İşte yine lanet olası bir gece daha
Başucumda radyo yine hüzün çalıyor
Saat gece yarısını çoktan geçti
Yine canım sıkılıyor yine efkar basıyor
Dışarı çıkıyorum çiseleyen yağmurda
Dolaşıyorum boğulmamak için
Yorgun düştü gözlerim
Seni her gün aramaktan
Bir daha arıyorum
Yeniden arıyorum
Yorgun düştü beynim
Hiç bir günüm rast gitmedi seninle
Sen hayatıma kanıma gireli beri
Yitirdim ufkumu tüm değerlerimi
Basiretimi kaybettim yüreğimi beynimi
Kendimi kaybettim sersem gibiyim
Öylesine ezik buruk küskün
Gördüm ki yavrucuğum seni
İçimde ta derinlerden
Hissettim koptuğunu bir şeylerin
İşte yine başlıyor bitmeyen geceler
Sen yalnızlık bilirmisin yavrucuğum
Bilirmisin tadını yalnızlığın
Bir ömür boyu yaşamın ızdırabını
Cıvıl cıvıl insanların arasında
Tek başına yalnız yapayalnız
Sen mutsuzluk bilir misin?
Tattın mı? Yaşadın mı? Burkuldunmu?
Düğümlendimi boğazında ilmikler
Nasıl anlatabilir misin?
Çizebilirmisin? Tasvir edebilirmisin?
Resmedebilir misin resmini mutsuzluğun
Yüreğime bakacaksın sen
Merak ediyosan eğer
Nasıl yandığını yüreklerin
Alev alev yanıp tutuştuğunu
Kavrulup nasıl küllendiğini
Yüreklerin yanık ah çekişini
Daha da eskidi anladım
Eski ben değilim artık
Eski bahar daha da soldu
Dilim sustu yüreğim beynim daha sakin
Hayat yordu beni hevesim kalmadı
Aynı dingin denizler gibi
Kar yağdı dünyama bu gün
Denizlerin, göllerin, nehirlerin
Çorak tepelerin üstüne
Başıma, beynime, gözlerime
Kar yağdı yoksulluğun üstüne
Nihayet sonuna geldik
Acı, sıkıntı, yokluk yoksulluk
Dolu sinir harbi anarşi dolu
Kocaman ömür gibi bir yıl
Ömrün ortasında çeyreğini
Alıp götüren şu meş'um yıl
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!