Senle konuşurken ben ben değilim
Sanki geziyorum ruhun derinliğinde
Belki dolaşıyorum cennet bahçesinde
Veyahut mavi gözlerinin derinliğinde
Çiçek olup açarım gülün dalında
Gözlerim yaş selini akıtmakta
Hilal bir gün görünsün diye
Elin açmış yaradana yalvarmakta
Kuyudan saraya çıkarsın diye
Uyumak istiyorum uyumak
Gözlerimi hayata yummak
Söz vermeliyim bir daha yok açmak
Rüyalara dalmak
Ruhlarla dolaşmak
Hayatın yorgunluğunu atmaya çalışmak
Vefa,vefa kaybolmuş bir şehir
Unutulmuş.Haritadan silinmiş
Ne arayanı kalmış ne de soranı
Çiğ mi kar mı
Kapatmış yollarını
Güneş mi doğmuyor üstüne
Yaradana yalvarmak geliyor içimden
Vazgeçmek istiyorumbir an kendimden
Hafiflemek kuş gibi uçmak göklerde
İstiyorum arşı geçmek perde perde
Ruhaniyette dolaşmanın tadına varmak
Semanın kapılarını bir bir aralamak
Yazık ekimi bilmeyen insana
Beden tarlası edilmiş teslim
Ahsani takvimden inmiş hayvana
Vay haline vay sonu çok elim
O kadar halt o kadar günah kerahet
Yediğinde içtiğinde kalmamış bereket
Evine baksak haşere dahi eder şikayet
Böyle yazmış ise Mevla
Bir bir başa gelir imiş
Kaderde var olacaksa
Gören gözler körelirmiş
Yeter gülüm yeter yeter
Dert ettiğin yeter yeter
Dünyada ölümden beter
Neler var neler neler
Basitlik bu olsa gerek
Hallaç yok mu beni dövüp
Tozumu çıkarıp edecek yorgan
Doktor yok mu benim yareme çare
Bulacak tezini nefs üzere yapan
Avukat yok mu benim derdimi
Güzel dille edecek hakka beyan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!