İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – 1 – 2 – ...

Mustafa Yılmaz İsmailoğlu
1152

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – 1 – 2 – 3 – 4 – 5 - 6

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – 1 – 2 – 3 – 4 – 5 - 6

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ - 1

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ - 1

İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 1

Ozanımız İslahiye’li Ozan İsmail YILMAZ; 1920 yılında Gaziantep’in İslahiye ilçesinin Kozdere (İntilli) köyünde doğdu. 3 yaşında iken babası Çete Reisi Göv Mehmet Çavuş Gavur Dağlarının Kanlı Geçit, Kızıldere mevkiinde Fransızlarla yapılan bir çatışma esnasında iki akrabası ile birlikte şehit düşünce öksüz kalır. Kendinden iki yaş küçük kardeşi hahmet’le birlikte dedesi ve amcaları tarafından büyütülür. Askere gider gelir ve evlenir. İlk eşinde 4 çocuk babası olur. İlk eşi vefat edince ikinci evliliğini yapar 5 çocuk da ikinci eşinden olmak üzere 9 evlat babası olur.
Devlet Demir Yollarında memur olur. 54 yaşında vazife başında bir kalp Krizi sonunda vefat eder. Mezarı İslahiye’nin Kozdere Köyündeki Göztepe mezarlığındadır.
Gençlik yıllarında başladığı şiir ve hikaye söylemeye ve yazmaya ölümüne kadar devam eder. Şiirleri Bazı dergi ve gazetelerde yayınlanır. “Şakkışefe” ve “Toros Seyahatı” isimli basılı iki şiir kitabı bulunmaktadır. Hayatı ve şiirleri pek çok Edebiyat öğrencileri ve Öğretim Üyeleri tarafından Tez konusu olarak işlenmiş ve hazırlanmıştır. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ’ın oğludur.

ÖMÜR İÇİN DÜNYA

Ömür için dünya doğmaya değmez
Kimisi dünyaya doğmaz doğamaz,
Yaşama güzeldir doğduysan eğer
Kimisinin ömrü dolmaz dolamaz.

Yaz ayı geldimi öter bülbüller
Sarp dağlarda olur güller, sümbüller
Dünya sefasına düşmüş gönüller
Öbür gönül bunu sevmez sevemez.

Talih kimisinin önünden kaçar
Kimisini sırtlar kuş gibi uçar
Kimisi asansörle evine çıkar
Kimisinin evi olmaz olamaz.

Çalışanlar daim murada ermiş
Bazıları maşuk diye aramış
Kul Allah yolundan sararmış solmuş
Kimisi Allahın anmaz anamaz.

Allah emreylemiş böyle olucu
Herkes cezasını elbet bulucu
Kimileri hasta yoktur ilacı
Bazıları hasta kalmaz kalamaz.

İSMAİL YILMAZ’da doğru söyledi
Hakk için hahklıya hakkı peyledi
Yalan olan dünya bizi eğledi
Kimisi dünyayı bilmez bilemez.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

BENİ BENİ

Doğru yollara göndersen
Bu dünyadan beni beni,
Yağıp yağıp tam dindirsen
Bu dünyadan beni beni.

İnanma bu dünya fani
Gözlerinden akıt kanı
Mevlam ümmet eyle beni
Bu dünyadan beni beni.

Seher vakti uyandırsan
Kalbini de nurlandırsan
Ölmeden evvel güldürsen
Bu dünyadan beni beni.

Hakiki aşk için yandır
Varlığına doyur kandır
Ecelimden önce öldür
Bu dünyadan beni beni.

Gidem dosta varam yâre
Yaralarım O yar sara
Bilseler de yâre çare
Bu dünyadan beni beni.

İSMAİL YILMAZ deseler
Hakka kurban eyleseler
Her an daim söyleseler
Bu dünyadan beni beni.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ - İslahiye

GÖKÇEDAĞ NİC’OLDU

Sana derim sana dağlar kıralı
Hani senin adın şanın nic’oldu,
Issız kalmış yaylan bahtı karalı
Şu yaylanda yaylayanlar nic’oldu.

Yükseğine beyaz duman çökerdi
Soğuk sularından beyler içerdi
Pek çok aşiretler konar göçerdi
Konup göçen aşiretler nic’oldu.

Ak Oluk çeşmesi berrak akardı
Elini dokunsan soğuk yakardı
Her tarafın esans gibi kokardı
Menekşe sünbülün gülün nic’oldu.

Üzerinde büyük bir çınar vardı
Dibindeki sudan içen kanardı
Bütün hararetler derhal sönerdi
Şifa veren damarların nic’oldu.

Göğe doğru uzanmıştı boyları
Etrafa yayılmış onun kolları
Yel estikçe karışırdı dalları
O çınarın o heybeti nic’oldu.

Etrafın ormandan çıkılmaz idi
Tepeden tepeye geçilmez idi
Meşesi kavaktan seçilmez idi
Gök göstermez ormanların nic’oldu.

Üzerin bir düzlük geniş meydandı
Bir tarafın yüksek sarptı kayaydı
Çeşitli hayvanlar otlar mayaydı
Sürü ile ceylanların nic’oldu.

Dört yanında sana yollar çıkardı
Her çiçeğin bir mis gibi kokardı
Bozkıratlı beyler sana konardı
Misafirperverlik ünün nic’oldu.

Üzerinde uçar ördekler kazlar
Jimnastik yapardı gelinler kızlar
Kiraz gibi olur yanaklar yüzler
Senin o kuvvetin gücün nic’oldu.

Asırlarca kaldın bu kuvvetinle
Beslerdin insanı hep servetinle
Övünür dururdu herkes seninle
Şimdi övünenler nerde nic’oldu.

İslahiye Keller Kuşçu güneyde
Zincirli İntilli durur dibinde
Karaburçlu Dünek durur doğunda
Gölünde yaşayan kuşlar nic’oldu.

Kaypak Hasanbeyli Bahçe batında
Ayran Kızlaç Kaman vardır içinde
İnsanların yaşar çok hoş biçimde
Habidatda yeyip içen nic’oldu.

Kozdere Akçınar Mameler yolun
Zorla geçit verir dik duran belin
Sana varmak isteyene uzanır elin
İnsanı uçuran yelin nic’oldu.

Güneyinde Çavdırma çeşmesi çağlar
Engininde çoktu bahçeler bağlar
Sana varmak için çocuklar ağlar
Oğlak güden çoluk çocuk nic’oldu.

Yarım asır geçmiş yapılmış yollar
Bir uçtan bir uca geçer trenler
Gökçe dağ delinmiş olmuş tuneller
Emek verip çalışanlar nic’oldu.

Geçilmeyen yerler hep olmuş yollar
Bağlı birbirine ilçeler iller
Ötmez olmuş sana konan bülbüller
Güllerin aşığı bülbül nic’oldu.

Nerde sana gelip konup göçenler
Yaylanda yaylayıp suyun içenler
Sekiz on direkli çadır açanlar
Koyunlu kuzulu göçen nic’oldu.

Asırlardan evvel gayet şen idin
Kendinle övünen Gökçe Dağ idin
Bütün hayvanata sen acır idin
Bakıp büyüttüğün kurtlar nic’oldu.

Çıktım üzerine neler söyledim
946 da destan eyledim
Acıdım haline durdum ağladım
Benim gibi seven dostlar nic’oldu.

İSMAİL de derki böyle olacak
Kimi ağlayacak kimi gülecek
Bir gün olur sıra bana gelecek
Diyecekler bunu yazan nic’oldu.
1946 – Gökçedağı

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

GELDİ DE GEÇTİ - 1

Evvel bahar yaz ayları gelmeden
Sonbahar ayları geldi de geçti,
Bahçedeki güller domurcuk iken
Don vurdu açmadan soldu da geçti.

Çocuk iken elden ele dolandım
Ağladıkça beşiklerde sallandım
Allah lisan verdi ben de dillendim
Ahrazlık devresi geldi de geçti.

Ayaklandım sağdan sola saldırdım
Neyi gördüm ise ona daldırdım
Yaşımı yaşadım onu doldurdum
Çapkınlık devresi geldi de geçti.

Bu yaş arasında ya neler gördüm
Zaman geldi öldüm öldüm dirildim
Anasız babasız öksüz büyüdüm
Evlatlık devresi geldi de geçti.

Yaşım üçtü şehit edildi babam
Dört yaşında bizi terk etti anam
Nenemiz yanında kaldık bir zaman
Yavruluk devresi geldi de geçti.

İsmail YILMAZ der benzimiz soldu
Babam Mehm Çavuş düşmana vurdu
Kanlı Geçit mevki de Şehit oldu.
Evlatlık devresi geldi de geçti.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

GELDİ DE GEÇTİ – 2

Sekiz yaşındayken nenem de öldü
Ağlaya ağlaya gözüm yoruldu
Her birimiz bir amcaya verildi
Torunluk devresi geldi de geçti.

Onbeşine doğru yolum alındı
Aşk peşine düştüm bu da görüldü
Onyedi yaşında yuvam kuruldu
Bekarlık devresi geldi de geçti.

Bağlandı ayağın gidersin nere
Geçim telaşıdır düşmüştür sere
Yaşım yirmi oldu gittim askere
Askerlik devresi geldi de geçti.

Baba oldum ama bir gün görmedim
Eşimle beraber sefa sürmedim
Bu günüme kadar bir gün gülmedim
Acı bir hayattı geldi de geçti.

Yaşım otuz oldu başladı hayat
Gönül istiyordu artık saltanat
Allah vurdu bana tek koydu kanat
Uçmak arzularım geldi de geçti.

İsmail YILMAZ’ım Ortaysa yurdum
Oguz’larda soyum Selçuklu boyum
İntilli denilen Kozdere köyüm
Gençlik devreleri geldi de geçti.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

GELDİ DE GEÇTİ – 3

Güneş değmez oldu benim üstüme
Çok kırıldım ahbabıma dostuma
Bilmem ki feleğin bana kastı ne
Felek kılıcını vurdu da geçti.

Ulaşmıştı otuz altıya yaşım
Gönlüm dinçti artık rahattı başım
Yoktu bir sıkıntım mesuttu eşim
Sıkıntılı günüm geldi de geçti.

Yaşım kırka kadar çok güzel gitti
Birgün zannettim ki ecelim yetti
Bir yılan soktuda beni felç etti
Zehriyle vücudumu yaktı da geçti.

Yaşım kırkı geçti ağladı gözüm
Etrafa bakmaya dayanmaz özüm
Etmedim tövbeyi tutmuyor yüzüm
Onunda zamanı geldi de geçti.

Yaşım kırk yedidir geldim buraya
Sene altmış altı geldi araya
Bundan sonrasını koydum sıraya
Yarım bir asırlık geldi de geçti.

Bir asırı yarıladım yaşadım
Şiir yazdım yaşamaya başladım
İsmail YILMAZ’ım çok şey düşledim
Kalpde düzensizlik geldi de geçti.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

GELDİ DE GEÇTİ – 4

Bundan evvel neler geldi başıma
Kimse bakmaz gözden akan yaşıma
Kelpeten dişçiyle değdi dişime
Beş dişim sıradan geldi de geçti.

Birden bire gözüm nasıl ağrıdı
İçerim inledi kalbim ağladı
İki sene sürdü devam eyledi
Sonra o günlerde geldi de geçti.

Bu sefer üç kaza geçirdi özüm
Taş çivi odunla kanadı gözüm
Çektim cefaları gülmedi yüzüm.
Sabrettim bunlarda geldi de geçti.

Bir kaza ile de kolum kırıldı
Sandım gök gürledi yerler yarıldı
Yavrular ağladı dediler noldu
Buda hayal gibi geldi de geçti.

Acı çektim zahmet çektim gülmedim
Sevildim sayıldım geri durmadım
Sevgi sundum kötülüğü bilmedim
Sevgimiz yüksekte geldi de geçti.

İsmail YILMAZ’ım iyilik özüm
Türk İslam sentezi söylenen sözüm
Yüce Türk Milleti ülküsü izim
Türk’ün kötü bahtı geldi de geçti.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

GELDİ DE GEÇTİ – 5

Asıl hayatıma şimdi geleyim
Olanlara ağlayım mı güleyim
Son olarak beni tekrardinleyin
Hayat indiçıktı geldi de geçti.

Dört yavrum annesiz kaldığı zaman
O benim hallerim olmuştuduman
İkinci bir yuva kuruldu heman
En büyük kara gün geldi de geçt.

Bu geçen günlerim geri gelmesin
Hiç kimse de benim gibi olmasın
Çocuk olsun anne baba ölmesin
Günler yüreğimi deldi de geçti.

Ol bari Hüda’dan sağlık isterdim
Şimdi tekrar bir genç olmak isterdim
Geçen günlerimi bir bir gösterdim
Bir çok acı günler geldi de geçti.

Çocuk oldum ortalıkta süründüm
Dedem Ahmet Çavuş yüzon yaş gördüm
Babam Şehit oldu ben gururlandım
Hayatımda boşluk geldide geçti.

Adım İsmail’dir soy adım YILMAZ
Başıma gelenler romana sığmaz
Kara günlerim de yazmakla bitmez
Nice kara günler geldide geçti.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

SEVMEK VE SEVİLMEK

Dertliyem derdime ulunmaz çare
Dudu dilden kader beni ayırdı,
Eller ister benim yaremi sara
O ellerden kader beni ayırdı.

Ben severdim yâri candan gönülden
Çok hatalar çıktı zalim dilimden
Ayrı düştüm beni seven yârimden
Sevenlerden kader beni ayırdı.

Ne söylesem boştur bulunmaz çare
Can dayanmaz her gün figana zara
Son bir sözüm kaldı svgili yâre
Yarenlerden kader beni ayırdı.

En ettim sevgilim san ana etme
Biz beşeriz aman kusura bakma
Af et günahımı narından yakma
Bilenlerden kader beni ayıdı.

Yürü bire dünya sonun yalanmış
Seni candan seven elbet aldanmış
Faniye aldanan hem de betbahtmış
Zalimlerden kader beni ayırdı.

Akıl geldi başa İSMAİL YILMAZ
Günler gitti boşa bir daha gelmez
Yaşım kırkı geçti tövbem tutulmaz
Af edenden kader beni ayırdı.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

AĞLAMA

Ecel gelip baş yastığa düşmüştür,
Fırsat gitti elden gözüm ağlama.
Ana, baba, kardeş burada kalmıştır
Yalvarmak çaresiz boşa ağlama.

Nerde kaldı oğlun kızın evladın
Malın mülkün hani onca servetin
Peygamberin yapman nice sünnetin
Zaman geçti diye sakın ağlama.

Hararetten yanar dimağın kurur
Ezrail karşıda su ile durur
Yok ise amelin imanın alır
Yardımcı yok diye sakın ağlama.

İSMAİL YILMAZ der bana o günde
Sureyi Yasini okut o anda
Tövbem kabul ola Yüce katında
Ömür gitti gönül sakın ağlama.

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ


İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 2

İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 2

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ
Ozanımız İslahiye’li Ozan İsmail YILMAZ; 1920 yılında Gaziantep’in İslahiye ilçesinin Kozdere (İntilli) köyünde doğdu. 3 yaşında iken babası Çete Reisi Göv Mehmet Çavuş Gavur Dağlarının Kanlı Geçit, Kızıldere mevkiinde Fransızlarla yapılan bir çatışma esnasında iki akrabası ile birlikte şehit düşünce öksüz kalır. Kendinden iki yaş küçük kardeşi Ahmet’le birlikte dedesi ve amcaları tarafından büyütülür. Askere gider gelir ve evlenir. İlk eşinde 4 çocuk babası olur. İlk eşi vefat edince ikinci evliliğini yapar 5 çocuk da ikinci eşinden olmak üzere 9 evlat babası olur.
Devlet Demir Yollarında memur olur. 54 yaşında vazife başında 54 yaşında bir kalp Krizi sonunda vefat eder. Mezarı İslahiye’nin Kozdere Köyündeki Göztepe mezarlığındadır.
Gençlik yıllarında başladığı şiir ve hikaye söylemeye ve yazmaya ölümüne kadar devam eder. Şiirleri Bazı dergi ve gazetelerde yayınlanır. “Şakkışefe” ve “Toros Seyahatı” isimli basılı iki şiir kitabı bulunmaktadır. Hayatı ve şiirleri pek çok Edebiyat öğrencileri ve Öğretim Üyeleri tarafından Tez konusu olarak işlenmiş ve hazırlanmıştır. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ’ın oğludur.


UYARMA

Ne zamandan beri şair olmuşsun?
Pek nice hoşuma gitti sözlerin.
Bilmiyorum kime aşık olmuşsun?
Ateşli aşıka benzer sözlerin.

Söyleyin arkadaş ben de bileyim
Azmış yaranıza merhem olayım
Beraberce ağlayalım, gülelim
Yaktı içerimi dağlar sözlerin.

Davranışın başka, duruşun tuhaf
Herkes sayılırken sen bundan muaf
Bilğiler toplamış, olmuşsun sahaf
Zorlukları çözüp, sağlar sözlerin.

Yüksek dağlar başı çok serin olur
Herkes sevdiğini arar da bulur
Güzel sevmeyenler ecelsiz ölür
Beni sana sıkı bağlar sözlerin.

Uzatmak istemem bu kadar yeter
Avcılar avına okunu atar
Seninkinden benin derdim çok beter
Bunu mu söyletmek, ister sözlerin.

İSMAİL YILMAZ’ın bitiyor sözü
Gözü değil ağlar her zaman özü
Sırrını diyemez sararmış yüzü
Ahınan vahınan geçer sözlerin.
- 01.02.1974 – Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ


AĞLARIM - 1

İntilli Köyünde fakir doğmuşum
Baba ocağını bilmez ağlarım.
Amcalarıma da evlat olmuşum
Babam şehit, ana bilmez ağlarım.

Ben beni bileli el diyarında
Ümidim kalmadı artık yarında
Samimi arkadaş çoktu varımda
Şimdi yapayalnız kaldım ağlarım.

Derdim çoktur söylemekle tükenmez
Ev hasreti kolay değil çekilmez
Gurbet elde kimse kimseyi bilmez
Beni bir bilen yok ona ağlarım.

Çalışmaya çıktım İskenderun’a
Eş evlat hasreti kokar buruna
Uzak olmam eşin gider zoruna
Gurbette çarem yok ona ağlarım.

Beklediğim boşa çıktı ümitler
İşsiz gezer nice babayiğitler
Zengin giyer kutnu ile ipekler
Bana çul bulunmaz titrer ağlarım.

İSMAİL’im gezdim gurbet elini
Küçük yaşta yokluk kırdı belimi
Anlatacak kimsem yoktur derdimi
Ev halkından uzak kaldım ağlarım.
- 10.01.1949 – İskenderun

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

ARTIK

-Şule YÜKSEL’e-
Okurdum yazını ederdim ahı
Aktıkça akardı gözümün yaşı.
Geçen günlerime ederim vahı
Öyle günlerimiz gelmesin artık.

Şule YÜKSEL kardeş İslam yazarı
Maksad bilgi sunmak biz acizleri
Okuyanın ağlar her an gözleri
Durmadan ağlasın o gözler artık.

Kalemi durmadan yazı yazıyor
Gereksizler bir kül olmuş tozuyor
Sizleri üzenler bizi üzüyor
Allah ıslah etsin onları artık.

Allah der alırsın eline kalem
Gözyaşı tutamaz onu okuyan
Dünya işi için yapmazsın eylem
Sizlere dualar ederiz artık.

