K A R D E Ş L İ K
Bizim alt katımızda oturan komşumuz işlerine daha yakın bir ev bulup oraya taşınmışlardı ikinci kat uzun zamandır boştu, oraya gelecek aileyi merak ediyordum zira bende burada yabancı idim arkadaşım yoktu, bir gün evde emine ile otururken merdivenlerden sesler gelmeye başlamıştı bizde emine ile yani kızım ile merak edip bakalım demiştik,
merdivenlere çıkıp baktığımızda ikinci kata eşyalar taşıyan güzel bir hanım görmüştük aşağı yanına inmiştik yanında çok sevimli bir kız çocuğu da vardı bizim emine yaşlarında,
M E M L E K E T
bu öyküm sevdiklerini beraberinde götüremEeyenlere armağanım olsun.
Hatırlar mısın gönül? sırtın gerisindeki armut ağaçlarımızı, hani ilyasların çayırının başındaki armutlarımızı.
M E S A J
Hey gidi’nin gül yüzlü canısı hey, hani o beni terk edip gittindi ya? İşte o günden beri seni ne çabuk unuttuğumu düşündükçe hayret ediyorum?
öyle değiştim ki canısı, o gün bu gündür resimlerine bir kere olsun bakmadım? şiirlerini hiç okumadım hatta o dolabı açmadım bile? Sen hep derdin ya bensiz yirmi dört saat ağlarsın hastalanır ölürsün diye. yanıldın avucunu yala çiçek suratlım oh olsun işte.
B E K L E N T İ
Ancak ‘nihai beklenti, gerçekten de insan bu kozmolojik ve mucizevi bir biçimleniş içerisindeki bu küçük yeryüzün de bilinçli bir şekilde yaşamaya devam ederken diğer taraftan da bilinçsizce sanki gizemli bir arka plan beklenti hissi içerisinde gibidir.
Söylemek mümkündür ki akıl geldiği bu seviye de anlayıp anlamlandıramadığı birçok şey var olsa da birçok şeyin de evrende var olup nasıl çalıştıklarını artık bilmektedir ve hatta her şeyin bir karşılığının da olduğunu çözmüş durumdadır.
O L A M A Z
dünyada ölümden başka ciddi hiç bir şey olamaz, dahası ölümünü bile bile yaşayan insan için geri kalan hiç bir şeyin ciddiyeti olamaz.
tanrıya kesinlikle inancımızla birlikte 3 günlük ömrümüzde ona böyle kader için kırık kalp ve dargınlığımız'dan başka bir şeyimizin samimiyeti olamaz.
S o k a k l a r
Sabah sabah çocuk çok açtı zaten o gece uyuyamamıştı soğuktu ve yağmur yağmıştı,
üzerindeki her yerleri söküle dikile delinmiş elbiselerinin giyilecek bir halleri kalmamıştı hemde gecenin yağmurundan birazda ıslak görünüyorlardı,
T E L E F O N
Alo gülüm sen misin, evde kimse yok. herkes geçmiş yazlara gittiler bende evde yokum. buralarda her yer hüzün dolu canım.
üzgünüm gülüm evde kimse yok. ben seninle eski baharlar dayım seni aradım ama cevap vermedin gülüm evde kimse yok.
ÜÇ GÜNLÜK DÜNYA
Boş ver gülüm, bu gün de ölmedik ya buna da şükür diyelim ve ha de gel geçmişe gidip acı tatlı ama o güzel günlerimizi biraz hatırlayalım. Biliyorsun gülüm her şey boş her şey yalan, bu kubbenin altında kalacak olan hoş bir seda hepsi bu. Gülüm, geçenlerde sana birkaç fotoğraf daha çekeyim istedim o ipek saçlarını sahilde yele verdiğin günler de ki gibi.
Dedim ama gülüm eskisi gibi aşağılara sahile inemiyorum dönerken bayırlarda yoruluyorum artık yaşlılık işte. O yüzden de bu sefer bizim yayla yolundaki çiçekli pınarımıza gideyim dedim. Hem de bize çok emekleri olan pınarımızdan helallik almış olurum diye düşündüm. Öyle ya gülüm insanlık hali, ne olur ne olamaz.
U M U T
Hey gidinin gül yanaklısı
Biliyor musun gurbet seni götürdük’ten sonra
Hayallerim çıldırmış umutlarım hıçkırıklara boğulmuşlardı, onları teselli etmek mümkün olmamıştı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!