(Sevgili Süha Anar’a)
heyhat nasıl da geçiyor zaman
kim bu
haince durup karşımda
aynadan
bana saati soran
saçlarının kokusuydu baharda güller
gözlerin Leylâ gözlerin bakışlarıma tuzak
yüreğim
hasret denizine attığın bir parça sünger
âh Leylâ vuslat ne kadar uzak
yüreğinde taşıyan için
gurbeti
özlem nereye kadar
gurbet nerede başlar
sıla neresi leyla
sen ki
cân’ın oklarına
can siper edilince
alında
bir sayfa
kapanır
akdan beyaz sayfayı
dar olur başıma inan bu koskoca kışla
şarjöre özlem çekip tetiğe basınca kalemin
sürükler hayalin beni çılgın bir akışla
taş taş yıkılır bütün surları kalemin
tut ellerimi onar beni dirilten bir bakışla
I
gökteki yıldızlar kadar
hatta
yaşanmamış kadar
uzak zamanlarda
Hasret kuyularında unutma Yusuf’unu
Bir sevda kervanıyla gel sevdiceğim
Yakup da bir kanlı gömlekle avundu
Hiç değilse bir mektup sal sevdiceğim
heyhat nasıl da geçiyor zaman
kim bu
haince durup karşımda
aynadan
bana saati soran
Söyle nedir yüzündeki bu mahzun edâ
Sen de feleğin mekrine çatmış gibisin
Uçmuş zülfündeki buğu susmuş o sedâ
İntizârına ağular katmış gibisin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!