“Huzur Sokağı”dır sütun yazılar
Bilal’lar, Feyza’lar ağlar dadılar
Hıra Altay’larla dolsun dualar
Beş vakit Namazda anarız artık.

Allah için yazan bütün yazını
Hak yolunda söylen bütün sözünü
İsmail YILMAZ’da sürer izini
Topluca izine gideriz artık.
10.05.1965 - Bursa

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

ASİL AZMAZ

’Asil azmaz’ derler bu ata sözü
Pek doğru söz insan azmamalıdır.
Mertoğlu mertin hem doğrudur özü
Yüze gülenlere kanmamalıdır.

Namerdin elini sakın ha tutma
Sır var ise sırrı sakın ha satma
Cambaza kündeyi sakın ha atma
Şeytanla güreşi tutmamalıdır.

Fırsatın bulursa biner omuza
Çehresi azgındır hiç gülmez yüze
Yediği ekmeği göstermez göze
Bunlar iyi insan sanmamalıdır.

Hasta insanların içleri yanar
Sarhoş kimselerin kafası döner
Menfaat uğruna elini sunar
Bunun ateşine yanmamalıdır.

Vatanın sevgisi üstün her şeyden
Sırrını her zaman gizle herkesden
Annenden, babandan hem kardeşinden
Gizleyip her yerde anmamalıdır.

İSMAİL YILMAZ’da söyler bu sözü
Birçok kimselere kararmış özü
Siması sararmış ağlıyor gözü
Düşmanın aşına banmamalıdır.
- 13. 02.1971 - İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

GÖRÜLMÜŞ MÜDÜR

Seni sevdiğimi görüp bilmezler
Gizliyi bilenler görülmüş müdür?
Fakir diye seni bana vermezler
Yoksulu sevenler görülmüş müdür?

Fakir hayat boyu yürüyemez mi?
Eşine giysiyi bürüyemez mi?
Bir it bir deriyi sürüyemez mi?
Açlıktan ölenler görülmüş müdür?

Sevenlere olur samanlık seyran
Yar severse ben de olurum hayran
Kuru ekmek bir de bulursak ayran
İsteksiz içenler görülmüş müdür?

Sevdiğimi başa taç da ederim
Koyun olsa çoban olur güderim
Nere gitse peşi sıra giderim
Sevgiden dönenler görülmüş müdür?

Sevgilinin ince belde sarmadan
Kutsal bildiğini üzüp, kırmadan
Mürşit kapısına pişip varmadan
Yüceye erenler görülmüş müdür?

İsmail Yılmaz der sevdim burada
Elde kimse tutmaz kaldım arada
Dört kişi omuzlar olun orada
Gidip de gelenler görülmüş müdür?

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İslahiye

BURSA GÜZELLERİ - 1

İstanbuldan daha ince modeli
Ne güzel yaratmış Mevlam Bursa’da,
Sözümü dinleyin pek de önemli
Tipler, sima birdir hepsi Bursa’da

Sıra geldi Bursa güzellerine
Musade etseler yazarlarına
Yabancılar girse pazarlarına
Seçemezler birbirini Bursa’da.

Saç sarışın, yüzler beyaz nur topu
Fidan gibi, sülün gibi, bir yapı
Gönül verse çıkarılır bir tapu
Böyle düşünürsün her an Bursa’da.

Kınalanmış sanki nazik elleri
İnsanı mest eder şirin dilleri
Çembere alınmış ince belleri
Yürüyüşler gayet sade Bursa’da.

Görmedik orada şişman bir bayan
Gözleri bir badem, kaşlara hayran
Sarışın ziyade, esmeri olan
Vücutlar normaldir hepsi Bursa’da.

Seçilmez hiç biri sanki bir gülman
Zariftir dudaklar bakmaya kıyman
Olsa helalinde sevmeye doyman
Güzelle doludur Yeşil Bursa’da.
- 02.09.1966 - Bursa

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İslahiye

BURSA GÜZELLERİ - 2

Esmer güzelleri söyleyim size
Değişik huyları görünür göze,
Severler hem de terslerler yüze
Dil imaj gayrisi budur Bursa’da.

Bunlardan başkası hepsi bir sima
Ceylan gibi gezer benzerler aya
Yanaklar kırmızı gözleri ela
Bu nasıl güzellik Yeşil Bursa’da.

Cümlesi harika narin dudaklar
Göğüsler ileri, çökük yanaklar
Altın bilezikle dolu bilekler
Görenleri hayran kalır Bursa’da.

Atalar Avrupa gören kişiler
Ellerde marifet sanatı işler
İncilere benzer dizilmiş dişler
Tertemiz bakımlı kızlar Bursa’da.

Ne kadar metetsem yine az olur
Etmeyin nazarı değer göz olur
Hepsi birbirinden çok güzel olur
Bitmez ve tükenmez sözler Bursa’da.

İsmail YILMAZ der bu kadar yeter
Her taraf yeşildir bülbüller öter
Bütün güzelleri gül gibi kokar
Esansa ihtiyaç yoktur Bursa’da.
- 02.09.1966 - Bursa

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İslahiye

BÜLBÜL FİĞAN EDER

Bülbül figan eder gül yapragında
Yaprağa mı yoksa güle ağlarsın?
Ayrı düşmüş vatanında elinde
Vatana mı yoksa yare ağlarsın?

Ötme bülbül ötme nedir bu halin?
Seller gibi akar gözünden yaşın
Darıldı mı sana yarenin eşin?
Yarene mi yoksa eşe ağlarsın?

Ne ötersin bülbül bahtı karalı
Okla mı vuruldun göksün yaralı?
Çok oldu mu bu yarayı alalı?
Yaraya mı yoksa dosta ağlarsın?

Birgün geldi doğdun emir böyledir
Aşka düşenleri derdi ağlatır
Ayrılık ateşi her an söyletir
Ayrılığa yoksa nara ağlarsın?

Avcıların gelmiş gözlüyor seni
Halâ mı edersin zarı fiğanı?
Gelmiş midir yoksa ölüm fermanı?
Fermana mı yoksa aşka ağlarsın?

Bu dünya bakidir kimseye kalmaz
Kervan göç eylemiş bir daha dönmez
Ağlamanı sorar İSMAİL YILMAZ
Az ömre mi yoksa göçe ağlarsın?

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

GELİR - 1

Önceleri duygusuzca bakarken
Baktıkça güzele bakasım gelir.
Aslı olup Kerem diye yakarken
Yandıkça güzeli yakasım gelir.

Sallanı sallanı gider suyuna
Eğdirmiş boynunu bakar sağına
O güzel elleri vermiş elime
Tuttukça ellerim yanasım gelir.

İncedir beli de siyahtır saçı
Güzeller içinde nazlıdır nazlı
Önceden küçüktü sevdiğim gülü
Sordukça arayıp bulasım gelir.

Keklik misin yücelerden uçarsın
Turna mısın gerdanını açarsın
Şahin gibi kanadını saçarsın
Sevdikçe yüzünü göresim gelir.

Bakınca halinden beter olmalı
Amcam pederine haber vermeli
Altınlarla kıymetini bilmeli
Çektikçe ayrılık evesim gelir.

İsmim İSMAİL’dir soy adım YILMAZ
İki seven canı ayırmak olmaz
Vuslada ersekde gaygımız kalmaz
Ömrümce güzeli sevesim gelir.
- 1938 İntilli Köyü/İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

GELİR - 2

Öksüz oldum aralarda tozarım
Tozdukça güzeli göresim gelir.
O güzelin sevgisini sezerim
Sezdikçe güzeli göresim gelir.

Gökçe Dağ’ın dik başları çok yüksek
Göztepe’nin üzerinde bir tümsek
Harlı Bağ’da Gavur Göl’e bir insek
İndikçe güzeli göresim gelir.

Del’olmuşum sağdan soldan gezerim
Uçan kuşlardan da haber sorarım
Sensiz bu dünyada canı neylerim
Sessizce yüzünü göresim gelir.

Amca kızı deli gibi sevmeli
Ayın ışığında nerde bulmalı
Küçük kardeşiyin gönlün görmeli
Andıkça yüzünü göresim gelir.

Güzeller güzeli eşim olmalı
Çıkıp Akçınar’da yari bulmalı
Annacımda amca kızı durmalı
Durdukça yüzünü göresim gelir.

Bindokuzyüz otuz sekiz senesi
İSMAİL YILMAZ’ın aşk pervanesi
Sevdiği Sultan da tek birtanesi
Sevdikçe yüzünü göresim gelir.
- 1938 İntilli Köyü/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

DAİM PARA

Dertlilere deva verir
Para para daim para,
Hastalara şifa verir
Para para daim para.

Sevdirmiştir kendisini
Söyleyim en doğrusunu
Yaşattırır yuvasını
Para para daim para.

Fukaranın hakkın verir
Hasenetin hayrın bilir
İyi amel yapmış olur
Para para daim para.

Batıl inanca bağlanan
Onunla her işi sanan
Doğru değil hep de yalan
Para para daim para.

Mazlumları haksız yeren
Zalimleri haklı gören
Zavallıyı mahkum eden
Para para daim para.

Yapmadığı hiç iş yoktur
Hayırında şerri çoktur
Kalplere saplanan oktur
Para para daim para.

Anayı kızdan ayırtan
Mümin olanı darıltan
Münafıkları bağırtan
Para para daim para.

İSMAİL YILMAZ’ı bulsan
Boş olan keseye dolsan
Karnı açları doyursan
Para para daim para.
- 11.12.1973 - İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

GAFİL OLMA İNSANOĞLU

Gafil olma insanoğlu sonra halin perişan
Bir gün giden bu faniden, pişman olun o zaman
Çalış, fırsat elde iken, değerlendir ol ehil
Görün narı cehennemi yalvarırsın o zaman.

Ecel gelir bir gün başa, gözün aç gafil insan
İster vali, ister paşa, öleceksin bir zaman
Hepsi senden sorulacak bulamazsın bir kefil
Ne yaptınsa göreceksin karşılığın o zaman.

Ahirete çalışmalı dünyayı boştur satman
İkisini bir tutmazsan ziyan eden o zaman
Annen, baban, oğlun, kızın emanettir bunlar bil
Çalış bunların rızkına, muhtaç etme bir zaman.

Namaz, oruç farz olmuştur Hac’ın zekadın her an
Müslümansan ede eyle, sorumlusun her zaman
Eğer kul hakkın boynuna aldın ise ey gafil
Ara bul hak sahibini, helal etsin şu zaman.

Küfür, gıybet ettin ise, çeken bol olur cezan
Eğer zengin, eğer fakir göreceksin, et iman
Sorulacak bunun hepsi, yatarsan hakkın sebil
Seher vakti ağlayarak tövbe eyle her zaman.

Ver benim muradımı sen, yarabbel el alemin
Yar et beni sevdiğine, sevdir beni her zaman
Yüzü kara bu kuluyun, çoktur günahı, cahil
Sensin ancak af tanrısı, af et beni el aman.

Ol Muhammet Mustafa’ya, ümmet eyle bizi sen
Gece gündüz ağlayarak, yol alırım her zaman.
Dert çok İSMAİL YILMAZ’ın huzurda durur sefil
Ret etme sözümü yarap, çağırırım her zaman.
- 01.01.1960 - İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İslahiye

GELİNİM OLUR

Adana’da bir kız gördüm
Gelinim olur İnşallah.
Saygı ve hürmeti gördüm
Gelinim olur inşallah.

Ben isterim oğlum ne der
İleride dua eder
Bu güzel olmasın heder
Gelinim olur inşallah.

Oğlumu ikna etmeli
Güzele düğür gitmeli
Bu işler olup bitmeli
Gelinim olur inşallah.

Boyu oğlumun boyunda
Huyu oğlumun huyunda
Suyu oğlumun suyunda
Gelinim olur inşallah.

Allah özenip yaratmış
İyiye güzellik katmış
Varlığa, nimete batmış
Gelinim olur inşallah.

Babasını tam bilirim
Uğruna köle olurum
Oğluma gelin alırım
Gelinim olur inşallah.

İsmail YILMAZ ne ister
Yalvarır, yakarır sesler
Allah’ım iyilik göster
Gelinim olur inşallah...
- İslahiye -

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

GEREK

Nedim İLGÜN’e
Anaların ayak altı cennete giden tek yol,
Atalara sayğı gerek bilğeyi saymak gerek.
Ana baba ihtiyarlar, tutmaz ayak ne de kol,
Sev küçüğü say büyüğü atayı sevmek gerek.

Hoş tutasın her gönülü sadakat baki gerek,
Derindir manası ismin bunları bilmek gerek,
Şefahattır yüze gülen terki def etmek gerek,
İstikbalin menbasını fark edip bilmek gerek.

Menbaalar birkaç koldan menzile akar gider,
Menzil uzak, yollar sarptır, ol menbaa var eder,
Ağlar sızlar konuşmaya halk içinde ar eder,
Atın hazır, yolun uzak, menzile koşmak gerek.

Bu bir emri ilahidir, çalışan mahrum olmaz,
Hoş tutasın sen atanı duası yerden kalmaz,
Kırma gönlünü onların, onlardan zarar gelmez,
Ana baba emanettir, kıymetin bilmek gerek.

Ol Allah’ı seven kişi lütfuna mazhar olur,
Burası bir imtihandır, çalışan serdar olur,
Hoş tutmazsan ata gönlün emekler heder olur,
Baba ana dünyadayken duasın almak gerek.

Çok küçükken sevmiş idim, görüşmemiz güç oldu,
Felek bana yar olmadı her işimiz felç oldu,
Neler geldi, neler geçti, bunun hepsi hiç oldu
Aşık İsmail YILMAZ’ı, atayla anmak gerek.
- 10.07.1965 – Maltepe/İstanbul

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ - İslahiye

ASKER ŞİİRİNE CEVAP

Yeğenim Selahattin YILMAZ’a
Kardeşimin oğlusun sen, asker oldun piyade
Sınırları bekle her an güven olsun günlerde.
Çok severim bilirsin sen gönle doldun ziyade
Aileni bekliyorsun güven duysun onlarda.

Mektubunu alır almaz gönlüm güldü şad oldu
Şiirini okudum da gözüm ağlar yaş doldu
Bize kutsal vazifedir cümle alem kul oldu
Askerliği herkes sever şunlar, bunlar, onlar da.

Vatan bize emanettir çalışırız elbette
Gazi çıkar, şehit çıkar bu fedakar millette
Vatan için uyanık ol, olmayasın gaflette
Ondan bundan, kötülükten söz edersin onlarda.

Unut artık o geçmişi, düşme sarhoş peşine
Ölse dahi tükürürler o sarhoşun naşına.
Yaşamaksa tam niyetin, acı kendi yaşına,
Meyhane ne? sarhoşluk ne? söz edersin onlarda.

Temiz bir aslın var senin, neden böyle yaparsın?
Gelecek o temiz nesle, kötü ahlak katarsın.
Yarın sen de baba olun, ahlaksıza çatarsın,
Yaşamak var, yaşatmak var, ne istersin onlarda?

Geçmişe bir göz atmalı, o tarihde neler var?
Fatih’ler var, Yavuz’lar var, sultanlar var, hanlar var.
Fatma’lar var, Asena var, Göv Mehmet Çavuş’lar var.
Vazifeyi yapar iken ibret alın onlarda.

Mecbur ettin İSMAİL’i söylettin bu sözleri,
Merak ettim şiirini düşündürdün özleri.
Tut sözümü bırakma sen büyüğüyün izini,
Sakın olha yapmayasın hiyanetlik anlarda...

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

AĞLAMA - 2

Ecel gelip baş yastığa düşmüştür,
Fırsat gitti elden gözüm ağlama.
Ana, baba, kardeş burda kalmıştır
Yalvarmak çaresiz boşa ağlama.

Nerde kaldı oğlun kızın evladın
Malın mülkün hani onca servetin
Peygamberin yapman nice sünnetin
Zaman geçti diye sakın ağlama.

Hararetten yanar dimağın kurur
Ezrail karşıda su ile durur
Yok ise amelin imanın alır
Yardımcı yok diye sakın ağlama.

İSMAİL YILMAZ der bana o günde
Sureyi Yasini okut o anda
Tövbem kabul ola Yüce katında
Ömür gitti gönül sakın ağlama.
- 10.01.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

BU GÜNLER KENDİME

Bu günler kendime bir hal oluyor
Kimseye bu sırrı açamıyorum,
Badeler dolarak bana geliyor
İzin verilmezse içemiyorum.

Halden bilen yok da neler söyleyim
Yoluna bu canı feda edeyim
Sen gelmezsen söyle ben mi geleyim
Bu teklifi sana edemiyorum.

Bütün kötülükten kaçınmalıdır
Dünyaya iyilik saçılmalıdır
Seven sevdiğine açılmalıdır
Eşe dosta haber veremiyorum.

Aşka düşen kişi severek yanar
Bade sunulunca içerek kanar
Bu hararet bilmem ne vakit söner
Aşkın ateşinden duramıyorum.

Bir ah çeksem bunu kimler bilecek
El alem gıybetle bana gülecek
Bilsen belki gönlün beni sevecek
Bu aşkımı sana açamıyorum.

İsmail YILMAZ der gün gelir solar
Allâh’ın emri de yerini bulur
Gücenme sözüme böylece olur
Bana güven yalan söylemiyorum.
- 05.02.1940 – İntilli köyü/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 3

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ - 3
Ozanımız İslahiye’li Ozan İsmail YILMAZ; 1916 yılında Gaziantep’in İslahiye ilçesinin Kozdere (İntilli) köyünde doğdu. 3 yaşında iken babası Çete Reisi Göv Mehmet Çavuş Gavur Dağlarının Kanlı Geçit, Kızıldere mevkiinde Fransızlarla yapılan bir çatışma esnasında iki akrabası ile birlikte şehit düşünce öksüz kalır. Kendinden iki yaş küçük kardeşi Ahmet’le birlikte dedesi ve amcaları tarafından büyütülür. Askere gider gelir ve evlenir. İlk eşinde 4 çocuk babası olur. İlk eşi vefat edince ikinci evliliğini yapar 5 çocuk da ikinci eşinden olmak üzere 9 evlat babası olur.
Devlet Demir Yollarında memur olur. 54 yaşında vazife başında 54 yaşında bir kalp Krizi sonunda vefat eder. Mezarı İslahiye’nin Kozdere Köyündeki Göztepe mezarlığındadır.
Gençlik yıllarında başladığı şiir ve hikaye söylemeye ve yazmaya ölümüne kadar devam eder. Şiirleri Bazı dergi ve gazetelerde yayınlanır. “Şakkışefe” ve “Toros Seyahatı” isimli basılı iki şiir kitabı bulunmaktadır. Hayatı ve şiirleri pek çok Edebiyat öğrencileri ve Öğretim Üyeleri tarafından Tez konusu olarak işlenmiş ve hazırlanmıştır. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ’ın oğludur.


GÖNLÜME NASİHAT - 1

Gönlüme nasihat etmek isterim
Dinle beni canım ciğerim gönül,
Paşa, patişah mı, vezir mi oldun
Etme kuru kibir kimseye gönül.

Nedir ne değilsin tartıya konsan
Yükselip, yücelip yükseği bulsan
En sonunda arşa çıkıp otursan
Bir damla mendedir varlığın gönül

Gönül bir kuş gibi yuvadan uçtu
Gayri meşru yola her zaman koştu
Hem darıldın bana hemi de küstün
Nedir bu yaptığın ey zalim gönül.

