ıslığın sesinde bellerdik sözü
ne yaman, ne menem bir bulut tabakası
geçince aklımızdan keş dağına
acele ile dualar ederdik
hoyrat duran
sevdalarımızın maverasına
sessizliği bir lahavle çığlığında
eritirdik geceden
yürüyünce arkamız dağ
bakınca göz bebeklerimiz
çam dallarında asılı duran umut
iskarpin altında çiğnen
çaresizlik olurdu
keş dağı döngel köyü ‘ne bakar
aklında tutamadığın tüm dualar dillerde
elinde ateş yalımından kalma kor tüter
mihrican düşmüş ak şakaklara
karda koşan tavşan yavrusu
bir umudu süsler
buz tutmuş bıyıklarında
bir de akşamdan kalan kan lekesi
kar tanesinden ziyade
bahtı açık vadi aralığında
ülkeye muştu olur akar
mamakta bestelenen tüm şarkılar
yar adına, anam diyen diller adına
ülke adına, umut adına
yankılanır yalın kılıç
bir çobanın azığında
ölünce taçlanırız biz
yürek ülkesinin
zafer taklarında
ayazı belimize doladık
kaşkol boynumuzda iğreti durur
kar taneleri aman vermez sözümüze
yollara düşen dostlar
yıllara aman verin de geçsin
kardelenler açsın
bulut yüklü başımızda
ashabı kehf olduk
koyun koyuna yatar düşlerimiz
uyuduk uyandık bir gün bile geçmemiş
kıtmırimiz parça parça kahrından
üçyüz yıldan öte çalar türkümüz
geçmez haraç mezat olan dostluklar
bizim pazarda
geçerse uğruna öldüğümüz
sevdalar tüter
şehrin bacalarında
cennette Kevser suyu
serin ve ılgıt akar
bir misafir ağırlar
huri gılmanlar
ilahi davete muntazır
habib-i kibriya, sevgili resul,
03.04.2009
10:58/Darende
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta