğim ne varsa
Hepsi tertemiz mi olurdu acaba?
Sitemkârlığımla astırdığım yüzler,
Bir ay çiçeği gibi açar mıydı yüzünü,
Güneşe dönünce acaba?
Aydınlık saydığım her düşüncem olmasaydı eğer,
Can kuşum elvedamın göz yaşlısı.
Sana yıllar sonrasından sesleniyorum.
Can verenim, sevgine bedelsizim.
Siyah gözlerinde izleri,
Beni anlatan dilleri,
Yok’a dönmüş dünleri,
Adını koymadığım dünyamda
Arıyorum.
Kendimi sana bırakınca,
On Kasım’a
Anlamak için seni,
Her On Kasımda bir daha,
Hesaba çekerim kendimi,
Dünüm, yarınım, Atatürk’üm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!