Zenginim diyerek gurur ederdin
Yiğidim diyerek kusur ederdin
Fakire yoksula önem vermezdin
Bunların cezasın çekersin gönül.

Ey gönül aldanma bu dünya fani
Cabucak bitiyor sayılı günü
Bunca yaşayanlar nerdeler hani
Sende onlar gibi olursun gönül.

İSMAİL YILMAZ der boş yere koştum
Her şey bozuk düzen israfa coştum
Uyuştu bedenim bazan da hoştum
Ne istersen hakta bulursun gönül
- 10.01.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

GÖNLÜME NASİHAT – 2

Gönlüme nasihat etmek isterim
Her şeyi yerine yerleştir gönül,
Doğruyu doğruya yormak isterim
İnsan ayrıştırma birleştir gönül.

Söyle bana gönlüm nedir bu işin
Benimle beraber eşittir yaşın
Ne kadar zalimsin yoktur bir eşin
Sen seni dünyaya kaptırdın gönül.

İstersinki alem sende dinlesin
Elpençe divanla tazim eylesin
Dersin ben güleyim onlar gülmesin
Bunların cezasın çekersin gönül.

Fakire kızarsın etmen merhamet
Dost gibi görünün yapan hıyanet
Hiç kimseye etmez oldun siyanet
Sen de bir gün pişman olursun gönül.

Gönlüm gönül oldun hem sultan oldun
Küçüktün büyüdün al pirhan oldun
Yar aşkına her an sarardın soldun
Sevdin ve sevildin dostuna gönül.

Çalış hiç durmadan ne yapım deme
Çömert ol her zaman kem kibir olma
İSMAİL YILMAZ der gönüle uyma
Beni de yolumda şaşırtma gönül.
- 10.01.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

------

BU CAN USANIK

Zaman kış mevsimi şubat ayında
Havalar bulanık kafam bulanık,
Nasıl tarif edem ehval halinde
Bu can bedenimden tenden usanık.

Gül koklarım gülün kokusu gelmez
Gençler büyüklerin halini bilmez
Ne kadar uğraşsam talihim gülmez
Bu can gülden, günden, andan usanık.

Bazısı tok olur bilmez açları
Bazısı aç olur bilmez tokları
Bazısı uyuşmuş bilmez yokları
Bu can azdan, çoktan, yoktan usanık

Dünyaya aldanmış binmiş atına
Çıkmış semaların yüce katına
Çok kıymet verildi açık kadına
Bu can şundan, bundan, ondan usanık.

Nasıl ah etmessin giden günleri
Hiç mi hatırlaman o gidenleri
Koltuğuna girip dost olanları
Bu can eşten, dostdan, halden usanık.

İSMAİL YILMAZ der perişan halin
Uzaklardan kaldı yetişmez kolun
Ölürsün geride kalacak malın
Bu can maldan, mülkten, vardan usanık.
- 12.10.1963 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

EY BENİM KIYMETLİ

Ey benim kıymetli sevgili kardeş
Devasız dertlere sabreden kimdir
Sabret selamete gönülde kardeş
Şükürle murada erenler kimdir.

Kurt düştü çürüdü kalmadı özüm
Kafayı yormasın bu benim sözüm
Aşkla ağlamaktan kör oldu gözüm
Sonradan gözlerin bulanlar kimdir.

Köleyken Mısıra patişah oldu
Ağlamakla gözler hem ağma oldu
Biz yapmadık diye içtiler andı
Huzur Nebi de and içenler kimdir.

İSMAİL YILMAZ’ın sözüne inan
Gayem muhabbettir değil imtihan
Düşme üzerime düşünme güman
Dostların sırrını örtenler kimdir.
-17.02.1973 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ


GÖNÜL GİBİ BİR KİMSEYE

Gönül gibi bir kimseye yar oldum
Her dediğin baş üstüne can gönül,
Yaşıyorum hayat buldum can buldum
Her şey iyi yaşam olsun can gönül.

Gönlüm yükseklerde uçar havada
Boyun eğmez o takdire murada
Hani sıhhat hani servet nerede
Bir gün olur hepsi biter can gönül.

Uğraş verdim her an ettim nasihat
Yaptın bütün işret hem de sefahat
Sen o nefse uydun ettin itaat
Yoktur bana kahrın sözün can gönül.

Bülbül gibi daldan dala atladın
Şahin gibi sen avına dalardın
Dünyalara acı ferman salardın
Kuvvet, kutret bitti artık can gönül.

Yanlışlarım, isyanlarım yok olsun
Yüksek katta tövbelerim bulunsun
Günahlarım isterim ki durulsun
Allahıma yalvarırım can gönül.

İSMAİL YILMAZ der her şey boşuna
Tövbem gitsin Allahımın hoşuna
Acısınlar gözlerimin yaşına
Sapma gönül, korkma gönül can gönül.
- 11.01.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

KADİR MEVLAM

Kadir mevlam senden bir isteğim var
Yüce sevginden ve senden ayırma,
Arayıp bulunmaz senin gibi yar
Acı bana yarab senden ayırma.

Sen af Tanrısısın hududun yoktur
Hazırsın, nazırsın şerikin yoktur
Bağışlayan sensin rahmetin çoktur
Rahmetinden aman beni ayırma.

El aman yarabbi illa elaman
Boştur bu dünyaya gönül bağlayan
Emrolup huzura vardığım zaman
Suçlarımı af et sende ayırma.

Nasip eyle yarap bizlere Hicaz
Yüzleri sürerek edelim niyaz
Yalvarır daima İSMAİL YILMAZ
Seni seven kullarından ayırma.
- 15.02.1973 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

------

NE FAYDA

Kalemi, kağıdı alıp gelsene
Katip değilsin ki amma ne fayda,
Kibir verme, gurur verme kendine
Bir katre mendedir aslın ne fayda.

Kuşlar gibi havalarda uçardın
Ceylan gibi dağdan dağa kaçardın
Meşhur yaylalarda konup göçerdin
Kervanın yollarda kaldı ne fayda.

Hem Peygamber hem de patişah idi
Mührünün sultanı Süleyman idi
İnse, cinse dahi hükümdar idi
Kendi gitti mührü kaldı ne fayda.

Ahir zaman nebisidir Mustafa
Bu fani dünyada sürmedi sefa
Ümmet için çekti durmadan cefa
Sen de ümmet olmadıysan ne fayda.

Kış aylar bitmeden everdi yaza
Düldüle binerdi giderdi ize
Zülfikar elinde ederdi kaza
Ali gibi yiğit gitti ne fayda.

Düşmana daima okurdu ferman
Arslan gibi döğüşürdü her zaman
Kılıcı çekince vermezdi aman
Kılıç, kalkan devri geçti ne fayda.

Hazreti Hasan’a zehir verildi
Hazreti Hüseyin şehit edildi
Yezidi zalime mel’un denildi
Lanetler okundu ama ne fayda.

Muaviye yaptı büyük hatayı
Ehli Beyte karşı etti nidayı
Oğlu Yezit attı kökten baltayı
Narı cehenneme gitti ne fayda.

Bir gün olur Allah emir verecek
İsrafil surunu bir üfürecek
Ezrail canını kendi alacak
Can tatlı diyecek amma ne fayda.

İSMAİL YILMAZ’da söyler sözünü
Hakka daim bağlamıştır özünü
Tövbe eder siler yaşlı gözünü
Yaşım kırkı geçti ama ne fayda.
- 10.11.1962 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

“KUYUNUN DOLMASINI DEĞİL
KAYNAĞINI SEVERİM”

Göksüme sapladın büyük bir bıçak
Ağırdır yaralar ölmez mi dersin?
Musade olursa bohçayı açak
Halis olan kumaş solmaz mı dersin?

Baş tutmuş yaramı kanattın bu gün
Sözünüz kalbime saplanır her gün
Bana hatırlattı geçmişten sürgün
O güne bir değer vermez mi dersin?

İnsanoğlu beşer suç işlemez mi?
Ömür boyu ağlar hiç gülemez mi?
Dipten başa kadar varlık solmaz mı?
Dalı budağı hiç kalmaz mı dersin?

Kuyunun dolması kolay iş değil
Sevmeyeni sevmek kolay iş değil
Başa gelen işler hiç de boş değil
Taktirin tepdili olmaz mı dersin?

“Kaynağın severim” edersin hitap
Hak Tanrı gönderdi dört büyük kitap
Ya görürsün sefa ya düşen bitap
Taşımakla kuyu dolmaz mı dersin?

Nerde yazdın böyle birkaç cümleyi
Çok düşündüm ona mana vermeyi
Acımadın bana yaptın hamleyi
Karşındaki cevap bilmez mi dersin?

İyi inceleyin benim yazımı
Kaynağı seversin hem de özümü
Kurşunla vursalar çekmem sözümü
Doğruyu söyleyen gülmez mi dersin?

Çok söyledim kardeş beni mazur gör
İster darıl ister gel tokatla vur
Halin nedir diye bir gün olsun sor
Buna da mı imkan bulmaz mı dersin?

Ben dilerim her söz doğru olsada
Haklı hakkın alıp haksız solsada
Boş vaatler o an doğru bulsa da
Haksız maskesini atar mı dersin.

İSMAİL YILMAZ der oldu olacak
Bu sözün kalbimde gizli kalacak
Bir gün olup sıra bana gelecek
Bu fırsat elime geçmez mi dersin?
- 14.01.1974 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

------

BİÇARE

Arzedeyim şimdi benim halimi
Biçara biçare halim biçare,
Uzattım sizlere tutun elimi
Biçara biçare halim biçare.

Şükredelim haktan gelen nimete
Sarılalım hem de farza sünnete
Ne büyük varlıktır bakın hikmete
Biçara biçare halim biçare.

Önümüz karanlık nasıl yapmalı
Çalışıp yollara anpul takmalı
Sıtkı hulis ile hakka tapmalı
Biçara biçare halim biçare.

Yetmiş iki millet buçuğu ile
Herkes herkese de yapıyor hile
Acizlik yapılır hep bile bile
Biçara biçare halim biçare.

Ben bir şey bilemem kalem yazıyor
Gönül abdal olmuş neler söylüyor
Selamete sabrı bulan eriyor
Biçara biçare halim biçare,

Çok söylemek olmaz bu kadar olsun
Manalar verilsin satırlar dolsun
İSMAİL YILMAZ’dan hatıra kalsın
Biçara biçare halim biçare.
- 10.08.1950 İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ


KİMİSİ BULAMAZ

Ömür için dünya doğmaya değmez
Kimisi dünyaya doğmaz, doğamaz,
Yaşamak güzeldir doğduysan eğer
Kimisinin ömrü dolmaz dolamaz.

Yaz ayı geldimi öter bülbüller
Sarp dağlarda olur güller, sümbüller
Dünya sefasına düşmüş gönüller
Kimi gönül bunu sevmez sevemez.

Talih kimisinin önünden kaçar
Kimisini sırtlar kuş gibi uçar
Kimi asansörle evine çıkar
Kimisinin evi olmaz olamaz.

Çalışanlar daim murada ermiş
Bazı aşık maşuk diye aramış
Kul Allah yolundan sararmış solmuş
Kimisi Allah'ı anmaz anamaz.

Allah emreylemiş böyle olucu
Herkes cezasını elbet bulucu
Bazıları hasta yoktur ilacı
Kim hasta yatakta yatmaz yatamaz.

İSMAİL YILMAZ'da doğru söyledi
Hak için haklıya hakkın peyledi
Yalan olan dünya bizi eyledi
Kimisi dünyayı bilmez bilemez.
- 10.05.1969 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

TALİH

Merak etme ey güzelim arzu emel sendedir
Nasip eden bari hüda bütün takdir ondadır,
Ağlamalar fuzulidir hakka boyun eğmeli
Ne sendedir ne bendedir hakkın emri böyledir.

Aşık olan kişilerin aşkı da baki olur
Unutulmaz bu mertliği takdire şayan olur
Olmaz dişisi erkeği arslanlar arslan olur
Bu kabahat bende değil hakkın emri böyledir.

Çağrıları dinler iken gözlerimden yaş geldi
Uzattın bana elini ne çareki boş geldi
Görülmemiş bu ayrılık bana gayet güç geldi
Hakkın emrin yerin bulur helallaşmak böyledir.

Bir gün olur kavuşuruz amma zamanı geçer
Ecel gelir bir gün başa kaftan gömleğin biçer,
İsterim helallik sende bu dünya böyle geçer
Ne inç kalır ne cins kalır hakkın emri böyledir.

Hasta olan şifa ister dertlilerse deva arar
Deva veren Cenabı Hak hekim ilaç ne yapar,
Sevdin beni ben de seni gönüller etti karar
Felek bize yar olmadı belki kısmet böyledir.

İSMAİL YILMAZdır adım yücedir Oğuz atam
Üç yaşında öksüz kaldım şehit edildi babam,
Olan oldu giden gitti hakkımı ettim helal
Felek bana ödül vermiş dört can ati bendedir.
- 1949 – İntilli köyü/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

------

TALEBEYE ÖĞÜT - 1

Bir öğüdüm vardır talebelere
Okumak servettir kıymetin bilin,
Zahmetle, telaşla giden yollara
Sonu selamettir böylece bilin.

Okumakla gider bütün noksanlık
Okumakla gelir vücuda sağlık
Okumakla kalmaz fakirlik, darlık
Hayat böyle başlar iyice bilin.

Bugün küçük isen yârin büyüksün
Yaparsan tahsili her an ayıksın
Millete, vatana gurur layıksın
Fırsat elde iken kıymetin bilin.

Talebelik devrin tomurcuk gülü
Temizdir kanları çok nazik dili
Sanarlarki bitmez bu uzun yolu
Sonu pek aydınlık iyice bilin.

Hocan sever, bilgi verir her zaman
Gayretler gösterir koşar her zaman
Odası açıktır varsan ne zaman
Ödeşilmez hakkı bunu da bilin.

İSMAİL YILMAZ’ım bilği dokudum
Az da olsa biraz dersler okudum
İkazımla eşe dosta dokundum
Doğrunun menzili gönülde bilin.
- 10.11.1968 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

TALEBEYE ÖĞÜT – 2

Talebeler bana kulak veriniz
Vatan sizde hizmet bekliyor bilin,
Geleceğe asil insan veriniz
Örf adet hars’ını koruyup bilin.

Öğretmenler dersi verir haklıdır
Anadan, babadan daha farklıdır
Senin sevgin kutsal onda saklıdır
Bildirmezler fakat siz onu bilin.

Çocuk fidan gibi büyür de durur
Öğretmen öğretir çalışır durur
Öğüdüm sizlere hakikat budur
Çalışan sevilir yapın da bilin.

Oku aku her gün durmadan oku
Okudukça gelir bir güzel koku
Hep kötü huyların kesilir kökü
O zaman hayatın kıymetin bilin.

Fakat bu bilğiyi iyiye kullan
Hakikat yolunda söyleme yalan
Milliyetçi ol da Allah’a güven
Bu dava çok büyük bunu da bilin.

İSMAİL YILMAZ’ın söylüyor dili
Okumayan insan sayılır deli
Öğretmen bir vücut çocuklar kolu
Nereye dokunsan acıdır bilin.
- 10.11.1968 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

TALEBEYE ÖĞÜT - 3

Talebe dinlesin benim sözümü
Çalış, öğren, cahil kalma öğrenin
Dilim, gönlüm sana verdim özümü
Öğretmende bilgi alın öğrenin.

Okumaktır istikbalin kapısı
Öğretmendi hayatının hepisi
Evel Allah sonra odur yapısı
Olmak iste öğretmenlik öğrenin.

Öğretmen der çocuklara merhaba
Çalışmazsan olur emek berhava
Solda atma ulu orta hiç nara
Emeklerin yok olur da öğrenin.

Öğretmen der Atatürk’ü sev çocuk
Türk oğlusun Türk’lüğünü öv çocuk
Deden şehit düşmanını döv çocuk
Kara softa Türk’ü boğar öğrenin.

Öğütlerim doğru dürüst belleyin
İstiklal Marşını yüksek söyleyin
Andımızı can kulakla dinleyin
Vatan, millet, bayrak, Kuran öğrenin.

İSMAİL YILMAZ’ım şiir yazarım
Geçmişimi, geleceği söylerim
Talebeysem öğretmeni dinlerim
Can kulakla bütün dersi öğrenin.
- 11.11.1968 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

------

OĞLUM MUSTAFA

Oğlum şair, şiir yazmış
Devamlı yaz der beklerim,
Bilgi için çok okumuş
Oku bilgi ver beklerim.

Gördüm yavru eserini
Okudum hem şiirini
Bulamadım gerisini
Devamını tez beklerim.

Bozkurt sesi şiirinde
Hançeri vurmuş derinde
Feyzi almış Türk gölünde
Gölüne takdir beklerim.

Hemi yazmış hem söylemiş
Türküm demiş tam kükremiş
Şair diye de ünlenmiş
Allah’tan ömür dilerim.

Şiir yazmak güzel olur
İnsan gider eser kalır
Postalarsan beni bulur
Tez günden yolun beklerim

İSMAİL YILMAZ beğendi
Eseri iyi görendi
Evlada sevgi verendi
Hayır olsun der beklerim.
- 12.11.1964 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

OLSUN OĞLUM MUSTAFA – 1

Sana hitabım var oğlum Mustafa
Özledim sizleri haberin olsun,
Sizlere dileğim çekmeyin cefa
Yapdığım dualar yerini bulsun.

Bir mektup gönderdim almadım cevap
Baba sıfatıyla eyledim hitap
Allah’ım eylesin size hidayet
Şimdilik duamız bu kadar olsun.

Üzmez biliyorum bu benim yazı
Allah mesut etsin yuvada sizi
Siz de unutmayın ne olur bizi
Söyledim tembihim bu kadar olsun

Ramazanı Şerif geldi bizlere
Tükenmez dermanı verdi dizlere
Arzuladı şeref verdi sizlere
Namazla beraber emanet olsun.

Gelinimiz Hürü oğlum Mustafa
Allah ömür versin sürünüz sefa
Namazsız oruçlar gider berhava
Babalık vazifem duyurmak olsun.

İSMAİL YILMAZ der badeler içtim
Eğri yoldan dönüp doğruyu seçtim
Derin çukurlara devamlı düştüm
Evladın önünde çukur düz olsun.
- 15.11.1971 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

OLSUN OĞLUM MUSTAFA – 2

Sözlerim bitmedi oğlum Mustafa
Soyumuz Türk’lüktür bilğiniz olsun,
İslam sözü büyük düşmeyin gafa
Türk İslam sentezi düştürün olsun.

Öğünürüm her an olan amelle
Allah birleştirsin nuru imanla
Kıymet verirseniz elbet zamanla
Kıymeti zamanı geçmeden olsun.

Yazı yazdım size çeşitli yönden
Tutun nasihatım dinleyin benden
Yaparsanız memnun kalırım sizden
İlk ikazım şimdi bu kadar olsun.

Neden gelmezsiniz bizi görmeye
Beraberce hatır gönül almaya
Yoktur hakkın bir babayı üzmeye
İsterim yaptığın güzellik olsun.

Severim gönülden aşkım büyüktür
Görünüşe bakma yüzüm soğuktur
Evlatı şımartmak büyük kayıptır
Bu elinden büyük prensip olsun.

