Bir şafak büyüyordu uzak dağlarda
bıldır doğmuş anasından, geceden
Uyumadan uyanmıştı İsmail
uykumsu bir düşünceden
El dayanmaz gözeleri seversin sen İsmail
burda sular kan gibi
Sen gecende cırlangıçlar dilersin
bu geceler akortsuz keman gibi
Bir kamyon tırmanır viyadüklere
sen bilirsin motorunun hacmini
Bilemezsin ama baht-ı fenanın
savsaklanmış isteklerle devindiğini
Dizgin tutmaz atlara geçirmişsin sözünü
kayışlara, bobinlere, çarklara
Gücün yumruklara yetmiş; yetmemiş
bir arzuya açılmış dudaklara
İstemişler, vermişsin, istemişler
vermişsin, istemişler, vermişsin
Günlerini, aşklarını, kafanı
istemişler, önlerine sermişsin
Diplomanı duvara kim astı? – Karın
Üzerine mühendis diye kim yazdı? – Baban
Sana kalsa kuzuları sağaltırdın sen
şimdi atölyede tamir bekleyen volan -
bir şey söylemiyor mu uykusuz geceye?
Şenliksiz sabaha, neşesiz göğe?
Paraysa işte para, ya niye
satın alınmazlığı kaygısızlığın?
Altını bağlarlardı, hatırladın mı?
Oysa e-e yapmamıştın belki bir yıldır
Şimdi uykularını ipiyle boğan zıbın
aynı suçsuzluğun cezasıdır
4-5 Temmuz 2005, Ankara
Barış YıldırımKayıt Tarihi : 15.8.2005 12:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)