Güzeller güzeli mislin bulunmaz
Feryadımı duyda gel artık yeter
Yaralarım azmış sargı sarılmaz
Melhemini alda gel artık yeter
Kolumda saatin saniye vurur
Bir mecnunum dolanırım çöllerde
Sevdan beni söyletiyor dillerde
Ah çekip ağlarım gurbet ellerde
Çağlayıp akan göz yaşım sel benim
Senin için diyarı gurbet gezdiğim
Her nere varsan seni sezerdim
Gölgen olup ardın sıra gezerdim
Geçtiğin yollara güller dizerdim
Hele zalım sevda nedir bilmezimiş
Bir anahtar bulmadım yarin aşkına
Ellerin ellerimde
Gözlerin gözlerimde
Yanakların yanağımda
Sen bendesin artık
Dokun dokumda
Yağmurlu bir ekim akşamı idi
Şimşeklerin şavkı vururken
Gül pembesi yanaklarına
Süzülüp`te girmişti yansıması
Derinden bir sızı brakarak
Gönlümün otağına
Sevgili cananım dostum
Duydumki gidiyormuşsun
Bizim ele at bir postun
Bir haber bir selam söyle
Giderisen bizim ele
Keten köynek biçilmiyor
Sensiz bade içilmiyor
Senden yardan geçilmiyor
Dağlar dağlardan aşam
Sılam sana ulaşam
Kimi hancı kimi yolcu
Her birisi bir yol tutmuş
Kimi hak yoluna tapmış
Her birisi bir yol tutmuş
Kiminin merağı malda
Sandık sandık ceyizi
Gelin gidiyor leylim
Birinin kulpu kırık
Duvağı dökük leylim
Şeker şerbet yapmışlar
Karlı nuri baba lülük tepesi
Alaca çamları büyük meşesi
Yeni açmış gülü mor menevşesi
Gül dalında bülbülü var mezranın
köse dağın kalkmış dumanı karı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!