İSMAİL YILMAZ’ım ben böyle gördüm
Evladın gönlüne ahlakı ördüm
Seceremi yazdım ortaya koydum
Aslımın neslimin bilğisi olsun.
- 15.11.1971 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

-----

KEMAL PAŞA ATATÜRK

Frenk gitti Ermeni de
Yaptıkları kötülüktür,
Kuvviyyeci memlekette
Kemal Paşa Atatürk’tür.

İntilli’de iki şehit
Ermeniler oldu yezit
Gövmehmet Çavuşa ağıt
Kemal Paşa Atatürk’tür.

Sütcü İmam dikçe durdu
Antep Şahin Beyin yurdu
Gövmehmet de çete kurdu
Kemal Paşa Atatürk’tür.

İslahiye ıslah ordu
İngiliz Frenk’i kovdu
Haklı durdu haksız soldu
Kemal Paşa Atatürk’tür.

Hatay düşmanın elinde
Halkın özlenen dilinde
Turnalar uçar gölünde
Kemal Paşa Atatürk’tür.

Düşmanıma sert vururum
Hatay için kudururum
İSMAİL YILMAZ gururum
Kemal Paşa Atatürk’tür.
- 10.11.1938 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

DAĞLARIM OVALARIM

Gökçe Dağı uluların ulusu
Damlara direkler orada gelir,
Tepesinde pınarların sulusu
Sarı yayla çayı orada gelir.

Gökçe Dağın garbisi var yeli var
Ovasında bataklığı gölü var
Sıtma yapan ivezi var sölük var
Sığır sürüleri orada gelir.

Yaman olur yaz sıcağı tozları.
Bol bulunur Akçınarın kozları
Yörüklerin yayılıyor yozları
Keçi sürüleri orada gelir.

Keçilerde sütlerini sağarlar
İçine de kerrik sütü koyarlar
Telemeyi tastas yapıp yiyorlar
Katıkla tarhana orada gelir.

Yoğurt ile pekmezide severim
Pekmezle yapılan bulamaç yerim
Karnım tok olsada isterim derim
Evlerin hezeni orada gelir.

İSMAİL YILMAZ’da söyler bal gibi
Suskun gezer zayıf durur dal gibi
Gölde geçer bazan yüzer sal gibi
Ördek, sakça angıt orada gelir.
- 1947 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

DAĞLARI DELDİLER

Dağları deldiler tünel yaptılar
Dedelerim oralarda çalıştı,
Bulanıkbahçede Kellere tünel
Demir dizdi takavile alıştı.

Alman geldi patişahın emriyle
İnsanlarım çalıştılar kazmayla
Köprü kurdu kireç ile malayla
Akşam sabah çalışmaya alıştı.

Çalışanlar paraları bol gördü
Dağa derelere duvarlar ördü
At öküzle arabaları sürdü
Çalışmaya genç ihtiyar karıştı.

Alman mühendizi Türkün işçisi
Bizler olduk bu vatanın bekçisi
Destek oldu halkın uzun saçlısı
Frenk geldi Ermeniyle karıştı.

Uğraştılar bu vatanı bölmeye
İstekleri lokmamızı almaya
Çalışırlar bu vatanı soymaya
Soyguncular Ermeniyle kaçıştı.

İSMAİL YILMAZ der huzuru bulduk
Atatürk’ü sevdik askeri olduk
Hıyanet şerrini burada kovduk
Bu yurt için bütün millet yarıştı.
- 1944 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

------

EY ALLAHIM

Ey allahım ey allahım
Seni bulayım Allah’ım,
Yolundan tatlı canımı
Hemen vereyim Allah’ım.

Gönül daim seni ister
Lütfeyle cemalin göster
Her zaman affını ister
Af eyle beni Allah’ım.

Yürü sen doğru yolunla
Hakkı zikreyle dilinle
Arama sürme elinle
Sualin sorar Allah’ım.

Durma her an zikir eyler
Hakka duacıyız bizler
Ol zinaya bakan gözler
Cezasın çeker Allah’ım.

Hergün durma dua eyle
Daim işin olsun böyle
Kelime tevhit çok söyle
Sana yalvaram Allah’ım

Allah ola işin önü
Çokca ağla çağır anı
Gönül daim ister seni
Görüştür beni Allah’ım

İSMAİL YILMAZ aşina
Cemalini göster bana
Allah’ım aşığım sana
Beni ret etme Allah’ım.
- 12.05.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

MURADIMA EREYİM DERSEN

Eğer muradıma ereyim dersen
Sıdğiyle mevlaya tapınmak gerek,
Hakikat yolunu bulayım dersen
Arzulu gönülle çalışmak gerek.

Adı ile yazmış adını yarap
Bunu bilmeyenin işleri harap
Selavat daim çek bulasın sevap
Huzuru kalbiyle söylemek gerek.

Aşık isen çalış kalbten zikire
Zengin isen yardım eyle fakire
Hayır dile düşme kötü fikire
Yüceden şefaat istemek gerek.

Huzuru mahşerden sorgu sorulur
Cehennem münafık için kurulur
Mümin olanlara müjde verilir
Sıratı yel gibi an geçmek gerek.

Defteri uzanmış sağından alan
Ol kimki orada selamet bulan
Nice hurilere münasip olan
Ebedi cennette bulunmak gerek.

Tutmuş orucunu kılmış da namaz
Uymamış şeytana değil beynamaz
Sorgu meleğinde gelir bir avaz
Hayırlı habere sevinmek gerek.

İSMAİL YILMAZ der bakma yalana
Diyeceğim yoktur hakkı bilene
Emrini vahini yazmış KURAN’a
KURAN’a sımsıkı sarılmak gerek.
- 05.05.1949 - İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

ÇAĞIRIRIM SENİ YARAP

Gece gündüz yalvarırım
Çağırırım seni Yarap
Seher vakti uyanırım
Çağırırım seni Yarap.

Allah söyler hiç durmadan
O ten candan ayrılmadan
Fani dünyadan göçmeden
Çağırırım seni Yarap.

Sabah erken çalıştırsan
Hem rüyadan görüştürsen
Muradıma kavuştursan
Çağırırım seni Yarap.

Dertlilere deva veren
Hastalara şifa veren
Sağ iken ölümü veren
Çağırırım seni Yarap.

Bu dünyanın sonu yalan
İnsan göçer olur viran
Ezraildir canlar alan
Çağırırım seni Yarap.

İSMAİL YILMAZ fermanı
Allah eyle amanını
Bulduk göçmek zamanını
Çağırırım seni Yarap.
- 13.05.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

-------

SANATCI

Sana derim sana esmer güzeli
Sallanıp sahneye gel şöyle böyle,
Elinde mikrafon çeken gazeli
Sevilen kalplere gel şöyle böyle.

Umumi sahneye olmuşsun hakim
Çok güzelim diye verirsin hüküm
Şımarıklık yapma biraz ol sakin
Üstünlük fikrinle gel şöyle böyle.

Güzelsin güzele ne olur sözün
Güzel sevmemişsen ezilir özün
Bakarsın her yerde görünür izin
Birazda dostuna gel şöyle böyle.

Güzelsin de güzel olun bilinin
Güzel sözler hüneridir dilinin
Çalışmazsan bir gün olur silinin
Sanatın hakkına gel şöyle böyle.

İSMAİL YILMAZ’ım gözüne baksam
Yok ki servetim de hediye taksam
Irmak olsam sence ummana aksam
Demez misin bana gel şöyle böyle.
- 03.10.1953 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

UYARMA

Ne zamandan beri şair olmuşsun
Ne kadar hoşuma gider sözlerin,
Bilmiyorum neye aşık olmuşsun
Ateşli aşıka benzer sözlerin.

Söyleyin arkadaş ben de bileyim
Azmış yaranıza merhem olayım
Beraber ağlayıp hem de gülelim
Yaktı içerimi dağlar sözlerin.

Yüksek dağlar başı çok serin olur
Herkes sevdiğini arar da bulur
Gözel sevmeyenler ecelsiz ölür
Beni sana sıkı bağlar sözlerin.

Uzatmak istemem bu kadar yeter
Avcılar avına okunu atar
Seninkinden benim derdim çok beter
Bunu mu söyletmek dilbaz sözlerin.

İSMAİL YILMAZ’ın bitmiyor sözü
Gözü gibi ağlar her zaman özü
Sırrını diyemez sararmış yüzü
Ah ile vah ile geçer sözlerin.
- 01.02.1973 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

SIR ALİ SIRRIDIR

Sır Ali sırrıdır asla söylenmez
Sırrını her yere saçar eyleme,
Saklamak yiğitlik minnet eylenmez
Sırrı sevdiğine açar eyleme.

Sırrı saklayanı yaradan sever
İfşa edenleri huzurdan kovar
Yarın o dilleri ateşten yanar
Dosta karşı bizi naçar eyleme.

Dostları sevmeli hemen her zaman
Sırların söyleme dahi bir zaman
İyiyi kötüden ayırmak güman
Beni hastalığa düçar eyleme.

Kendim hasta değil gönlüm pek hasta
Yenice rasladım iyi bir dosta
Sırrını açarsan koyarlar yasta
Akıldan fikirden kaçar eyleme.

İSMAİL YILMAZ der sırrımı açmam
Dostumun dostu var uluorta saçmam
Doğru söze karşı doğrudan kaçmam
Sır Ali sırrıyla uçar eyleme.
- 17.02.1971 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

NURİ TEPE’YE BİR RİCA

Ankara’ya uğrar yolun düşerse
Selam verip selam söylüyor dersin,
Biraz olup benden haber sorarsa
Sayğıyla elinden öpüyor dersin.

Bir rica edeyim bunu yapasın
Katlanıp zahmete gidip göresin
Benim hesabıma elin öpesin
Hürmetli tembihi ediyor dersin.

Kocatepe Camiinde bulunur
Diyanete sorsan derhal bilinir
Cami inşaatı ondan sorulur
Sizin dostunuzun dostuyum dersin.

Adı Hacı İlyas soy adı İlgün
Orta boylu kendi vücudu dolgun
Sizlere dualar ederim her gün
Hayırlı dualar bekliyor dersin.

İSMAİL YILMAZ’ım selam ederim
Dost bir adım gelse bin kat giderim
Dostuma güzellik başka ne derim
Allahtan iyilik diliyor dersin.
- 10.11.1966 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

-------

GÜZELLER GÜZELİ

Güzelleri çok bol güzel ellerde
Güzeller güzeli bir güzel gördüm,
Eş değerde güzel güzel güllerde
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Salını salını gider yoluna
Hayran oldum ağzındaki diline
Nasıl hizmet etmiş selvi boyuna
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Kalem gibi ne incecik kaşları
Mercan gibi çok ufacık dişleri
Layık sana kıraliçe taçları
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Kemere gelmeyen ince beli var
Konuştukça baldan tatlı dili var
Açılmamış bir çift gonca gülü var
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Soramadım nere gider yolları
Parmakları narin beyaz elleri
Salınıyor selvi gibi boyları
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Selam verdim dalgın idi almadı
Sual sordum cevap verip durmadı
Tebessüm eyledi bir şey demedi
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

İSMAİL YILMAZ da güzeli bilir
Güzeller katına güzeller gelir
Selvi boylu selvi gibi sallanır
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.
- 12.04.1948 - İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

ÖĞLEDEN UĞRADIM BEN BİR PINARA

Öğleden uğradım ben bir pınara
Seyir ettim gelen iki turnaya,
Gökten inmiş sanki ay ile güneş
Gözler kamaşıyor ona bakmaya.

Allahtan mı sürme sürmüş gözleri
Gürün elmasına benzer yüzleri
Hak nasip etse de görse bizleri
Utanırım her gün yâra varmaya.

İncecik beli de usul boyları
Sırmalanmış saçın bütün telleri
Solmuş yetirdiği açan gülleri
Yetişmez ellerim onu yolmaya.

Açıktır gerdanı turnaya benzer
Ağzındaki dili hurmaya benzer
Evvel bahar gelse yetişse yazlar
Ben de gitsem onlar ile kazmaya.

Kaleme benziyor siyah kaşların
İnciye misaldir beyaz dişlerin
Kadir mevlam güzel olur işlerin
Aramıza nazar gözler girmeye.

İsminiz anlamlı sabırlı olmak
Hiçbir şey değilmiş derdinden ölmek
Nasib değil bize dünyadan gülmek
Kavuşmamız ahir zaman kalmaya.
Kadir mevlam seni öğmüş yaratmış
Siyah zülfün tel tel etmiş uzatmış
İSMAİL YILMAZ’da seni met etmiş
Söylediği sözler güce gitmeye.
- 15.03.1948 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ


HOCAM

Arzedeyim şimdi hali ahvali
Kimi ağlar kimi gülüyor hocam,
Kimi gaddar olmuş kimi zavallı
Kimi inim inim inliyor hocam.

Kimisi yaramaz, kimi kumarbaz
Kimi zina yapar, kimi beynamaz
Kimisi haramı yemekle doymaz
Bu haller bizleri üzüyor hocam.

Kimisi şaşırmış bilmez yolunu
İçkiye kaptırmış kırmış kolunu
Acımaz soldurmuş gonca gülünü
Gül benzi açmadan soluyor hocam.

Birçokları koşar servet peşine
Bir kısmı oturur masa başına
Utanmaz Allahtan bakmaz yaşına
Nasihat kâr etmez oluyor hocam.

İş zamanı gelir işine gitmez
Ezanlar okunur dönüpte bakmaz
Hakkın rahmetinden nasibin almaz
Allahtan hidayet bekliyor hocam.

İSMAİL YILMAZ’ı kötülük üzer
Kötüye bakarak iyiler bezer
İnsan iyi olsa kötüyü ezer
Benim gibi herkes biliyor hıcam.
- 21.10.1973 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ
-----

İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 4

İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 4

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ
Ozanımız İslahiye’li Ozan İsmail YILMAZ; 1920 yılında Gaziantep’in İslahiye ilçesinin Kozdere (İntilli) köyünde doğdu. 3 yaşında iken babası Çete Reisi Göv Mehmet Çavuş Gavur Dağlarının Kanlı Geçit, Kızıldere mevkiinde Fransızlarla yapılan bir çatışma esnasında iki akrabası ile birlikte şehit düşünce öksüz kalır. Kendinden iki yaş küçük kardeşi Ahmet’le birlikte dedesi ve amcaları tarafından büyütülür. Askere gider gelir ve evlenir. İlk eşinde 4 çocuk babası olur. İlk eşi vefat edince ikinci evliliğini yapar 5 çocuk da ikinci eşinden olmak üzere 9 evlat babası olur.
Devlet Demir Yollarında memur olur. 54 yaşında vazife başında 54 yaşında bir kalp Krizi sonunda vefat eder. Mezarı İslahiye’nin Kozdere Köyündeki Göztepe mezarlığındadır.
Gençlik yıllarında başladığı şiir ve hikaye söylemeye ve yazmaya ölümüne kadar devam eder. Şiirleri Bazı dergi ve gazetelerde yayınlanır. “Şakkışefe” ve “Toros Seyahatı” isimli basılı iki şiir kitabı bulunmaktadır. Hayatı ve şiirleri pek çok Edebiyat öğrencileri ve Öğretim Üyeleri tarafından Tez konusu olarak işlenmiş ve hazırlanmıştır. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ’ın oğludur.


HOCAM - 1

Arzedeyim şimdi hali ahvali
Kimi ağlar kimi gülüyor hocam,
Kimi gaddar olmuş kimi zavallı
Kimi inim inim inliyor hocam.

Kimisi yaramaz, kimi kumarbaz
Kimi zina yapar, kimi beynamaz
Kimisi haramı yemekle doymaz
Bu haller bizleri üzüyor hocam.

Kimisi şaşırmış bilmez yolunu
İçkiye kaptırmış kırmış kolunu
Acımaz soldurmuş gonca gülünü
Gül benzi açmadan soluyor hocam.

Birçokları koşar servet peşine
Bir kısmı oturur masa başına
Utanmaz Allah’tan bakmaz yaşına
Nasihat kâr etmez oluyor hocam.

İş zamanı gelir işine gitmez
Ezanlar okunur dönüpte bakmaz
Hakkın rahmetinden nasibin almaz
Allahtan hidayet bekliyor hocam.

İSMAİL YILMAZ’ı kötülük üzer
Kötüye bakarak iyiler bezer
İnsan iyi olsa kötüyü ezer
Benim gibi herkes biliyor hıcam.
- 21.10.1973 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ - İslahiye

HOCAM – 2

Hocalar doğruyu söyler bilirim
Haksızlar önlere çıkıyor hocam,
Suçsuz suspus olur ağlar görürüm
Namertler yüksekte bakıyor hocam.

Her cins bacağından kendi asılır
Bir an gelir ceman mizan kurulur
Ne yaptınsa tek tek hesap sorulur
Zalime, mazluma, soruyor hocam.

Bölük bölük insan orda olacak
Günahı olanlar nara yanacak
Cömertler cennete önce girecek
Müjdeyi buradan veriyor hocam.

Dünya aldatıyor bütün alemi
İnsanlar söylüyor birçok yalanı
Elinizde mevcut Allah kelamı
Çekinmeden halka söylüyor hocam.

Elinde mikrofon vaaz eylersin
Kendin söyler ancak kendin dinlersin
Bu facia nedir diye söylersin
Ulu orta laflar derliyor hocam.

Haklılık önünde elini bağlar
Dili lâl olsa da doğruyu söyler
Gönül bahçesinde gönlünü eğler
YILMAZ’a darılma ağlıyor hocam.
- 21.10.1973 – Fevzipaşa/İslshiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye
--------------------- 2

TÜRKOĞLU

Gelin toplanalın edelim sohbet
Durmadan halini bilsin Türkoğlu,
Bilen bilmeyene eylesin hitap
Bu bir fazifedir densin Türkoğlu.

Bakınız etrafa neler oluyor
Kardeşler kardeşi nasıl vuruyor
Analar babalar feryat ediyor
Bu acı, bu feryat dinsin Türkoğlu.

Türklüğe yakışmaz yapılan işler
Millet afetmezdir büyüktür suçlar
İnine çekilmiş öğreten başlar
Beddua onlara olsun Türkoğlu.

O başları bulup derhal ezmeli
Dökülen kanını kazıp atmalı
O şanlı tarihe kara yazmalı
Geleceğe ibret kalsın Türkoğlu.

Su bulandı balık çıktı yüzüne
Görünmüyor vatan, millet gözüne
Kimsecikler gitmez artık izine
Aldanmış halini görsün Türkoğlu.

Bizim uyanıktır şanlı ordumuz
Kükredi askerler gitti derdimiz
Selamete çıkar artık yurdumuz
Huzur güven işte desin Türkoğlu.

Bu toprak bizimdir düşman kahrolsun
İhanet yapanlar durmasın ölsün
Bu vatan sevene emanet olsun
Vatan şehit, gazi dolsun Türkoğlu.

Biz kızarsak kimse başa çıkamaz
Sığınscak yere dahi kaçamaz
Bu vatan bizimdir düşman yaşamaz
Haini vatandan sürsün Türkoğlu.

Ortasyada geldik burayı bulduk
Turan yurtlarını burada kurduk
Türk islamı sevdik şerefli olduk
Anadoluyu yurt bilsin Türkoğlu.

