Şiirleri Eski, Eski Broy, Üvercinka gibi dergilerde yayımlanan İsmail Toksoy, 21.12.1965 tarihinde Erzincan'da doğdu.
İlk ve orta öğrenimini Erzincan, İstanbul, Altınözü (Hatay), Karaman'da tamamladı.
İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'nu bitirdikten sonra 1987-1989 yılları arasında Hürriyet ve Gazete gazetelerinde spor muhabirliği yaptı.
1989 yılında gittiği Almanya'da 2002 yılına dek yaşadı. Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi'nde İletişim, Siyasal Bilgiler ve Sosyoloji eğitimi aldı. Almanya'da Evrensel gazetesinin Avrupa bürosunda çalıştı. Türk ve Alman yayın kuruluşları ile serbest çalışmalar yaptı. Almanca'dan Türkçe'ye "Lanet Savaş", "Suskunluk Suçu" adlı çeviri eserleri bulunmaktadır.
2006-2017 yılları arasında çalıştığı Ekin Grubu bünyesindeki turizm ve seyahat endüstrisine yönelik sektörel yayınlarda; dünyada turizme yönelik ilk internet gazetesi olan turizmgazetesi.com'da ve 2002'de yayın hayatına başlayan aylık RESORT dergisinde yayın koordinatörlüğü yaptı.
Mart 2017- Ekim 2018 tarihleri arasında Dünya Gazetesi'nde düzeltmen ve gece sorumlusu editör olarak çalıştı.
Şubat 2019'dan bu yana Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) bünyesindeki Araştırma Geliştirme (AR-GE) Bölümünde AR-GE Yönetmeni olarak görev yapıyor.
Eserleri
REN KIYISINDA GÖÇMEN ACILAR
İstasyonlara doluşurduk paydoslarda
yanlış yerlere büyüdüğümüz
o ilk ve son duraklara…
Eski bir nisan tadındaydı anılar…
ne yana dönsek, nereye gitsek
siyah bir gül açardı şarabımızda.
Sus pustu Ren nehri!
kimsesiz çiçekler büyürken
göçmen acılarla koynunda…
İsmail Toksoy
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!