Eğer bu bir masal olsaydı şöyle başlardı:
Küçük, köhne, ışığın ne sabah ne akşam uğramadığı, tahta barakasında parlak dans ayakkabıları yaparmış İsmail Usta.
Ama bu bir masal değildi.
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Devamını Oku
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;