İSMAİL YILMAZ der hiç korkum yoktur
Türk ve İslam bilki bir çelik oktur
Türk İslam koruyan Cenabı Haktır
Türk İslam sentezi olsun Türkoğlu.
- 08.02.1974 – Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

FEVZİPAŞA

Fevzipaşa derler bizim yerimiz
Nice beyler gelmiş geçmiş burada,
Ne ağamız belli ne de beyimiz
Etiket kaybolmuş bilmem nerede.

Yabancıya düşkün halkın yerlisi
Dedikodu yapmaz asla birisi
Yardıma koşarlar genci yaşlısı
Fakir gelir zengin gider burada.

Bilmem nerde geldi burayı buldu
Kötüler dadandı otöle doldu
Tek otöldü pislik yuvası oldu
Bu pisliği kovan insan nerede.

Ey vatandaş gelin hep bir olalım
En mühüm konuyu ele alalım
Hana inen kervancıyı görelim
Kervanını çeksin gitsin burada.

Dinleyin vatandaş sözüm dinleyin
Ben az söyleyim de siz çok anlayın
Eller açın hakka dua eyleyin
Fuhuşat yuvası kalksın burada.

Ötele çıkanın sayısı bitmez
Birisi gelmeden öbürü gitmez
Büyükler küçüğe ayıptır demez
Büyükler kendini bilmez burada.

Pencerede baksan gelir karşına
Küçük büyük kimse bakmaz yaşına
Çoğunun beyazlık düşmüş başına
Utanma perdesi kalkmış burada.

Sayamazsın hana giren çıkanı
Kolkola tutuşup nara atanı
Pulu altın diye halka satanı
Zavallı milleti soyar burada.

Şair olan korkmaz gördüğün yazar
Her şey aşıkardır kurulmuş Pazar
Bu rezalet bizi gayet çok üzer
Buna dur diyecek amir nerede.

İSMAİL YILMAZ söz burada dolsun
Gücenmeyin bana kötüler solsun
Fotörlü beylere çok selan olsun
Neme lazım demek olmaz burada.
- 26.08.1970 – FEVZİPAŞA/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

---------------- 3

MÜBAREK NAMAZ

Gelelim namazın ne olduğuna
Önce farz olmuştur ve sünnettir O,
İslama buyruktur Allah’tan yine
İmanı kurtaran ibadettir O.

Farz olmuş islama Namazdır aslı
Sünneti saniye onunla süslü
Kılmayan gafiller kapkara sisli
Cenabı Allah’tan belağattır O.

Namaz hidayetin din düsturudur
Namaz yaradanın bize nurudur
Kalplerin huzuru ve sürürudur
Cennete girmeye icazettir O.

Hepisi duadır Cenabı Hakka
İlahi şuadır temiz ahlaka
Nedir aykırıda menfi alaka
Sanmaki bir örftür bir adettir O.

Sanki bir yezitten sanki betersin
Taze dimağlara neler söylersin
Kılmazsın kılana gerici dersin
İslama en büyük hakarettir O.

Kalemler kifayet etmez tarife
Tarife ne hacet gerçi arife
Beynamaz kâfire, Yezit herife
Ne söylesen boştur cenabettir O.

Namaz cennete yol ruha gıdadır
Kulaktan Allah’a giden nidadır
Ezansa Bilal’ce en hoş sedadır
İslamca en kutsal ilanettir O.

Namaz ki, müminin bir miracıdır
Ruhunun gıdası ve baş tacıdır
Nefsin en müessir bir ilacıdır
Bir çok günahlara kefarettir O.

Namaz’da temizlik huzur bulunur
Güzel davranışlar kat kat dürülür
Yüce makamlarda daim bilinir
İnsanlar ruhunda seranettir O.

Şükreder Allah’a İSMAİL YILMAZ
Halk oluş gayesi fikirdir namaz
Müminin beş vakit zikridir namaz
Kemale ermeye alamettir O.
- 15.11.1973 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

OĞLUM MEHMET

Ey benim sevgili gözümün nuru
Dinle hakikatı söyleyim evlat,
Faniden çileyi bakiden narı
Herkes yaptığını çekecek evlat.

Bu çekilen çile birgün bitecek
Derdi sunan deva bulup verecek
Taktir ne imişse öyle olacak
Bizim inancımız sürecek evlat.

Babanın yaptığı evlata yeter
Saygınız babanın önlünde biter
Çok ileri gitme bu kadar yeter
Yaptığım işi hoş görecek evlat.

Tuttuğum yapraklar elime geldi
Bahçemdeki güllr sarardı soldu
Dostlarım ağladı düşmanlar güldü
Felek böyle kalem yazacak evlat.

Çok kişiler benden akıl alırdı
Etrafıma birçok insan gelirdi
Sözüm sohbetimi herkes bilirdi
Bilmeyenler bunu bilecek evlat.

Haksız insan için doğru bir sözdür
Konuşması elbet bence çok azdır
Evvel bahar geldi arkası yazdır
İnşallah güzel gün verecek evlat.

Baba saygısını bilenlerdeniz
Az çok ileriyi görenlerdniz
Evladın peşine gidenlerdeniz
Ah çeken iyi gün görecek evlat.

Sevginiz bakidir bilmek gerekir
Kötü fikri kalpten silmek gerekir
Babayı her zaman sevmek grekir
Basit işler birgün bitecek evlat.

İsmail Hakkı’yı sevdim ezelden
Oğlumun oğlunu uzatma benden
Babanın dileği sadece senden
Son bir sözün sana denecek evlat.

İSMAİL YILMAZ der bu kadar yetsin
Evlat sevgisini bir daha tatsın
Özleyen gözleri şefkatla öpsün
Sevginiz kalbimde sürecek evlat.
- 08.02.1974 – Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

----------------- 4

İSTER MİSİN?

Milletin yurdun örfün tarumar ister misin?
Miden ac, üstün açık dolaşmak ister misin?
Etrafında kol gezsin edepsizler caniler
Yıkılmış minareler camiler ister misin?

Kalblerinden kazsınlar imanını gençliğin
Hunharca kanını da akıtsın ister misin?
Kalmasın hiçbir izin ne eserin ne yadın
Türk adın tarihlerde silinsin ister misin?

Turanı kurmak için bu kadar uğraş niye
Kızılelma rüyası son bulsun ister misin?
Ehlisalip düşünür islamı silmek için
Haçlı seferlerinin hortlasın ister misin?

Esaret çeke çeke harap olsun vicdanın
Kıpkızıl leke olsun tarihin ister misin?
Gafletin hâlâ sona ermeyecek mi? Heyhat!
Kan kusan çile çeken bir hayat ister misin?

Uyan silkin sel gibi şerefli mazine bak
Geçmişle geleceğe hakaret ister misin?
Var yok kalmak arası sıfır olsun darası
Varlığın yok olmayı dünyadan ister misin?

Türk islam için çalış YILMAZ der sözüme bak
Ötükenden bu yana unutmak ister misin?
İslamiyet simandan okunsun yaprak yaprak
Türk İslam sentezinin çöküşün ister misin?
- 25.01.1974 – Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

EFTAL BUYURMUŞ

Resulü ekremin dinle sözünü
Hatun kişi için şöyle buyurmuş,
Bir içim su vermiş tutmuş sözünü
Bir yıl oruçtan da eftal buyurmuş.

Beyinin sözünü dinleyen kadın
Peşin ahireti almıştır satın
Dikkat et sözünde hiç çıkma sakın
Her şeyden ileri eftal buyurmuş.

Bütün akrabaya merhamet etse
Namazını kılıp orucun tutsa
Beyinin kazancın tutup saklasa
Bütün ibadetten eftal buyurmuş.

Çocuğuna güzel terbiye veren
Yuvayı koruyup kanadın geren
Her şeyden eşini üstün de gören
Yüce katlardan da eftal buyurmuş.

Konuştuk bey ile bayan hakkından
Sual edilecek huzur mahşerden
Birincisi namaz öbürü iman
Üçüncü eş hakkı eftal buyurmuş.

İSMAİL YILMAZ der bunu yapanın
Namazını kılıp oruç tutanın
Uymayıp nefsine mahrem olanın
Cennete gitmeye eftal buyurmuş.
- 03.10.1959 – Gaziantep

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye


PARA - 1

Bu dünyaya hükümdarsın
Şimşekleri çaktır para,
Bulamayan zavallıya
Aval aval baktır para.

Gücün meta var ölçülür
İnsan para pul küçülür
Bazan boşu boş yücelir
Haramcıda çoktur para.

Yüksek durur el yetişmez
Açık gözle dostluk bitmez
Fakirlere hiç görünmez
Uğrasa da oktur para.

Yetimleri güldürürsen
Cömertliğin bildirirsen
Nefsini tam öldürürsen
Aclık değil dokluk para.

Gücenmeyin dostlar bana
Geçer daim ön plana
Yardımcıdır tüm yalana
Adaletin yoktur para.

Yapma zalim yapma bize
İyilikle yanımıza
Gel gir bizim emrimize
Hünerlerin çoktur para.

Yücelere erdirirsin
Keseleri doldurursun
İnsanları güldürürsün
Çok kuvvetli şoktur para.

İSMAİL YILMAZ der sözüm
Kararmıştır ona özüm
Güldürmedi birgün yüzüm
Kazanırsan haktır para.
- 12.12.1973 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

---------------- 5

ÇAĞIRIRIM SENİ YARAP

Gece gündüz yalvarırım
Çağırırım seni yarap,
Seher vakti uyanırım
Çağırırım seni yarap.

Önder söyler hiç durmadan
O ten candan ayrılmadan
Fani dünya güç göçmeden
Çağırırım seni yarap.

Seher vaktin çalıştırsan
Hem rüyadan görüştürsen
Muradıma kavuştursan
Çağırırım seni yarap.

Dertlilere deva veren
Hastalara şifa veren
Akılsıza akıl veren
Çağırırım seni yarap.

Bu dünyanın sonu yalan
İnsan göçer olur viran
Ezraildir canlar alan
Çağırırım seni yarap.

İSMAİL YILMAZ fermanı
Allah’a eyler amanı
Bulmuşuz göçmek zamanı
Çağırırım seni yarap.
- 15.05.1949 - İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

KULDAN EYLEME

Defin etmek için kazarlar kabir
Günleri boş geçmiş kuldan eyleme,
Sualler sorarlar Münkür ve Nakir
Dilleri tutulan kuldan eyleme.

Cevap vermez isen eğer suale
Gelir ora hemen bir ifrit sima
İşitmez kulağı vicdan arama
Onu gören kullarından eyleme.

Çalışmalı her an hakkı bulmalı
Muhammet’in o yolunda solmalı
Cennete gitmeye iman olmalı
İmandan, Kurandan uzak eyleme.

Bilmemki halimiz ya nasıl olur
Kurulmuş terazi hesap sorulur
Sünnet işledinse şefaat olur
Yarap şefaatten mahrum eyleme.

Tutmamış orucu kötülük bitmiş
Yetim kul hakkını korkmadan yemiş
O kullara azap muhakkak demiş
Yarap o kullara taraf eyleme.

İSMAİL YILMAZ’ım hiç bilmem inat
Cehennem üstüne kurulmuş sırat
Geçmek için elden olacak berat
Yarap bizi başka kuldan eyleme.
- 12.12.1973 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

PARA – 2

Dertlilere deva verir
Para para daim para,
Hastalara şifa verir
Para para daim para.

Sevdirmiştir kendisini
Söyleyim en doğrusunu
Yaşattırır yuvasını
Para para daim para.

Fukaranın hakkın verir
Hasenetin hayrın bilir
İyi amel yapmış olur
Para para daim para.

Batıl inanç an bağlanan
Doğru değil hep de yalan
Onunla her işi sanan
Para para daim para.

Mazlumları haksız yeren
Zalimleri haklı gören
Zavallıyı mahkum eden
Para para daim para.

Yapmadığı hiç iş yoktur
Hayırından şerri çoktur
Sapladığı kalbe oktur
Para para daim para.

Kızı anadan ayırtan
Mümin olanı darıltan
Münafıkları bağırtan
Para para daim para.

İSMAİL YILMAZ’ı bulsun
Boş olan keseye dolsun
Karnı açları doyursun
Para para daim para.
- 12.12.1973 - İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

---------------- 6

1946 SEÇİM HAKKINDA

Dinleyin vatandaş diyeceğim var
Şu dağlar yerinden ayrılır birgün,
Gelenler gidiyor göster nesi var
Sende onlar gibi gidersin bir gün.

Doğruyu bırakma hakkı seversen
Sandalya kapayım diye eversen
Bir mevkiye fırsat düşer kanarsan
Emanettir gelir geçerde bir gün.

Dokuz kırk altıda düştük bir işe
Çoluk, çocuk hepsi geçti savaşa
Verilen emekler hep gitti boşa
İnsanlar dövüldü, kovuldu o gün.

Köylerden köylere kaymakam koştu
Bütün ağalara paralar saçtı
Zengin fakir demez şerle görüştü
Nice bin tuzaklar kuruldu o gün.

Binlerce kişiler ağladı durdu
Görülmedik nahoş gizem iş oldu
İkinci bir seçim çabucak geldi
Onlarda murada erdiler o gün.

Ben bir köylü iken ya nasıl koştum
Yeni parti için özden çalıştım
En kıymetli arkadaşla bozuştum
Baltayı dizime vurmuştum o gün.

Vaatler çok idi sıra gelmedi
Bize kadar hiç emirler kalmadı
Zengin güldü fukaralar gülmedi
Beyhude çalıştık yorulduk o gün.

Şalvarı ayakta dizi yamalı
Gömleği yok alttan üstü abalı
Kazançlardan bir bir verem haberi
Halleri arz etmek isterim bu gün.

Çifçiler traktör hemen çektiler
Tohum alıp dağa taşa saçtılar
Bankaları zenginlere açtılar
Bu haktanda mahrum edildik bu gün.

Emri haktır bunlar tam inanmalı
Biraz da fakiri ele almalı
Bu işlere acil çare bulmalı
Yoksulluktan neler çekilir bu gün.

Yapılmalı fakirlerin işleri
Bilinmiyor ne çok imiş suçları
Çalışarak ödenmiyor borçları
Üç liradan azdır kazancı bu gün.

Biz Türk Milletiyiz sahipsiniz siz
Ucuzdur yevmiye ne yapmalı biz
Kazanç çok az ayda ay tamam otuz
Her meta pahalı yetmiyor bu gün.

Şehit olmuş babam ben çocuk iken
Üç buçuk yaşında çok küçük iken
Günler, aylar vızıl vızıl geçerken
Çalışacak çağa gelmiştim bir gün.

Kendim bir amele demir yolunda
Vezife on iki saat her günde
Telefoncuyumda memnunum onda
Eğerki hakkımı verseler bu gün.

Beş senedir çalışırım bu işde
Tövbem kabul olsa yapılan suçta
Üçyüz otuz altı tevellüt yaşta
Emeksiz olarak kovarlar bir gün.

Doğru çalışanı sevecek haktır
Derdi dinleyecek hiç amir yoktur
Hak bilmez vicdansız bakanlar çoktur
Elli dört seçimi bulsaydık bir gün.

Dokuz elli iki meclis kuruldu
İşçilere Pazar hakkı verildi
Üç ay devam etti o da kesildi
Tarihi unuttum bilmiyom ne gün.

Üş ayda yazıldı hem altı Pazar
Ettik hem faide görmedik zarar
Hesap etti kesti hep teker teker
İyi bir darbeyi gösterdi o gün.

Her ayda vermişti altışar lira
Yekun teşkil etti tuttu çok para
Hep birden kestiler olmadı çare
Esnaflar yakaya sarıldı o gün.

Para lazım oldu bankaya vardım
Tarlam yoktur diye geri kovuldum
Üçyüz bin liradan mahrum edildim
Ben bir vatandaşım sayıda bu gün.

Adım İSMAİL dir soy adım YILMAZ
Söyledim künyemi söylemek olmaz
Yalandır bu dünya kimseye kalmaz
Haklıyı haksızı ararlar bir gün.
- 01.03.1953 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

--------------- 7

SEÇİM HAKKINDA – 2

Tanınmıştır sana çok büyük bir hak
Vijdandan kusuru yapma vatandaş,
O nasıl bakmışsa sende öyle bak
Yakanı eline verme vatandaş.

Düşün iyi düşün geldi zamanı
Çıkarları için eyler amanı
Kahvede sokakta verir selamı
Reylerine, sana değil vatandaş.

Bu mühim fazife verildi sana
Menfaatın için gitme bir yana
Allahına güven sarıl vijdana
Teslim et hakkını böyle vatandaş.

Kime verirsen ver reyinden hürsün
Yerine kullan ki vatanın gülsün
Doğru çalışmayan dersini alsın
Ders verecek sensin ona vatandaş.

Sırası gelmiştir bekliyor seni
Doğru davranmanın geldi zamanı
Bir çokları tehdit ederler seni
Özün sözün doğru olsun vatandaş.

Şahıs kastetmiyom mühimdir bu iş
Doğruyu seçmeye durmadan çalış
Yanılırsan eğer olursun yılış
Vazifene dikkat eyle vatandaş.

Bir zaman var idi bilmezdik bunu
Göremezdik sağı, solu ve önü
Anayasa verdi seçim hakkını
Bu hakkı yerine getir vatandaş.

Kaç aday var ise hepisi bizim
Ortaya aittir bu benim sözüm
Uykudan uyansın uyuyan gözün
Son pişmanlık para etmez vatandaş.

Türklüğe sevgiyi verirse önem
Doğruyu destekle kutludur dönem
İstikbak elinde işlesin yöntem
Türklüğün yolunu açsın vatandaş.

İSMAİL YILMAZ der burda büyüdük
Bir çoğunu gördük duyduk öğrendik
İyiyi kötüyü elbet belledik
Reyin doğruluktan olsun vatandaş.
- 12.09.1965 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

NURİ TEPE’YE

Bir arzuhal yazdım Nuri TEPE’ye
Acep kendisini buldu mu dersin?
Benzer yanakları sanki yafaya
Gül gibi yanağı soldu mu dersin?

Besmele ile de aldım kalemi
Bilip bilmez yazdım akla geleni
İki defa ettim size selamı
Bilmemki selamım buldu mu dersin?

Biri mektup biri teprik yazmıştım
Muhabbet sohbetin meftun olmuştum
Bütün vasıfları sizden bulmuştum
Senin gönlün bizi sevdi mi dersin?

Mehmet Güven dedik güvenilmez mi?
Yalan yoktur ondan inanılmaz mı?
Başka birkaç ceza versek olmaz mı?
Daha büyük ceza gördü mü dersin?

Yeni imam gelmiş gidip görmedim
Kısmet olup bir gün kursa varmadım
O zatın feyzinden hisse almadım
Bilmem ki durumu sezdi mi dersin?

Osman Hoca bazen gelir yanıma
Bekarlık tak etti derde canıma
Kısmetimde varsa gelir önüme
Bahta kara yazı yazdı mı dersin?

Isparta’da Soğukkuyu’ya geldin
Aldım bu haberi çok memnun kaldım
Bu gece sizleri rüyamda gördüm
Rüyalarım sizi gördü mü dersin?

Olgunu severim sevmem hamını
Can feda edersek o da canını
Temmuzda gelirim bekle ayını
Dostluğa dostluklar doldumu dersin.

Isparta’da açar ıtırlı güller
Gülleri topluyor çok nazik eller
Gül dalından öten bülbülü dinler
Gül suyu gül benzi buldu mu dersin?

