Şu görklü dağlara çıkıp,
Avazım çıktığınca haykırmak istiyorum
Lakin beni anlamıyorlar
Uzun uzadıya deniz kıyısından ufka bakıp,
Saatlerce susmak istiyorum
Bişkufem
Sen ruhuma ve kalbime ayine olmadan önce
Karanlıklar içindeydim
Her sabahım,her gecem
Vahşetli zifiri karanlıklara benziyordu
Önceden böyle bir duyguyu hiç hissetmezdim
Aklım,fikrim,kalbim hep seni arar,hep seni düşünür
Gönlüm yaralı,ellerim çaresiz
Ben sana meftun
Önceden geçici bir gençlik hissi derdim
Ey beni bir çift ceylan gözüyle gönlümden yaralayan
Bu duygusuz adamın kalbinde en güzel duyguyu var eden
Güzel yüzüne hasret olduğum
Sen neredesin ?
İçimde bir dert var
Beni için için sıkıp bunaltan bir dert var
Adını hala koyamadım,koysam bile bu dert
Kolay kolay geçeceğe benzemiyor
Hiçbir zaman gözümün önünden ayrılmıyorsun
Bakmayın yüzünüze gülüp
Sözde dertsiz durduğuma
Ruhum kan ağlıyor
Kalbim dilhun oluyor dostlar
Hangi işi yapmaya kalksam,
Birisi var dostlarım
İlk görüşte aşk derler ya
Benimkisi de aynen öyle oldu
Ama ben ceylan gözlerine baktığımda
Onun ruhunun,kalbinin ve de ahlakının
Soğuk bir Yozgat akşamında
Gece yine sessizliğe büründü
Dışarıda biçare gezen eskiciler
Şehrin kirini toplayan,bedbaht işçiler
Ama sen hala yoksun ceylan gözlüm
Seni gördüğüm zaman
Aklıma coşkun akan nehirler
Suyu dinmiş dereler
Kar yağdığında sessizliğe bürünmüş
Hoş manzaralar gelir
Artık yaşamak zor geliyor
Hayat o kadar ümitsiz
Hayat o kadar vahşetli oldu ki
21.asrın insanı,insanlığını kaybedeli çok oldu
Ruhunu kaybedip,dünyevi zevklere tapar oldu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!