Sen henüz yazamadığım bir şiirsin
kalemimin mürekkebi seninle dolu,
ama akmıyor bir türlü kağıda!
Sen henüz söyleyemediğim bir şarkısın
ciğerlerim havayla dolu,
Bu gece ben konuşmayacağım belki ama
Yağmur konuşacak, ben susacağım
Tek bir fısıltı dahi etmeden, sessizce
Yağmurun altında öylece duracağım
Karanlıkta siyah inciler gibi parlayan her damlasında
Kimi zaman kaç kilit vurulmuş olsa da insan ruhu
kaçmaya çalışır hapsedilen bedenden.
Ve işte o an tanımlayamadığı bir dürtüyle insan
duramaz olur yerinde, yürümek ister,
yürüyüp uzaklara gitmek
ve arkasında bırakmak her şeyi…
Gün gelecek ki sevgilim
Akdeniz in hırçın dalgaları
Üstünde durduğumuz kayalıkları döverken
Birbirimizin gözlerinden izleyeceğiz batan güneşi
Ve o gün hiçbir kelime yetmeyecek anlatmaya duygularımızı
Öyle bir gerçekliğe varacağız o an, yitip gidecek diğer tüm gerçeklikler
Belki geceler uzun sabahlar da durgun belki
Gökyüzünde yıldızlar gibi parlar anılar
Parmağını uzatsan dokundun sanırsın
Oysa ne kadar da uzaktadırlar
Belki geç kaldım diyorsun, haklısın
ocak, soğuk, ve kar…
erken kalkılmış sabahlar
gürül gürül yanan bir soba
buğulu camı pencerenin
ocak, puslu bir hava, ve rüzgar…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!