İSMAİL YILMAZ der dostluk bilinir
Dostun mertse dost uğruna ölünür
Mürşit Fizandaysa gidip görülür
Yoksa bunca dostluk öldü mü dersin?
- 15.12.1966 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

--------------- 8

SEVGİLİ ANADOLUM

Yıllarca da kakbimde yaşadıkça yaşadın
Severekde bağrıma basmışım anadolum,
Servetimi canımı daim sana adadım
Herşeyim sana feda sevgili anadolum.

Kıratında şahlandı yüzyıllar daha önce
Kızılırmak Sakarya Seyhan Ceyhan ve dicle
Fırat’ınca aktı kan Türk’e zafer deyince
Coştukca coştun her an Kıratla anadolum.

Göz yaşlarım iznikte Kars’da Van’da toplandı
Yüce imanlı göksüm kabardıkça kabardı
Allah allah deyince kafirlerde geberdi
Benim asıl vazifem sevgili Anadolum.

Ortaasyadan önce kutlu çıkış başladı
Nice kaleler sustu kolum bura uzandı
Bilalca minareler arşa seda dayandı
Seni yüce imanla zabtettim Anadolum.

Anadolu türklere kutsal yurt oldu şükür
Mezarlarımız burda türbelerimizle yatır
Şehitlerin kanları şaadetli var hatır
Dedelerimin yurdu vatanım Anadolu.

İSMAİL YILMAZ seni sevdi yurt dedi durdu
Bu vatan atamızın kanlarıyla yuğruldu
Göksümde imanımla coştu kükredi durdu
Maglup oldu düşmanlar üstünde anadolum.
- 29.10.1973 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

MUHAMMET MUSTAFA (C.C.)

Dünyanın son peygamberi
Muhammet Mustafa Yarap,
Bizlerin son Peygamberi
Muhammet Mustafa Yarap.

Kimsenin olamaz emri
Her emrine dedi belli
Ahirzaman Peygamberi
Muhammet Mustafa Yarap.

Muhammet Mahmut Ahmet’in
Odur senin hem resulün
En son gelen Peygamberin
Muhammet Mustafa Yarap.

İhya etti niceleri
Okur kuran heceleri
Her an sevdi ümmetleri
Muhammet Mustafa Yarap.

Gece gündüz yalvarana
Kavuştur Allah yarana
Selavat çok söylet bana
Muhammet Mustafa Yarap.

İSMAİL YILMAZ ah nide
Hak yoluna durmaz gide
Bizleri tam ümmet ede
Muhammet Mustafa Yarap.
- 25.05.1949 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

19 MAYIS BAYRAMI

Ondokuz mayıstır bayramı bu gün
Yediden yetmişe yapsın bayramı,
Atanın yaptığı işlerle öğün
Kutlansın ondokuz mayıs bayramı.

Herkes bilsin, sevsin olsun hayranı
Sevinçle hepiniz edin seyranı
Bizleri yıkamaz düşman ceryanı
Kutlansın ondokuz mayıs bayramı.

Ondokuz mayıslar neler söylüyor
Bu gençliği şeref şanla besliyor
Bayramlar yaptıkça düşman inliyor
Kutlansın ondokuz mayıs bayramı.

Atayla Samsun’a varıldı o gün
Gençliğe hediye edildi o gün
Ondokuz Mayıstır şerefli bir gün
Kutlansın ondokuz mayıs bayramı.

Ondokuz Mayısta neler olmuştur
Türk milleti şaha kalkmış, coşmuştur
Düşmanı kovmaya adım atmıştır
Kutlansın ondokuz mayıs bayramı.

Biz Türk Milletiyiz her şey biliriz
Atanın izinden durmaz yürürüz
Vatan için hep beraber ölürüz
Kutlansın ondokuz mayıs bayramı.

Ondokuz Mayıslar hitap ediyor
Gelin gençlik gelin sizi diliyor
Ata kulak vermiş sizi dinliyor
Kutlansın ondokuz mayıs bayramı.

İSMAİL YILMAZ der önem taşıyor
Düşmanların aklı hâlâ şaşıyor
Atamızın ruhu daim yaşıyor
Kutlansın ondokuz mayıs bayramı.
- 19.05.1974 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

----------------- 9

RAMAZANI ŞERİF

Güzel günü bekledik şükür kavuşturana
Gül dalında açıldı şükür gül açtırana.

Ne mutluki bu günler bize huzur getirdi
Husumetler yokluklar dostluk geldi bitirdi.

Kavuştuk sana tekrar çok şükür rabbımıza
Seni sevmek yakışır Müslüman şanımıza.

Yurdumuzun bahtına bir güneş gibi doğdun
Gönlümüzün tahtına hoş geldin sefa geldin.

Ne şereftir bu bize çünkü teşrif eyledin
Bütü Müslümanlara cenneti müjdeledin.

İlahi hazzın ile kalbler gider felaha
Sana doğru koşanlar yaklaşıyor Allaha.

Sen gelince kalmaz da ruhlardaki gam keder
Teşrifinle insanlar şükreder bayram eder.

Gül dalında bülbüller aşkınla coşup şakır
Sana yaklaşan kişi Allah’ına yaklaşır.

Hoş geldin sefa geldin onbir ayın sultanı
Hoş geldin sefa geldin gönüllerin dermanı.

İSMAİL YILMAZ sana kavuşmakla sevinir
Senle birlik olunca övünür hep övünür.
- 13.11.1969 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

HER İŞİN ÖNÜNDE

Her işin önünde Allah diyelim
Allah demeyince felah bulunmaz,
Her zaman allaha niyaz edelim
İstemezsen haktan bir şey verilmez.

Hak rızası için çalışan kişi
Tamam olur daim hep onun işi
Cemalin görmektir onun savaşı
Amel olmaz ise cemal görülmez.

Kuvvet ve kutretin özü Allahtır
Mahfiret sahibi rahmeti çoktur
Emrini yapana azabı yoktur
Emri ferman onun sual sorulmaz.

Af edici Allah ümidin kesme
Ver zekatı hesap sorulmaz sanma
Kıl namaz tut oruç şeytana uyma
Ölüm vardır fakat ömür bilinmez.

Kork Allahtan çekin daim nebide
İstersen cenneti çıkma emrinde
Duydun mu bir anlık geçen ömründe
Yalandır bu dünya meyil edilmez.

İSMAİL YILMAZ af diliyor sende
İstiyor Allahın hidayetinde
Yüzü kara kulun neyleyim bende
Dünya sevmek ile sana erilmez.
- 21.03.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

GÜZELLER GÜZELİ

Güzelleri nice güzel ellerde
Güzeller güzeli bir güzel gördüm,
Eş değerde güzelliği güllerde
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Salını salını gider yoluna
Hayran oldum ağzındaki diline
Nasıl hizmet etmiş selvi boyuna
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Kalem gibi ne incecik kaşları
Mercan gibi çok incecik dişleri
Layık sana kraliçe taçları
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Kemere gelmeyen ince beli var
Konuştukça balda tatlı dili var
Açılmamış bir çift gönca gülü var
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Soramadım nere gider yolları
Parmakları narin ince dilleri
Selvi gibi sallanıyor boyları
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Selam verdim dalgın idi almadı
Sual sordum hiçbir cevap vermedi
Tebessüm eyledi bir şey demedi
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

Çok nazik konuşur bazen lâl olur
Serpilir gülleri ıtır dal olur
Davetli bakışı sanki bal olur
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.

İSMAİL YILMAZ da güzeli bilir
Güzeller katına güzeller gelir
Selvi boylu selvi gibi sallanır
Güzeller güzeli bir güzel gördüm.
- 12.04.1938 – Akçınar/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

--------------- 10

BİR DOKTOR HANIMA

Gelin dostum gelin edelim sohbet
Sevilmek istersen gel yavaş yavaş,
İsterim ebedi olmayı ahbab
Citdiliğe doğru gel yavaş yavaş.

Gün Pazar günüydü olmuştum melal
Görünce sandım ki kameri hilal
Kesildi tâkatım kalmadı mecal
Dermanı dizlere kıl yavaş yavaş.

Mert olan mertliği böyle bildirir
Düşmanı ağlatır dostu güldürür
İmarsız bahçeler gülü soldurur
Solmadan imarın bil yavaş yavaş.

Tahsili görenler güzel de olur
Tertemiz saflığı yüzüne vurur
Gönül dostlukları güler yüz bulur
Güzelliği söyler dil yavaş yavaş.

Bu güzellik haktan verilmiş sana
Gözlerin eladır kaşların kara
Hiç kıymet vermiyor yoka ve vara
Serpilsin yoluna gül yavaş yavaş.

Uzunca boyludur görmeğe değer
Elindeki işi durmadan örer
Sözü ve sohbeti dünyayı değer
Bu sözden nasibin al yavaş yavaş.

Buyurun denildi oturduk tamam
Çaylar içecekler edildi ikram
Neşemiz çok hoştu sanılır bayram
Sevinci ortamda bul yavaş yavaş.

Misafirdik o an durup dinlendik
Her ne sorulduysa cevap eyledik
Suçlu değil idik eller bağladık
Nemlenen gözleri sil yavaş yavaş.

İsmini bilirim fakat söylenmez
Sever mi sevmez mi o da bilinmez
Ağlatır göreni insaf eylemez
Biraz da beriye gel yavaş yavaş.

İSMAİL YILMAZ der payıdar olsun
Açıklanmasın söz kapalı kalsın
Seven sevilenle murada ersin
Bizlere yardımcı ol yavaş yavaş.
- 03.06.1969 – Gaziantep

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

BİR GÜZEL GÖRDÜM

Dolaşıp gezerken bizim ellerde
Eşi görülmemiş bir güzel gördüm,
Bundan böyle gezsin ismin gönlümde
Övülmeye layık bir güzel gördüm.

Saçları taramış omuz üstüne
Allah bağışlasın seni ismime
Bizleri ezmekten senin kastin ne
Akıllar şaşırtan bir güzel gördüm.

Sürmelmiş Sultan melül gözleri
Bahardan sonra da gelir yazları
Gördüm kırılıyor nazik dizleri
İnsanı çökerten bir güzel gördüm.

Elma gibi kızarıyor yanağı
Burmalara layık nazik bileği
Ne kadar zariftir allı dudağı
Yakarak kızartan bir güzel gördüm.

Halini arz edip söze başladı
Gözlerinden akan yaşı sakladı
Sanki yüreğime hançer sapladı
Yürekten acıtan bir güzel gördüm.

Oturdu karşıma derdin döküyor
Konuşunca sanki yürek yakıyor
Eğmiş güzel başın yere bakıyor
Yüreği dağlatan bir güzel gördüm.

Dedi emmioğlu derdim ağırdır
İlaç kar eylemez yaram derindir
Sabretmek selamet Allah kerimdir
Hakikat anlatan bir güzel gördüm.

Emmi kızı kabul ettim sözünü
Sabret daim hakka bağla özünü
Allah’ım güldürsün güzel yüzünü
Ağlayıp ağlatan bir güzel gördüm.

Yanaklarda iki zülüf sarkıyor
On belikli saçlar sırta akıyor
Gözleri melül da bana bakıyor
Gönlünü uzatan bir güzel gördüm.

İSMAİL YILMAZ’ım daim ağladı
Güzelliği gördü destan söyledi
Sevmeye söz verdi yemin eyledi
Mertleri dost bilen bir güzel gördüm.
- 12.04.1938 – Akçınar/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

--------------------------

İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 5

İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 5

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ
Ozanımız İslahiye’li Ozan İsmail YILMAZ; 1920 yılında Gaziantep’in İslahiye ilçesinin Kozdere (İntilli) köyünde doğdu. 3 yaşında iken babası Çete Reisi Göv Mehmet Çavuş Gavur Dağlarının Kanlı Geçit, Kızıldere mevkiinde Fransızlarla yapılan bir çatışma esnasında iki akrabası ile birlikte şehit düşünce öksüz kalır. Kendinden iki yaş küçük kardeşi Ahmet’le birlikte dedesi ve amcaları tarafından büyütülür. Askere gider gelir ve evlenir. İlk eşinde 4 çocuk babası olur. İlk eşi vefat edince ikinci evliliğini yapar 5 çocuk da ikinci eşinden olmak üzere 9 evlat babası olur.
Devlet Demir Yollarında memur olur. 54 yaşında vazife başında 54 yaşında bir kalp Krizi sonunda vefat eder. Mezarı İslahiye’nin Kozdere Köyündeki Göztepe mezarlığındadır.
Gençlik yıllarında başladığı şiir ve hikaye söylemeye ve yazmaya ölümüne kadar devam eder. Şiirleri Bazı dergi ve gazetelerde yayınlanır. “Şakkışefe” ve “Toros Seyahatı” isimli basılı iki şiir kitabı bulunmaktadır. Hayatı ve şiirleri pek çok Edebiyat öğrencileri ve Öğretim Üyeleri tarafından Tez konusu olarak işlenmiş ve hazırlanmıştır. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ: İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ’ın oğludur.


BAYRAK

Selam sana ey! Şanlı gönderde Türk Bayrağı,
Kazandık zaferleri ellerde Türk Bayrağı.

Estikçe hür rüzgarlar dalgalanır yerinde,
Bütün düşmanlar korkar senin heybet şanında.

Sen bizimsin biz senin sinemizde yerin var,
Şarktan, garptan söylenir yükselişin ünün var.

Düşman sana yaklaşmaz mehmetcikler var iken,
Gögüsler iman dolu o aslanlar sağ iken.

Niceleri çalıştı yok etmeye şanını,
Mehmetcikler haykırdı akıttılar kanını.

Ya gaziyiz ya şehit diyerek saf bağladı,
Düşmanlar karşısında zangır zangır ağladı.

Düşünmez bu uğurdan ne ölüm ne kalımı,
Tepelerler haini çıkan bütün zalimi.

Ay yıldızım göklerde Türklüğü temsil eder,
Ergenekondan çıkıp Kızılelma’ya gider.

Turan’ı kurmak için senin varlığın yeter
Bozkurt kükrer durmadan düşman titrer bin beter.

İSMAİL YILMAZ sever elinde Türk sancağı,
Selam sana ey şanlı yücesin Türk bayrağı.
- 25.09.1969 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

GELİN BİRLEŞELİM

Gelin birleşelim alalım yolu
Birlik seyredelim sağcımı solcu,
Sana dil uzatan çürüsün dili
Nefretle analım ey Demiryolcu.

Sen demiryolcusun kükrersin birden
Denizi geçtinde ne gördün gölden
Gece gündüz durmaz kalmazsın yoldan
Vatan hizmet bekler ey Demiryolcu.

Dersinki karadır bu benim bahtım
Fakat çalışmaktır meramım ahtım
Parçalayıp bölmek olmasın kastım
Tek vücut yaşarız ey Demiryolcu.

Gelin birleşelim olalım tek fert
İsteyelim hakkı edelim cüret
Birkaç kişi vardır çıkardır fesat
Yuh olsun onlara ey Demiryolcu.

Maksatları belli bizler biliriz
Dağıtacak bizi öyle görürüz
Bize gelmezsiniz diye sorarız
Samimi değiller ey Demiryolcu.

İSMAİL YILMAZ der düz gidek önden
Ana sendikadır kurulmuş önden
Sarı Sendikadır bölmektir dünden
Kanmayın onlara ey Demiryolcu.
- 25.04.1965 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

---------------- 1

NAMAZ HAKKINDA

Uyanıp seherde allah diyenin
Silinir günahı istiğfar ile,
Tekeccüt namazın eda edenin
Dolar kalbi, gönlü nur iman ile.

Sabahleyin kalkıp camiye gelen
Ol kim ki dünyada felahat bulan
Sabah namazına cemaat olan
Yazamaz sevabın melekler ile.

İşrah iştihara kılan kişinin
Durmaz akar daim gözü yaşının
Dua namazını her gün kılanın
Geçer daim ömrü güzellik ile.

Şariat, tarikat resulün sözü
Sünnet işleyenin nurlanır yüzü
Şefaattan mahrum etmesin bizi
Din iman bulasın güzellik ile.

Öğle namazını geçirme elden
Küfürü gıybeti hem bırak dilden
Allah’ım dilerim mağfiret senden
Çıkar huzuruna yüzü ak ile.

İkindin namazın koyma kazaya
Ölünce ömrünü verme havaya
Sorgu meleğiyle kalın kavgaya
Narı cehennemin ateşi ile.

Her akşamın bilmek lazım kıymetin
Evvel farzı eda, sonra sünnetin
Ödemez menfaat hiçbir servetin
Malın, mülkün, oğlun, kızından bile.

Akşam namazını tamamla heman
Düna keamında vaz geç aradan
Altı rekat evvel tamamen kılan
Af edilir bütün borçları ile.

Terk etme kıl daim sen yatsı namaz
Namazı kılmayan olur beynamaz
Daim kılacağın beş vakit namaz
Hafile namazlar kıl ümmet ile.

İSMAİL YILMAZ der böyle bilmeli
Kaza namazları eda etmeli
Daima kalbinle Allah demeli
Yarabbi bağışla rahmetin ile.
- 18.03.1948 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

BİR GELİN GÖRMÜŞTÜM

………. Güzel REHAN’a
Bir gelin görmüştüm Hatay ilinde
Tahılı olmayan harmana benzer,
Koklayalım dedim gonca gülünde
Bahçesi yol geçen boş hana benzer.

Güzeli met etmek usulden kalmış
Yitirmiş aklını mecnuna dönmüş
Sordum aslı bizim oradan gelmiş
İmana girmeyen düşmana benzer.

Otuzbeş yıl geçmiş hasret sözünü
Müslüman ol hakka bağla özünü
Zamanı geçerse döven dizini
Doğruyu bilmeyen yalana benzer.

Dedelerin bizim köyde göç etmiş
Fransıza uyup düşmanlık gütmüş
Dostluğu komşuluk eliyle itmiş
Türk’e hain bakan düşmana benzer.

İnsanlığın kötü fikir düşmanı
Muhammet dinine etme gümanı
Nasip etsin Allah bize imanı
Geçen günlerin boş zamana benzer.

Silin o defterden dinle sen beni
Sonunda hiç kimse kurtarmaz seni
Gayrimüslüm nedir boş ver sen onu
Bütün konuştuğun gümana benzer.

Allah akıl vermiş bul doğru yolu
Yoldurma haksıza o gonca gülü
Aşkınla, derdinle delirtin beni
Balın yok peteksiz kovana benzen.

Rehan fesleğendir kokusu hoştur
Türk ile evlenmek yoksa çok güçtür
İslamın şartını tutana beştir
Bilmiyorsan halin dumana benzer.

Ben seni severim sen de seversen
Haramı bırakıp helalı yersen
Sözümü dinleyip imana gelsen
O nara yanmayan nurana benzer.

Verdim nasihatı aklın ererse
Sev seni seveni seven olursa
Bir kimse de sevgi saygı bulursa
Avını kurtarmış şahana bezer.

Seni seven kimse civan olmalı
Eğri yolda doğru yolu bulmalı
İSMAİL YILMAZ’ı haklı görmeli
Halin doğru yolu bulana benzer.
- 15.03.1949 – Hatay

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

------------------- 2

KARŞILIKLI BİR TÜRKÜ

Söyle güzel söyle bir derdin mi var?
Başındaki derdin devasıyım ben,
Her işin görmeye vermişim karar
Yiğitler cömertler harmanıyım ben.

Neden bu sözleri diline aldın?
Şeytanmısın birden karşıma çıktın
Öyle cömertleri çok gördüm bildin
Laf atan cömerte kıymet vermem ben.

