İliklerime işleyince kurşun-i gözlerin, kırıldı direncim
Rengi kuşkularla büyüyen bir geceydi sensiz günlerim
Ruhumdaki ağıtları, yüreğimdeki ağrıları bitirdi sözlerin
Islak yastığıma hüznünü düşürünce sevdaya düştü gönlüm
Sen utangaç mavilerin mart filizleriyle uykuların alaca rahminden düştün bu yaşam sularına. Karları taşıyamayan ağaçların pamuk döşekleri toplanırken uzaklarda, durağan bir çığlıkla merhabalarla güldün hayata. Yağmurla oyunlara açıp minik avuçlarını, yüreğinin dönencesine düşen gözlerindeki engin bakışlarla yürüdün yılları.
Yönü dümenden ayrı düşen yaşam sularında yeşil denizler ekmişsin gönlünün coğrafyasına. Hüzün kayalıklarında zamanı ruhunda taşımış, evreni didikleyerek defne dalları ile örtmüşsün aykırı tükenmişlikleri. Sen sularını içtikçe dağların, ışıklar yolunda diz çökmüş. Kulaklarına yıldız sevgileri iliştirerek sırlı bakışlarla süzmüşsün gökleri. Yaşam sularının kirli sularında adresini yazıp kitabına, gitarının tellerinden ruhunun şarkısını söylemişsin.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla