Bakışların bağrıma hançer gibi saplanıp diğer düşüncelerimi yıkar
Güzel gözlerin adeta bir ışıkla gönlümü aşk ile yıkar
Savaş yeri gibidir yüreğim; kan, barut kokusu…
Gözlerin; top, tüfektir içimi yakıp yıkar.
Her kim ki canandan bir derman bekler
Durmadan aşkı hüzünle bekler
İstanbul fatihini yüzyıllarca nasıl istemişti
Bu gönülde bıkmadan kavuşmayı bekler
Karşıdan gelir gözlerimi kamaştıran güzel
Dertler ve belalar bile seninle güzel
Sensiz garip gönlüme neşe girmez oldu
Seni yar olur sandım niye gelmezsin nazlı güzel
Nedir bendeki bu kasvet?
Bu gönül yarası, bu karanlık?
İçindeki aşığı rahat bırak ki susmasın ey beden!
Susmasın ki, bu aşkın büyümesine izin ver!
Nedir sendeki bu güzellik ki
Aklımı aldı götürdü başımdan
Kendimi tutmaya muvaffak olamadan
Gençliğim uçtu gitti ellerimden
Gözlerin… Yaktı kül etti ciğerlerimi
Sor beni yârim; sor…
Ellerden öğren halimi
Sonra da sar beni yârim; sar…
Acıdıysan biraz halime
Görmez misin gönlümü nasılda çıplak
Şu beklemenin sonu yok mudur, yoksa sonsuzluk mudur?
Eğlenemez oldu gönlüm, karşında pervaneyim
Yüreğim kanar tahmin edemezsin, taç verirsin güzellere
Doya doya alamaz oldum gül yüzünden bir gülümseme
Acep sende hiç insaf, merhamet yok mudur?
Uzakta durma sevgilim yanıma gel ki gör aşığının halini
Gülümsemenden kalbime Giden mutluluk tek tesellimdir
Gülüşünü benden esirgeme
Kurbanı olduğum kara gözlerin uğruna
Feda olsun bu garip kulunun varı yoğu
Ey güzellerin şahı sultanım, yay kaşlım!
Yokluğuna dayanmaz bu yoksul yüreğim
Etrafında benim gibi her kul pervane olur
İçimde aşk vardır halimde perişanlık
Sen yüzüme bakmazsın ya; yıkılır bu cihanın bir yanı
Yolunda perişanım ey gözleri sürmeli
Yollarına baka baka kaldı gözlerim
Karakaşlar kara gözler sende var
Kaç zamandır yolun gözlerim, yanıp kavrulur ciğerim
Heves değil gönlümde sana karşı aşktır hislerim
Ne uzun yoldur ki, bu yol; gece uykularımı böler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!