Ben seni diledim benden yöne bak
Benim gönlüm yandı sen de gönlün yak
Çok güzelsin boyna bir nazarlık tak
Güzellerin her an hayranıyım ben.

Gönül vermez isem ona bakamam
Her gördüğüme de gönül yakamam
Boş bakışlar için nazar takamam
Ulu orta sözü duyup dermem ben.

Bırak ters yolunu gel benden yana
Sabırlı ol biraz darılma bana
Hayırlı haberi vereyim sana
Ateşli aşıkın doktoruyum ben.

Ben aşık değilim öyle söyleme
İşim çok acele beni eyleme
Yalvarırım sana boşa dinleme
Öyle bir doktora gönül vermem ben.

Yaklaşta yanıma seni bileyim
İster isen birlik olup kalayım
Talebeysen eğer hocan olayım
Bir çok kimselerin hocasıyım ben.

Budala aklına bakıp şaşmışam
Öğüdü önceden görüp almışam
Tahsilimi senden fazla görmüşem
Senin gibilere hoca demem ben.

Sen gelmezsen söyle sana geleyim
Hoş tutarsan beni eğle kalayım
İstersen arkadaş şimdi olayım
Arkadaş gönlünü hoş tutarım ben.

Yetişmez mi artık ne çok söyledin
Sen hiç utanman mı günah boyladın
Ben yolcuydum beni yoldan eyledin
Böyle bir insana yaklaşamam ben.

Öğüt verdim sana öğüt tutmazsın
Çok söyledim sana gönül koymazsın
Gel gönlümü dinle pişman olmazsın
Son sözüm bu başka söyleyemem ben.

Sen kim olun bana öğüt verirsin
Arıyorsun elbet bir gün bulursun
Çok ileri gitme pişman olursun
Kötü bir lisanı kullanamam ben.

Adım İSMAİL’dir soyadım YILMAZ
Ettin bir kötülük yanına kalmaz
Gönülsüz bayandan hiç hayır gelmez
Beni sevmeyeni hiç sevemem ben.

MELİHAT’ım derki ver elin öpem
Musade eyle ki evime gidem
Al kalem eline adresim verem
Senden başkasını bekleyemem ben.
- 05.05.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

MELEHAT’IN DİLİNDEN

İsmini sormadan neden söyledin
Melehat’tır ismim gizleyemem ben,
Sevdim kardeşliğe seni diledim
Yiğitlerin her an kölesiyim ben.

Melihat’ım çekmez denen sözünü
Allah rast getirsin işin gücünü
Çokca övdün met eyledin bacını
Ölünceye kadar unutamam ben.

Melihat korkmadan derdin söylüyor
Bu sözlerim kardeşimi üzüyor
Gideceğim ama gönlüm özlüyor
Kardeşsiz dünyadan yaşayamam ben.

Söyledim sırrımı eyledin konu
Yetişmez mi kardeş dinledin beni
Ahiret kardeşi eyladim seni
Bundan başka bir söz söyleyemem ben.

Bizim eller sıcak çok da eğlenmez
Yaz kış bahçelerde toprak bellenmez
Güzeller yiğide susar söylenmez
Canı cana saklar dillenemem ben.

İSMAİL YILMAZ’ım kölen olayım
Sen susunca ben de senle susayım
Kardeş dersen ben de kardeş bileyim
Haktan başka istek dileyemem ben.
- 12.04.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

----------------- 3

ASKER YEĞENİME MEKTUP

…….. Selahattin YILMAZ’a
Askere gittin de beklenir yolun
Anan, baban sever seni özler de,
Gecikmesin bekler olduk mektubun
Konu komşu onlar seni bekler de.

Mektubun okudum gönlüm hoş oldu
Gözlerime yaşlar hemen de doldu
Kutsal vazifedir cümlemiz gördü
Dayın, baban, amcan seni bekler de.

Vatan emanettir bilin elbette
Şehit, gazi çıkar yüce millette
Uyanık ol daim olma gaflette
Meyhaneyi unut baban beklerde.

Bırak artık üşme sarhoş peşine
Ölür kimse bakmaz sarhoş naşına
Sarhoşluk ne acı kendi yaşına
O sarhoşluk ne söz anan beklerde.

Askerliği bitir teskereni al
İstersen şerefli o orduda kal
Türk için çalışki iyi olsun hal
Komutana saygı sende beklerde.

İSMAİL YILMAZ’da seni çok sever
Kutsal vazifende seni çok över
Sarılıp sevmeye hasretçe ever
Akrabalar özler seni beklerde.
- 20.05.1972 – Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

UNUTMA

İyiyi güzeli beğenen gelsin
Kurtlandıkça kurdu çıkar unutma,
Sözüm kulağında bir küpe kalsın
Bazen su yokuşa akar unutma.

Ezilen yükseltir zalim ezeni
Eğri direk kırar doğru hezeni
Böyledir değişmez dünya düzeni
Biri yapar biri yıkar unutma.

Cahili iknaya bulunmaz imkan
Kötü zaman değil mekandır mekan
Emin ol gerçeği görmez her bakan
Eğri bina erken çöker unutma.

İyi kötü deme düşün yıllarca
Böyle sıfatları tedbirli harca
Kimseye yük olup boğulma borca
Bu gün seven yarın bıkar unutma.

Söz nice dostları dosttan ayırır
Söyleme serçeler gider duyurur
İyileri zaten Allah kayırır
Kötüler baktıkça bakar unutma.

İSMAİL YILMAZ der sırrın söyleme
Hiç kimseyi asla abdal belleme
Seni dinlemezse boşa ünleme
Tuzlansada gıybet kokar unutma
- 25.09.1970 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

EY ALLAHIM

Ey Allahım ey Allahım
Seni bulmak can Allah’ım,
Yolundan tatlı canımı
Hemen vereyim Allah’ım.

Gönül daim seni ister
Lütfeyle cemalin göster
Her zaman affını ister
Af eyle beni Allah’ım.

Yürü doğru sen yolunla
Hakkı zikreyle dilinle
Harama sürme elinle
Sualin sorar Allah’ım.

Durma daim zikir eyler
Hakka duacıyız bizler
Ol harama bakan gözler
Cezasın çeker Allah’ım.

Her gün durma dua eyle
Daim işin olsun böyle
Kelime tevhit çok söyle
Sana yalvaram Allah’ım.

Allah ola işin önü
Çokça ağla çağır anı
Gönül daim ister seni
Kavuştur beni Allah’ım.

Sabah kalkar seni anar
Seni diler sana yanar
Her yönümüz sana döner
Aklımdasın can Allah’ım.

İSMAİL YILMAZ aşina
Sen olursun taç başına
Ömür gitti hep boşuna
Kutlu seda ver Allah’ım.
- 12.05.1949 – Toprakkale/Osmaniye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

---------------- 4

KİME NE DEYİM?

Küçük yaşta babam şehit ağlarım
Taktir ilahidir kime ne deyim?
Daha sonra anam gitti söylerim
Babam şehit şeref şan var ne deyim?

Dünyaya geleli sürmedim sefa
Acizim, naçizim çalışmaz kafa
Kusurum çok oldu gider mi afa?
Suç sahibi benim kime ne deyim?

Ben sizi severim sizlerde beni
Saygım ebedidir hiç yoktur sonu
Kovdum da gitmedi o kara günü
Felek sillesini vurdu ne deyim?

Arz edeyim size gönlüm pek hasta
Velinimetimdir unutmam asla
Gülemem hiç artık kalmışam yasta
Felek bana gülme demiş ne deyim?

Mevsimin güzeldir baharı yazı
Ne güzel uçuşur ördeği kazı
Uzattım elimi tutmadım sizi
Taktir böyle imiş kime ne deyim?

Allah cümlesinin muradın versin
Acizin duası sizinle olsun
Gelenle, gidenle selamın gelsin
İsteğim bu sizden başka ne deyim*

Sırası geldikçe ettim amanı
Yandı kalbim üstde çıktı dumanı
Ne söyleyim artık geçti zamanı
Açılan güllerim soldu ne deyim?

Bu yalan dünya da kimseye kalmaz
Gittimi dünyada geri dönülmez
Paranın bir zaman değeri kalmaz
Geçirme vaktini başka ne deyim?

Emanettir bütün servet insana
Yaptınsa iyilik kalır yanına
Kara deve çöktü benim önüme
Çökerten Allah’tır kime ne deyim?

Şükredelim haktan gelen niğmete
Dünyadaki gönül verme zihnete
İSMAİL söylüyor sözüm herkese
Tutulmazsa sözü kime ne deyim?
- 03.09.1969 – Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

DÜNYANIN KURULUŞU

Aslımız hep birdir bir soydan geldik
İyi dinle kardeş hakikat budur,
Atamız Adem’dir Havva’dan doğduk
Bütün insanların atası O’dur.

Adem ile Havva cennete kondu
Yapacağı işler tembih edildi
Uydular şeytana geri kovuldu
İnsanı azdırıp şaşırtan O’dur.

Yaratıldı tabi nuru ezelden
Gönül geçmez Onun gibi güzelden
Ya şefaat kani geçme bizlerden
Ancak elimizden tutucu O’dur.

Şeytan yaratıldı o an ateşten
Yaratana karşı geldi ta baştan
Tutmadı emiri oldu ol şeytan
Hakka asi gelen yalınız O’dur.

Çok sonra ayrılmış Mezhepler yollar
Sonrada kurulmuş şehirler, köyler
Kullar için olmuş mevsimler aylar
Bunda da Allah’ın hikmeti O’dur.

Bir bakarsın bütün dünya yeşermiş
O zaman anlarsın İlkbahar gelmiş
Her tarafa güzel koku kaplamış
Ol Hakkı Hüda’nın hikmeti O’dur.

O zaman habitat donunu giyer
Yaz ayı gelmeye nasıl da ever
Sanki ateş düşmüş her taraf yanar
Durmadan çalışma günleri O’dur.

Sonbahar ayları pek çok sevilir
Ara, sıra yağmur yağar görülür
Habitat çıplanır, insan giyinir
Gelecek aylara müjdeci O’dur.

Bir bakarsın duman çöker dağlara
Karlar yağar ova ve de bağlara
Soğuk düşer karlı olan yollara
Yoksul gurabayı ağlatan O’dur.

İSMAİL YILMAZ’ın nedir bu işin
Hiç durmadan bilir bilmez konuşun
Birden geldi geçti ne çabuk yaşın
Her şeyden gönlünü soğutan O’dur.
- 18.03.1967 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

------------------ 5

AFFEYLE BİZİ

Ey kudret rahmeti çok büyük Allah
Günahlar çoktur çok affeyle bizi,
Ulular ulusu sensin ya Allah
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Çağrılan binbir can ismin hakk için
Nuri Cemal yâri ismi hakk için
Seni seven dostlar onlar hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Miracı Nebinin yarın hakk için
Muhammet Zişan’ın Ahmet hakk için
Şefaati Kani Mahmut Hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Abubekir Sıddık olan hakk için
Ömeril Faruku Hettap hakk için
Hafızı Kuranı Osman hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Can Hazreti Ali Haydar hakk için
Zehir ile giden Hasan hakk için
Çölde susuz şehit canan hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Hazreti Fatıma Ayşe hakk için
Rabiye Hatunlar ana hakk için
Hatice Kübralar Hatun hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

İsa’nın anası Meryem hakk için
Asiya Niğar! lar Hatun hakk için
Yaratılanlar dört melek hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Gönderilen Kutsal Kuran hakk için
Tevrat, Zebur, İncil kitap hakk için
Veyseli Karani çoban hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Yusufu Kenanı güzel hakk için
Ağlayıp kör olan Yakup hakk için
Seni zikir eden diller hak için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Bilali Habeşi kulun hakk için
Hazret Aşık Yunus Nebin hakk için
Yoksullara varan eller hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Ehli kerameti Musa hakk için
Semalara çıkan İsa hakk için
Tövbeleri kabul Nasuh hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Ehli beyti seven kullar hakk için
Ashabi güzeller pirler hakk için
Ciğerleri yenen Hamza hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Ensari muhacir göçen hakk için
Hak için ölenler şehit hakk için
Türk hakanı Osman Gazi hak için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Nakşibend Kadiri pirler hak için
Hazreti Mevlana kulun hakk için
Muhiddin Arabi şeyhin hak için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Bilğe Kaan, Mete hakan hakk için
Cengiz Han, Uluğ Bey Turan hakk için
Yusuf Has Hacip Kutadgu hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Asya Hun Devleti hakan hakk için
Avrupa Hun Devlet Bozkurt hakk için
Kaşkarlı mahmut’un Lügatit hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Oğuzlar,Selçuklu, Devlet hakk için
İlhanlı, Osmanlı Hakan hakk için
Atatürk Mustafa Kemal hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Sana aşık olan aşık hakk için
Bağrı başı yanık sadık hakk için
Bakiye göç eden sabı hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

Seni zikreyleyen diller hakk için
Cömertlik yaptıran eller hakk için
Sevgini kazanan kullar hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.

YILMAZ derki benim yanıyor içim
Yüzlerim karadır gayet çok suçum
Aşkınla ağlayan gözüm hakk için
Günahlar çoktur çok affeyle bizi.
- 25.09.1969 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

----------------- 6

BEY AMCAYA YAPILAN DUA

…...….. Mustafa İLGÜN’e
Bey amcaya dua edem özümle
Ret etme duamı aman Yaradan,
Başladım yazıma Allah sözüyle
Hak diyeni mahrum etme Yaradan.

Baş çevirmek olmaz asla şanında
Her şey mevcut ancak yok yok yanında
Yalvarırım boynum bükük evinde
Dertlilere deva eyle yaradan.

Saygı duyulacak bir duruşu var
Allah’ın verdiği sıhhat gücü var
Saçları ağarmış başa yağmış kar
Dik duruşu eksik etme yaradan.

Gençlikte çalışmış kuvveti kolda
Helal kazanmışta gözü yok malda
İnsanlığı bilir sorgusu halda
Hal ve hatırını gözet yaradan.

Gönülleri bilir gönül hoş tutar
İyi kişilere sevgiyi katar
Düzgün yolu tutar eğriyi atar
İşini yokuşa sürme yaradan.

Elini öptüm de dua eyledi
Geleceğim için iyi söyledi
Yanına oturdum beni eğledi
Gönlünü dilini yorma yaradan.

Evden çıktım yola gayem ziyaret
Uzun bir yolculuk oldu selamet
Kavuşmak murada etmiştim niyet
Murada erdirdi bizi yaradan.

Diyeceksin oğlum bu gayen nedir
Haklısın bey amca desem erkendir
Yapan kendi belki taktir böyledir
Her işi noksansız yapar yaradan.

İstanbuldan Maltepeye uğradım
Abim, ablam yoktu merak eyledim
Bu şansızlık bende diye inledim
Bütün ağlayanı güldür yaradan.

Çayırlar Yoluna girmiştim hemen
Sevincime payan yoktu o zaman
Girdim eve, gönlüm oldu Şaduman
Esirge nazardan evi yaradan.

Ev içinde öyle iki genç gördüm
Yapılan hizmetin hayranı oldum
İsim Nedim, Çetin sordum öğrendim
Onların muradın versin yaradan.

Gördüm bey amcayı nurani yüzlü
Az duyar kulağı ne tatlı sözlü
Yalvarıyor hakka eyle niyazı
Duasını kabul eyle yaradan.

İmanı kamilden eylesin onu
Şifayı, devayı olsun ol gani
Hastalık mükafat bilirsin bunu
Sabırlı kullardan etsin yaradan.

İstek ve arzumu büyükler sora
Hayırlı iş için gelmiştim bura
Şimdi anlatmayım düşmeyim dara
İsteğimi kısmet eyle yaradan.

Çok ileri gittim hoş görün beni
Söyleyen ben isem söyleten kendi
Hasta gördüm sizi çok üzdü beni
Sıhhatlı ömürler versin yaradan.

Bu dünya cenneti güzel İstanbul
Sıhhatlı ibadet istiyor gönül
Ölenlere rahmet sizler sıhhat bul
Derdinize deva versin yaradan.

İsterim amcaya dünyadan sıhhat
Allahım yüksekte yeri olsun kat
Cennet meyvesiyle ağzı alsın tat
Zemzem sularında sunsun yaradan.

Zamanı gelince sözler açılır
İsteğim söylenir kısmet saçılır
Akraba olunur zorda kaçılır
Güzel işler hayra yorsun yaradan.

Çoktur sözüm ama söylemek olmaz
Cahilim esasen konuşmak olmaz
Sevdiği kulunu hiç dertsiz koymaz
Sevdiği kullardan etsin yaradan.

İSMAİL YILMAZ’ım oldum derbeder
Bey amcaya olsun bol bol şifalar
Duamız sizinle daim beraber
İsterim şifanı versin Yaradan.
- 15.06.1966 – Maltepe/İstanbul

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

------------------ 7

MEHMET GÖÇER DESTANI

Mehmet GÖÇER idim geldim de gittim
Kal diyen olmadı kime ne deyim,
Kendi hayatımı kendim mahvettim
Kader böyle imiş kime ne deyim.

Vilayetim Gazi Antep söylenir
İslahiye ilçem diye dillenir
Köyüm İntilli dir öyle bilinir
Künyem böyle imiş kime ne deyim.

Mağmeler, Akçınar, Küçükintilli
Bunların muhtarı Büyükintilli
Ermeniyi kovdu bütün ahali
Aslım Türk İslamdır kime ne deyim.

Söylerdim sözümü haklıyım derdim
Koşarak eceli aradım buldum
Yavruların boynu bükülü koydum
Felek sillesini vurdu ne deyim.

Nankörlük bilmezdim hayrı severdim
Tembellik etmezdim işim bilirdim
Zararı ziyanı çabuk görürdüm
Hepsi beyhudeymiş kime ne deyim.

Eşime dostuma helal yedirdim
Sevdiklerime de helal giydirdim
Küçük büyük sevdim helal dedirdim
İyilikle her şey güzel ne deyim.

Yavrular oturmuş durmadan ağlar
Dost düşman bilmezler ciğerler dağlar
Karım feryat eder saçını yolar
Yoktur hiç çaresi sana ne deyim.

Makinisttim kendim yola giderdim
Vazifeyi sever dikkat ederdim
Zengin olum diye çabuk everdim
Felek beni mahrum etti ne deyim.

Dünyaya geleli neler görmedim
Her zaman ağladım hiç de gülmedim
Ağlaman yavrular ben de ölmedim
Yaram çok ağırdır size ne deyim.

Birden bire baktım tren geliyor
Makinist de üzerime sürüyor
Gözleri kör olmuş sanki görmüyor
Ömür hitam bulmuş ona ne deyim.

Babam yokki oğlum diye ağlasın
Anam yokki ciğerini dağlasın
Karaları bir tek bacım bağlasın
Karalar giyinsin artık ne deyim.

Kardeşlerim gelsin başa otursun
Hizmeti arkadaş birlik yetirsin
Tabutumu konu komşu götürsün
Vazifeniz budur başka ne deyim.

Yaralarım doktor gelmiş sarıyor
İfadeyi savcı gelmiş alıyor
Suçlu suçsuz kimse onu soruyor
Suç sahibi benim kime ne deyim.

Vakit akşam idi karanlık bastı
Birden bire nasıl ağırlık bastı
Zalim tren beni çiğnedi kesti
Yalvarmak çaresiz artık ne deyim.

Acımadın tren dalğın halime
Zehirler akıttın gonca gülüme
Allahtan dilerim gelsin yoluna
Senden geldi ölüm kime ne deyim.

