Gözü kör olasıca dünyanın öbür gözü uykusuz
Sağırdır, işitmez çiçekler.. hem de korkusuz..
Suların üstünde yürürsünüz sizden ürkmez
Biz değiştirelim, demeyelim ha ölmek, ha uyumak
Bir tek şey var ki.. bir küçük bakışla,
Bir küçük sözle,
Bugün de kanıma gir..
Bir yalan söyle, çek beni yalnızlığımın içinden al,
Ben zaten kanmaya hazırım
Haydi.. elim telefonun üstünde,
Mesaj sesi sonuna kadar açık,
Telefonun sesi en yüksek ayarında..
Bir tutam ayrılık aldım bugün İstanbul dan…
İçi boş, yürekleri uçmuş gitmiş
Pervasız dönen kuralsız bir ok çıktı içinden
Kanayamayan yaralara bir neşter gibi vurdu
Yanlış anlaşılmalar, anlamalar yok artık
İki insan da yok
Kaldırımlardaki tüm serserilerin bayramı bugün,
Abanoz Sokağı fahişeleri yine etleri kadar saygın…
İstiklal Caddesi’ni boyluboyuna arşınlıyorlar
Tahran’da Aşk Makinası Leyla, bir vincin ucunda sallanıyor
Ortaköy’de bir cinsi latifin kolunda kalıyor morfin şırıngası
Karadeniz ilk defa hırçınlığına isyan ediyor
Sen bana ne bakıyorsun ki.
Sözlerime niye darılıyor, alınıyorsun ki..
Korkularımı bilmiyor musun…
Seni kaybetme hastalığına tutuldum..
Kem söz kişinin kendine aittir..
Hiçbir şeye yormak istemiyorum…
SAKLANIRSIN DUVAR KÖŞELERİNE
Ay bölündüğü gecelerde,
Uykularına hasret…
Sabahları bekliyor musun sende,
Gözlerin uzak keskin bir ölüm dinginliğiyle,
Uğultuların hakimiyetindeki rüzgarlı bahtsızlıklarla
YAKMA MUMLARI KARANLIKTAYIM..
Mumları yakmadım bu gece
Gerek yoktu çünkü..
Göremedikten sonra gözlerini,
İflahım kesilir, fersiz kalırım..
GELEMEM
Ayaklarım tutmaz aşamam dağları
Çağırma gülistana kanatsızım gelemem
Gitti ömrüm tükendi gençlik çağları
Felek vurdu gözüme sızım var gelemem
Ayrılık saati vurdu, böyle deme: “elden bir şey gelmez ki.”
Bizi de almasın kervanına, suçlarımızı inkar ediyoruz..
Kadere yüklemişiz bütün olan biteni
Daha kaç sabah olacak, biz bu dünyada kaç gün kalacağız,
Elimde tırmık, elimde yaba savuralım dertleri rüzgara..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!