Canım sen yoksunda, ruhumda bi öksüzlük var.
Senden kalan izleri görmek için yer kaldımı ki bakmadığım.
Ne mecal ne hal bırakmadı çığ gibi büyüyen özlemim.
Her gün görsem bile resimlerini, rüyaların ayrı bir yeri var.
Ne arayıp ne sorduğun nede gelen haberlerin var.
Yazdım seni kelebeğim, bir sonbahar günü konduğunda bahçeme.
Pırıl pırıl altın tozu kanatlarını yazdım.
O seni ilk gördüğüm gündü, Ertesi gün ve daha ertesi, hep seni yazdım.
Yürürken, sana bakarken, uyurken yazdım, ekmek alırken markette seni yazdım.
Arabamda cam’a konmanı, çarşıda pazarda yazdım. Belki kağıt kalemle değil.
Seni sevgimle kalbime yazdım.
Gidiyorsun öylemi, hiç gelmez sanırdım o günü.
Demek o gün bu günmüş, artık yoksun.
Yokluğunda hiçbir şey sevimli olmayacak,
Ne uyanmak için çalan saat,
Ne pencereler, ne marketteki ekmekler,
Ne arabamın kiri nede attığım adımlar.
Hiç umursamazdım özlemeyi, özlenmeyi.
Neydi ki özlem, özlenen özleyecek miydi de özlemeliydim,
karşılıklımı olmalıydı bu özlem denilen şey,
eğer karşılıklıysa bu etik olur muydu, derecesi neydi.
Bir denge terazisine konulduğunda denge nasıl durmalı,
tam ortalımı olmalı ki iki tarafta onu kademeli artarak sürgit yaşasın,
Şimdi soracaksın, yokluğumda ne yaptın diye.
Hiçbir şey desem yeridir.
Aslında çok şey yaptım, seni özledim fazlaca.
Sohbetlere değildi tebessümüm, sendin gördüğüm.
Haberlere baktım, sunucu oldun, baktığım sendin.
Marketten ekmek almanın da bir cazibesi yoktu inan.
Kasada para üstü veren kasiyer sen olmasaydın.
Bir başkası boş görürdü balkonunu eminim,
Ama sendin orda bana el sallayan
Yokluğunda nemi yaptım?
Seni özledim çokça.
Eger buysa sorduğun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!