Akşamın alaca karanlığında,
Bir rüya, bir rüyadır,ki hiç sorma
Yıldız tutmuşsun sımsıkı avcunda,
Ben se kaymışım dipsiz uçuruma,
Gök kuşağı taç güzelim başına,
Kabul görmez dilesende bin dilek,
Çektikçe artan içimde ki sancı,
Gönül bahçeme bağlı isli köpek,
Hep ürüşünde girdi her yalancı,
Benmi üşüdüm dondumu yuvarlak,
Daldan nehire yaprak gibi düşüştür ayrılık,
Bilinmeden bilinmeyene göçüştür ayrılık.
Hanki şelalenin sarp uçurumundan,
Bir girdabın kucağına düşüştür ayrılık.
Kaç ay kaç yıl döner bilinmez,
Gözümün gördüğü kadar güzelsin,
İçimdeki değer kadar özelsin.
Kalbimin boğazına kadar sensin,
Sen beni neden böyle hep üzersin?
Yüreğimde kanatlanmış bir melek,
Dolub da kalmış hasret paslı senelerden,
Bir lokma mutluluktu gelen yüreklerden,
Buluşurken öç alıp vahşi gecelerden,
Hırçın rüzgar eserdi yalçın tepelerden.
Hüzünlü geleceğe ümitler katardık,
Seni düşündüm hep seni bu gece,
Kayan yıldızlara tek tek bakarken,
İsmini söyledim içten sessizce,
Göz kirpiğe damla damla taşerken.
Duyuyormusun ha isyan sesimi,
Deli olmak istiyorum unutmak için deli olmak,
Ayakkabılarıma kum doldurup oynamak,
Yolmak geliyor içimden bütün çiydemleri,
Silmek geliyor evrenden tüm güzellikleri,
Hatırlatmasınlar diye bana seni.
Bir yağmur ki başa serpilir,
Kıl ince dökülen bardaktan,
Acı bir sancıdır yükselir,
Kalpte saplı paslı bıcaktan.
Hep bin bir bilmece çözmüşüm,
Ey ben sana,sana söylüyorum,
Neyine güvendin ölümüne sevdin,
Bak gördün bir anda unutuluverdin,
Uzandı uzandı ellerin itiliverdin.
Ağlama ağlama gözlerim kurumalısın,
Vaybe sami ustam yine aklıma,düştü,
Hani iş verirdi bize bazen en ağırından,
Akşam olur çay söylerdi en koyusundan,
Anlatırdı hayatını en hüzün en acısından,
Öğüt verir gibiydi sanki hep sözleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!