Dertlerimin depreştiği yağmurlu bir akşam
Oturdum mesken tuttuğum o kırık banka sırılsıklam
Bir elimde resmin bir elimde sigaram
İçip içip ağladım sabaha kadar
Ve hayalin belirdi ağlamaktan kan bürünmüş gözlerime
Anlatamadım derdimi kimselere
Boğazım düğümlendi dökemedim kelimelere
Mecnun misali düştüm de çöllere
Anlatamadım derdimi kimselere
Çoktan doldurmuş bir yudum kahve kırk yıllık hatırını
Vuslatı beklerken ayrılık aralamış kapıyı
Gözlerim rüyalara dalıp yazarken son satırlarını
Gönül kabullenmiş sanki bu kez ayrılığı
Güneş doğsun diye beklerken tan yerini
Demek gidiyorsun
Nedenini sebebini söylemeden
Gözlerimin içine bakıp iki kelam etmeden
Sessiz ve sükut içinde çekip gidiyorsun
Bilirim fayda etmez yalvarıp yakarmam
İnce ince çiselerken nisan yağmuru
Bir rahvan olup koşmak istiyorum sana doğru
Yüreğimin en tenha yerine ektiğin umudu
Yeşertip de koşmak istiyorum sana doğru
Ağaçlar tomurcuklanıp müjdelerken baharı
Aklıma mıh gibi çakılmış gözlerinin kahvesi
Unutmak mümkün mü o mücevher gözleri
Seni düşünmektir serseri gönlümün derdi kederi
Seni düşünüyorum her dakikanın her saniyesi
Seni düşünüyorum gecem gündüzüm olmadan
Dün gece yine sen düştün aklıma
Beraber yürüdüğümüz o sokaklarda
Adını sayıkladım her adım atışımda
Anıları yaşadım bir sokak lambası altında
Bilirim duymasın feryadımı uzaklardasın
Uykusuz geçen bir gecenin sabahında
Zamansız düştüm sevda denen günaha
Maziyi unutup daldım başka rüyalara
Korkarım gönül yanan yine sen olursun diye
Ey gönül yetmez mi çektiğim bunca çile
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!