Salacak'ta sabah vakti gezerken
Bir garibana rastladım, sızlanıyordu
Selam verip yaklaştım, hâlini sormaya
Yaralarına, kendimce merhem olmağa
Ak saçları, elleri
Yorgun düşmüş, gözleri
Evin, cennet bağı gelin
O gözlerin ahu gelin
Kelamın duymak isterim,
Çöz, dillerin bağı gelin
Sakınırım, gözden gelin
Ne ki insan, neyi var ki elinde?
Varlığını veren zâtı bil, gönül
Bunca nimet içre durup yaşarken
O zât için varlığını sil, gönül.
Bilemedim, hep O'nunmuş ne varsa
Ay güzel, Güneş güzel
Vefâlı bir eş güzel
Kara gözün üstüne
Hilal, kara kaş güzel.
Yerde cevher taş güzel
Hadi git! Gitmeni istemediğim, uzaklara
Kal diyemediğim, nazım, niyazım, elimde kırık sazım
Sen, benim kışım, yazım
Sen, benim alın yazım
Yağmurlardan sonraki çimen kokum
Gerçeklere aşığım
Kıymetlidir hakikat
Boyalı dünya boştur
Ziynetlidir hakikat
Varsın, önüme dursun
Hiç benim için, kalbin atmadı
Hiç kimse için de kalbim çırpınıp, atmadı
Hiç sevilmedim ki ben, sevinmedim ki
Hiç kimseyi, senin kadar sevmedim ki
Hiçtim senin için, etrafindakilerdi işin gücün
Özgürlük istiyorum
Gözüm sonsuza baksın,
Özgürlük istiyorum
Esaretleri yıksın
Düşünceler girmesin
Herşeyin içinde bir başka şey var
İçiçe geçse de kelimeler var
İçinden dinlersen kulağın duyar,
Herşeyin birazcık attım, içine
Birazım çok oldu, bereketlendi
İyisin de, yalan söyle
Işıklar hep sönmeden gel
Şu gönlümü eğle, öyle
Işıklar hep sönmeden gel
Ölünce kaplar, karanlık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!