NAZ
Cihangir şafaklarda raks eden rubailer,
Kalplerde şüpheleri, tereddütleri siler.
Saklanır arkasına, saldığı dikenlerin,
Bir kızıl gonca olur, bülbüllere naz eder.
PEYMANELER
Senin adınla yanar sevdalı seyyareler,
Elemi esirgeyen hicranlı fevvareler,
Sır gibi sakladığı lezzetini içinde,
Dolup dolup boşalır aşkınla peymaneler.
GÜNEŞ VE MEHTAP
Çarpıldı, korktu, Güneş, söndü, görünce seni,
Gök kuşağı usulca kokladı nazik teni.
Zühre kıskanç, muhteris, tenhada gülten üryan,
Gece mehtap süzülüp geldi, öptü enseni.
Bir Eylül akşamında ağlıyordu mutriban.
Velvele-i Kudümu sardı feryad u figan.
Yetmiş yıl çile hasret, bitti Şeb-i Arusla,
Hüzne boğup ihvanı, vuslata erdi Özkan.
İLİKLERİMDE NEFES
Elif gibi kıyamda, secdede mim misali,
Mütefekkir vav oldum, göz yaşımda hayali,
Her zerrem hıçkırıkla, hep ismini sayıklar,
İliklerimde nefes, mesken tutmuş hilali.
YARE YETER
Naz, sitem, cefa, elem, keder, ağyare yeter.
Münhasıran yazılmış 'NEFES' de yare yeter.
Sancılı soluklarım kafi gelmese bile,
'Yüzündür Cihanı...' ve 'Semt-i Dildare...' yeter.
YEDİ KAT GÖK PERVANE
Ruhum el pençe divan durmuş Sana, amade,
Bülbül mahzun divane, Ben biçare üftade,
Fezada seyyareler hep 'Sen', 'Sen' diye döner,
Yedi kat gök! pervane, cümlesinden ziyade.
YİNE HİCRAN
Firkatınla erguvan mahzun, mahur hal aldı,
Kucağımda simsiyah hüzzam bakışın kaldı.
Sensizliğe büründü, vurgun mahkumu gülşen,
Filizlenen umutlar, yine hicrana daldı.
VUSLATINDAN KORKARIM
Bu ne biçim aşk Ya Rabb! Yaktı beni derinden.
Gözüm görmez kimseyi, mutluyum kederinden.
Vuslatından korkarım, incinir diye teni,
Sonsuz ilham, zevk ve haz alırım siteminden.
SENDEN BANA AYIŞIĞIM
Gah Hilal'de vav oldum, gah dolunayda bir mim,
Elif, Elif süzüldüm, ummalara serildim,
Sevda dalgalarınla, bölündüm zerrelere,
Kavuşsun, senden bana, ayışığım nefesim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!