Ayrılık;
Kalan kadar gidene de kor
Gitmezsen için içine kor
Ayrılık herkese ayrı kor
Zamanla küllenir kor
Aç ellerini Mevla’ya, odur yaradan
Sen derdi bırak dermana bak
Dermansız dert mi olur yeter ki sen ara
Gölgeni göremezsen suçu kendine ara
Yüzünde geçmişin yara izleri
Taşır ömrün boyunca öksüzlüğü
Bir yanın eksik, bir kanadın kırık
Küçük yaşta olursun mahallenin öksüzü
Büyürsün bir başına bu küçük yaşta
ÖLÜM
Ölüm muhakkak gelecek
Geldiği gün hesap dürülecek
Minareden sela ile duyurulacak
Eş dost ardından gelecek
Dört tekbirli namaz kılıp gidecek
Baharın habercisi çiçekler
Her yerde çıkan papatyalar
Saflığın, temiz sevginin temsilci
Çiçeklerin en güzelidir papatyalar
Bazen bir umudun arandığı
Dünyada tek hükümdarın Süleyman
Bir daha gelmez sana hükmeden
Esme delice, eyleme aman
Korkar sertçe sen estiğin zaman
Uykusuz gecelerimde bir uğultu
Bağırma gönlüm duyan olmaz
Ne kadar bağırsan da olmaz
Kaderin yazılmışsa meşakkatli
Yazılanı yaşamadan olmaz
Daralırsın bilirim gönül, sabreyle
Bir şarkı bestesi gibi hayat
Kimi söyler neşeli, kimi hüzünle
Bir nefes bulursun kendinde
Aşk dans etmekte melodilerde
Küçük bir çocuğun ritim tutması
Seksenlerin Garip Yolcuları
Darbeden yeni çıkmış memleketimin
Henüz baharı gelmemişken gençlerin
Yoklukla varlığın tam net ayrılamadığı
İşçi sınıfında mı yoksa köyünde tarlada
Çalışan çiftçi ikilimin de karar verememiş
Biz çocuk iken;
Dedemizden hikayeler dinler idik
Okullarda modern eğitim görür idik
Cumhuriyet bizim de öncesini bilmez idik
Atasını unutmuş birer öksüz idik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!