YÜZÜK
Ay, parmağımı ona doğru uzatınca
gümüş bir haleydi yalnızca....
sarnıçlarda topluyorum şehrin yağmurlarını,
hüzün koyuyorum ayrılık koyuyorum adını,
damarlarıma yatırıp tüm sokakları,
kalbime akıtıp çıkmaz sokak yapıyorum,
geceyi inan parça parça bölüyorum,
her saatte bir dizeye yaslıyorum başımı,
Mahmur gözlerinin
aralanışında aydınlanır şehirler - istanbul dahil,
hafifçe doğrulurken
uzayan boynun mudur,
hiç geçilmememiş upuzun yollar mı?
omuzlarından dökülen
SU SATTIK
edip’e...
fırsat varken
kaçalım diyememiştim
gökyüzünü paylaşırdık
BAHÇELER
İlk önce ben
Terketmeliymişim bahçeleri
Zaman akmıyor orda
Bak duran dünya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!