Onurlu yaşamak sözüyle yaşlanan bir can...
Ne zaman ki kanlı gözlerimle daldım rüyaya
Bir musibetle uyandım sabaha, demiri dağladım öfkemle
Geçmişin pişmanlığını, geleceğin kaygılarını
taşıdım heybemde
İnsan olmaya çalıştım taze sakallarımla
Bu enkazı üzerimden kaldırabileceksen gel
Bu günahı aklayabileceksen gel
Bu yorgun yüreği göğsünde dinlendirebileceksen gel
Azad etti sevgin beni
Tek adım daha atmaya mecalim yok
Neden kimse inanmıyor
Okuduğun kitapların baştan yazıldığına
Şiirlerin yazmak kadar silmek olduğuna
Seni anlatamayan kelimelerin ipe çekildiğine
Bu hikayenin tan yeri ağarmadan yazıldığına
Farkındayım.. :
Sen gibi bir yar sevmek benim haddim değil
Omuzlarında hasret giderip
Cennetle müjdelenmek
Benim haddime değil
Yaralarıma kırk çaput sardım sarmaladım
Alemden sakındım da sakladım
Her tenha da yine ben deştim ben kanattım
Anladım... Ağladım
Sabah oldu Sildim gözyaşlarımı
Aylar sonra bir salıncak kenarında duymuşum sesini
Aylar sonra, aynı kaldırımları adımlamışız
Kokun karlar altında baharı bekleyen bir kuş masumiyeti
Yine bir hal olmuş gönlüme...
Papuçların toz bırakmaz sokaklarımda
Yıllarını vermişsin bir beyaz önlüğe
Kuşları tutalım istiyorsan yurdumuzda
Kışları daha çok gül bana
Göç etmesin serçe demiyorum ama
Yuvasını kursun dallarımıza
Sevilmek istiyorsan
Senden kaçarken bile seninle koştum
İçmeden aşkınla bilmem kaç kadehlik sarhoştum
Kalbim/n bana hükmettiğinde
Sessizce gölgene saklanıyor ve Seni sayıklıyormuşum
Yüreğimde yalnızca seni taşıyor
Zemheri bir aşkı yazıyorum karakalemle
Hayret etme sözlerime
Hayret etme maharetime
Benim sırrım sensin
Yazdıran
Halimi sorma, beni yalana sürme
Ne olur gitme, eğer bir gün gideceksen de
Benden yana bir adım daha atma
O gün Sahaflar çarşısında
İki saat konuştum sana, her şeyi söyledim
Başarılı