Çok sızlıyor kafam göz göz yaralar
Yaramı kardeşler elle saralar
Size emanettir küçük yavrular
Siz var iken kime bakın ne deyim.

Benim kardeşlerim gelin yanıma
Doktorlar getirin bakın yarama
Yüzünüzü sürün kanlı sineme
Kardeş acısını tadın ne deyim.

Kardeşlerim size büyük tembihat
Çocuklarım, karım size emanet
Sizlere selamet bana mahfiret
Af edici Allah kime ne deyim.

Gelin kardeşlerim gelin yanıma
Merhem fayda vermez azmış yarama
Selamlar götürün benim karıma
Otursun evimden başka ne deyim.

Gelenler gidecek hiç kimse kalmaz
Gel diyen gel derse hiç çare olmaz
Sıra bir gün sana gelecek YILMAZ
Hak sahibi hakkın alır ne deyim.
- 20.09.1967 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

------------------ 8

KENDİME HİTAP

Dertli olan kullarına verir derman ol Hüda
Yeterki sen hep ağlasan hep yalvarsan bunu bil,
Dert devanın yoldaşıdır dinlenmeli şu heda
Emri ilahiyi duysan ister ağla ister gül.

Dertli olan kişilere bu bir müjde sayılır
Sabredenler şifa bulur en sonunda ayılır
Bunu böyle bilmeyenler ol huzurda kovulur
Bu fırsatı kaçırdıysan ister ağla ister gül.

Hatırıma misal geldi bunuda arz eyleyim
Hoyuk olmuş dertsiz başlar demişlerki neyleyim
Derde sabır, vara şükür bunu eda eyleyim
Gideceksin bu faniden ister ağla ister gül.

Ağlayanlar birgün güler buna kafa yorulmaz
Hakkı bilen dertli insan asla buna üzülmez
O Allah’ın (C.C.) hikmetidir O’a sual sorulmaz
Eğer bunu bilir isen ister ağla ister gül.

Doğru giden yollar uzun sonunda huzur bulun
Karanlık gecelerinde açılır gonca gülün
Allahına güvenirsen aydınlık olur yolun
Dogru yola sür atını ister ağla ister gül.

Derdi veren derman verir derki YILMAZ böyledir
Dert ağlatır aşk söyletir bütün kuvvet O’ndadır
Ağlayarak yalvarmazsan bu kabahat kimdedir
Eğer bunu bilmez isen ister ağla ister gül.
- 26.10.1966 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

İSTEK ÜZERİNE

Sene altmış dördün onuncu ayda
Onaltısı idi Cuma gününde
Saat gün geçiyor gözlerim yolda
Müsbet mi menfi mi gelecek haber.

İki isim birdir manası derin
Ay teni parlatmış var mıdır dilin
Sesiniz gelir de görünmez yüzün
Beklemeli artık geç gelir haber.

Emel arzu etmek eldeki iştir
Ümitsiz yaşamak gayri nehoştur
Ayı tenden ayırmak ne kadar güçtür
Devasız dertlerin ilacı haber.

Bu nasıl tanışmak gabili ender
Yazıma cevabı bekletme gönder
Mechul kimse oldu bizlere önder
Görürseniz sade getirin haber.

Ay parlaktır parlak tenler topraktır
Ağacı sevdiren daldır yapraktır
Minareler yüksek filler heybettir
Ahmaklık değil mi söylensin haber.

İSMAİL YILMAZ da hep açık söyler
Haklımı haksızmı gönüle oynar
Güzeli över de haksızı paylar
Bir gün beş gün değil tez gelsin haber.
- 25.09.1964 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

İSTEK ÜZERİNE İSTEK

İstek üzerine istek gelince
Bende de gönül var görene kadar,
Gelen telde sıcak sesi duyunca
Karşıdaki sesi bilene kadar.

Gönül sever ise yaşı aranmaz
Şişmanın tadına asla doyulmaz
At asil olmazsa meydan alınmaz
Gitmiş bir kervandan dönene kadar.

Ay vurmuşta tene nur olmuş nurdur
Aranan vasıflar elbette vardır
Gelmek kolay ama gitmek pek zordur
Gel denmeden gelen gönüle kalkar.

Güneş gündüzündür gecenin ay’ı
Teni parlatmıştır onun varlığı
Bırakmalı elden giden darlığı
Yiğitlik cömertlik bulana kadar.

Ayten ismin almış Aktay dil ile
Yabancı bir bülbül konsa gülüne
Yaparsan kötülük gelsin yoluna
Sızlasın vicdanın ölene kadar.

Kalemden döküldü manalı sözler
Göz görmez ne yüzü utanmaz yüzler
Sıhhatlı neşeli hep kalın sizler
Geçici ömrüyün sonuna kadar.

Karşıdaki sese veresin meyil
Sen bana konuşki başkaya deyil
Boş sözleri duyma sevene eğil
Candan istekleri duyana kadar.

İSMAİL YILMAZ der Ay ile Ten’i
Endamı görelim boyu ve eni
Simalar buluşsa tanır mı beni
Göz göze el ele tutana kadar.
- 26.09.1964 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

----------------- 9

ŞEFİMİ UĞURLARKEN

………….İlyas İLGÜN Beye
Memurum, amirim, kıymetlim idin
Güzel kalbinize sevgiler dolsun,
Büyüktün saygılı nimetlim idin
Bütün varlığınla uğurlar olsun.

62. Şube şef İlyas İLGÜN
Her anın, zamanın olsun kutlu gün
Uğurladık seni gönderdik bu gün
Toprakkale çıkış uğurlar olsun.

505 katarla hareket ettin
Geride bizleri ağlattın gittin
Eriştin hasrete gönlü şad ettin
Verilen vazifen hayırlı olsun.

Bizlere burada babadır bildik
Her insana sevgi ulaştın gördük
Burda hizmet verdin her zaman güldük
Gittiğin yerlerin huzurlu olsun.

Bir baban var idi saygı görürdü
Güzel sevgilerle saygı örürdü
Her insanı sever güller dürerdi
Atanız her zaman sağlıklı olsun.

Omuzumda Nedim, Çetin gezerdi
Severdik her zaman sevgi sezerdi
Duamız üstüne değmez nazardı
Gelecek günleri uğurlu olsun.

Allah yolunuzu hep açık etsin
Gittiğin yollarda gonca gül bitsin
Allahutaala yolun düz gitsin
Emanet Allaha uğurlar olsun.

Emri ilahiye boyun eğmeli
Uykudan uyanıp Allah demeli
Efendim büyüktür öyle bilmeli
Sevgili büyüğüm uğurlar olsun.

Yorulmasın bunu söyleyen diller
Elime geliyor tuttuğum dallar
Gidemem yanına uzaktır yollar
Uzaktır yolların uğurlar olsun.

Rahatsızda ettim af edin beni
Gözümün yaşıyla yazmışım bunu
Allah nasip etsin göstersin yönü
Velinimetimsin uğurlar olsun.

Hasretin zor imiş dayanılmıyor
Olur olmaz yerden ağlanılmıyor
Arkanızdan mendil sallanılmıyor
Ederim dualar uğurlar olsun.

Müminin mümine duası kabul
İnsanı koşturan evvela sabır
Erişemez aklım yetişmez fikir
Efendim yeriniz mübarek olsun.

Yapılan dualar değil nasihat
Yüce Allah’ıma olun emanet
Hazret Muhammete çok ver selavat
Hazreti pirlere emanet olsun.

Bey amcaya saygı sözüm varınca
Tanrı selamını tebliğ edince
O da kimden selam deyip alınca
Bizim dualar da rabbimce olsun.

Muhtacız duaya bekleriz sizden
Helal eyle vardır çok hakkın benden
Helal olsu hakkım var ise senden
İsterim helallık haberin olsun.

Söyle efendime benden o zaman
Hanım teyze selam söyleyim heman
Servet kardeşimdir, Necati Yazman
Hakkınız çok bende selamlar olsun.

Nice günlerimiz beraber geçti
Sevgiler saygılar bizleri seçti
Ankara denilen başkente göçtü
Makamın yüksektir hayırlı olsun.

Sizi hiç unutmam babam gibisin
Sevgili kardeşsin büyük abisin
Su gibi azizsin yüksek debisin
Oruç tutanlara su zemzem olsun.

Gittiğin yerlere çabuk varınız
Varılan yerlerde huzur bulunuz
Evlatların mutlu murat görünüz
Mutlu, tatlı günler sizlerin olsun.

İSMAİL YILMAZ der bir etna kulum
Her saat, saniye hazırdır ölüm
Hakkı helal edin efendi beyim
Benim hakkım size helal hoş olsun.
- 17.11.1950 – Toprakkale/Osmaniye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

---------------- 10

İSLAHİYELİ OZAN İSMAİL YILMAZ - 6

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – 6

Ozanımız İslahiye’li Ozan İsmail YILMAZ; 1920 yılında Gaziantep’in İslahiye ilçesinin Kozdere (İntilli) köyünde doğdu. 3 yaşında iken babası Çete Reisi Göv Mehmet Çavuş Gavur Dağlarının Kanlı Geçit, Kızıldere mevkiinde Fransızlarla yapılan bir çatışma esnasında iki akrabası ile birlikte şehit düşünce öksüz kalır. Kendinden iki yaş küçük kardeşi Ahmet’le birlikte dedesi ve amcaları tarafından büyütülür. Askere gider gelir ve evlenir. İlk eşinde 4 çocuk babası olur. İlk eşi vefat edince ikinci evliliğini yapar 5 çocuk da ikinci eşinden olmak üzere 9 evlat babası olur.
Devlet Demir Yollarında memur olur. 54 yaşında vazife başında 54 yaşında bir kalp Krizi sonunda vefat eder. Mezarı İslahiye’nin Kozdere Köyündeki Göztepe mezarlığındadır.
Gençlik yıllarında başladığı şiir ve hikaye söylemeye ve yazmaya ölümüne kadar devam eder. Şiirleri Bazı dergi ve gazetelerde yayınlanır. “Şakkışefe” ve “Toros Seyahatı” isimli basılı iki şiir kitabı bulunmaktadır. Hayatı ve şiirleri pek çok Edebiyat öğrencileri ve Öğretim Üyeleri tarafından Tez konusu olarak işlenmiş ve hazırlanmıştır. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ: İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ’ın oğludur.

TANIŞ OLDUK SEVGİ BULDUK

Tanış olduk sevgi bulduk sevda yüklü bakışda
Neler denir ne söylenir geçilmiyor nazında,
Cilvelenir gülüşülür gönle dolar akışda
Kavak yeli eser başa çoğu bulur azında.

Sevsen beni bende seni ta ebedi ebede
Eller açak dua edek ulu yüce mabede
Ben canımı esirgemem gördüğüm ol rağbete
Gönül doğru yolda inan yalan yoktur sözünde.

Sevmek için konuşmalar asla yalan sayılmaz
Sev seveni her zaman sen hiç tadına doyulmaz
Elden fırsat gider ise ihtimalki bulunmaz
Konan kuşu kaçırma sen yakala hem tezinde.

Sevmek gayet iyi şeydir sevilmesin bilene
Bu sözüme dikkat eyle inanma her yalana
Bir yazarsan beş yazayım cevap verki gelene
Sır bir Ali sırrı olsun gizle daim özünde.

Irak tutma bizleri sen sana yakın bilirsen
Bugün varız yarın yokuz hasret kalmaz seversen
İlk gününden sona kadar seveni sen bilirsen
Nur dökülür şua yağar sevenlerin hazında.

İSMAİL YILMAZ’ı sevsen bağra basar can gibi
Şükredilir hep sevilir gönülde bulur nebi
Sevmez isen yeri olur mekanı kuyu dibi
Yas tutulur ağıt başlar yaş dökülür gözünde.
- 26.09.1964 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

HANIM ÜZERİNDE BEYİN HAKKI

Hanım üzerinde beyin hakkını
Haberler verilmiş müjdeler ola,
Okudum Resulün hem hadisini
Ümete emrinin tebliğler ola.

Ol kimki beyini haksız inciten
Hiçbir zaman yeri yoktur cennetten
Beyinden habersiz ev dışı giden
Adımı başına günehkar ola.

Beyine beddua söyleyen karı
Ensede çekilir o zaman dili
Komşusuna inkar ettiği malı
Ahirette yüzü karalar ola.

Beyine sövse ve karşı söylese
Asarlar dilinden feryat eylese
Davula, zurnaya bir kuruş verse
Bütün sevabını yakarlar ola.

Allahını bilir etmiyor niyaz
Beyi karşısında giymiyor libas
Salınıp yanında etmemiş hiç naz
Bin yıl cehennemde yanarlar ola.

İSMAİL YILMAZ da söylüyor bunu
Beyin haklarını eyledik konu
İyi insanların güzeldir sonu
Cennetten ismini anarlar ola.
- 15.12.1952 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

--------------- 1

BÜLBÜL GİBİ EDER AHI

Bülbül gibi eder ahı ağlar sızlar döker yaş
Bağırsa da kimse duymaz çırpınır çıkmaz sesi,
Garip elde yabancıya sanki atılıyor taş
Boğuk boğuk çırpınırda kısık çıkar nefesi.

Dört tarafı çevrilidir sanki durur kafeste
Bu kadar gaddarlık olmaz umudu yok ki sesde
Unutulmaz meziyetler, zikredilir nefeste
Var ise mahsuru sende körükleme ateşi.

Yabancılar acıları haksız olarak çeker
Ayaklara taşlar değer düzgün yürümez seker
Durmaz ağlar acı çeker gözünden yaşlar döker
Avcılara kaptırmıştır gitmiş de gelmez eşi.

Doğru yolda gider isen hiç taş değmez ayağa
Şükür dile, varlık başa helalı niğmet yağa
Fakir olsan gönlün zengin denilir sana ağa
Hırka kutnu, şalın ipek düzgün olur hevesi.

Sataşmasın bilen kişi pek enderdir zamanda
Sevilmesin bilen dişi mesut olur cihanda
Görünüşe aldanmamak ne kadarki yerinde
Olan olmuş giden gitmiş unutmalı o işi.

Az söyleyip çok dinlemek insanlara layıktır
Gözetmeden kurşun atmak İSMAİL’e ayıptır
Küçük büyük bütün insan hürriyete sahiptir
Zaman geçmiş kervan göçmüş hiç dökülmez göz yaşı.
- 20.09.1964 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

HER İŞİN ÖNÜNDE ALLAH

Her işin önünde Allah diyelim
Allah demeyenler felah bulamaz,
Yalvarıp Allah’a niyaz edelim
Meramsız murada nail olunmaz.

Hak rızası için çalışan kişi
O an olur daim hep onun işi
Yüksekleri bulsa sorulmaz yaşı
Çalışandan kötü âmel bulunmaz.

Kuvvet ve kudrete sahip Allah’tır
Mahfiret sahibi rahmeti çoktur
Emrini yapana azabı yoktur
Emri ferman onun sual sorulmaz.

"Lâ taknetû” Ayetini indirdi
Emir verdi Habibine bildirdi
Ümmetine hemen haber verdirdi
Ben af Tanrısıyım ümit kesilmez.

Af edici kendi ümidi kesme
Ver zekatı hesap sorulmaz sanma
Kıl namaz, tut oruç şeytana kanma
Ölüm vardır ecel geri dönülmez.

Kork Allah’tan çekin daim Nebinde
İsterisen cennet, çıkma emrinde
Duydun mu bir neş’e geçer ömründe
Yalandır bu dünya gönül verilmez.

Galübela derler geçmiş ezeli
İnsanlığı düşün olun neşeli
Bize huzur verdi dünya güzeli
Allah yön gösterdi başka bilinmez.

İsterim Allah’ım hidayet sende
Yüzü kara kulun neyleyim ben de
İSMAİL diliyor afını künde
Dünya sevmek ile Hakka erilmez.
- 14.02.1958 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

---------------- 2

DİL UZATMA İMANLIYA

Dil uzatma imanlıya sonra dilin keserler
Zararı ne bunun sana biraz kafa yorsana,
Sosyete mi sandın onu ya aslına dönseler
Kör mü oldu bakan gözün etrafını görsene.

Sağı bilmen solu bilmen önün karanlık kuyu
Gözlerini aç istersen bırak aykırı huyu
Allah vermiş sana şükret sende vardır beş duyu
Sor soruştur cahil kalma doğru yolu bilsene.

Cinmisin sen şeytan mısın bilmemki sen ya nesin
Dinsiz misin, mecusu mi yoksa komünist misin
Bilinmiyor ne olduğun acaba mason musun
Ahirete göç etmeden tez imana gelsene.

Hippi misin züppe misin şüpeliyim soyunda?
Erkek misin kadın mısın bilinmiyor şeklinde?
Ne olduğun öğrenilir ancak baksan önünde
Bilmiyorsun Yaradanı bir bilene sorsana.

Örfini bil harsını bil geçmişini sor tanı
Türk’lüğünü bilir isen öğrenin yüce şanı
Dinin Müslümandır senin koruyasın imanı
Ulamadan, bilgelerden sen dersini alsana.

İSMAİL YILMAZ tövbe der o yollar kapanmadan
Müslümansan iman eyle aykırılık yapmadan
Haline bak her gün ağla zıbarıp gebermeden
Biraz olsun aç gözünü sağa dönüp baksana.
- 14.02.1973 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

İSLAHİYE KÖKLÜ KÖYÜ MUHTARI
EBEOĞLU DESTANI - 1

Yüksektir dağların başı
Çok olur boranı kışı
Sebeb oldu muhtar sana
Şu Maraşın kurtuluşu.

Kazadan pikaba binmiş
Gitmiş hükümetten inmiş
Yazı taktir böyle imiş
Kimseye bulman bahane.

Gitmeseydin ne olurdu
Maraş yine kurtulurdu
Taktir yerini bulurdu
Altın kafese girseydin.

Köyün muhtarıydın sen de
Severlerdi seni hem de
Şimdi yatan ala kanda
Yazık oldu muhtar sana.

Kol kol olduk gittik ize
Hiç de görünmüyon göze
Düşmanını söyle bize
Sana derim Ebeoğlu.

Ağabeyin bakar görür
Bacın yumrukla döğünür
Yavruların ağlar durur
Durma dez gel Ebeoğlu.

Yokmuydu senin silahın
İp ile bağlı bileğin
Öcünü alır yeğenin
Öcün kalmaz Ebeoğlu.

İSMAİL dir sever seni
Gittin de gelmedin hani
Öksüz koydun güllüzar’ı
Noldu sana Ebeoğlu.
- 20.02.1952 – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

İSLAHİYE KÖKLÜ KÖYÜ MUHTARI
EBEOĞLU DESTANI – 2

Muhtar Mustafa’dır ismini bilin
Bunu da söyleyen diller ağlasın,
Toplanın komşular arayın bulun
Konu komşu bütün hepsi ağlasın.

Kış gelmeden soldu açılan gülü
Bir tek kardeşinin büküldü beli
Ağlaya ağlaya tutuldu dili
Kardeşim diyerek kardeş ağlasın.

N’olduysa Güllüzar hanıma oldu
Genç yaşında benzi sarardı soldu
Dört çocuğu ile yuvada kaldı
Yuvası ağladı kendi ağladı.

Köyün muhtarıydı ne idi suçun?
Seni öldürdüler yetmedi gücün
Gece gündüz durmaz ağlıyor bacın
Çırpına çırpına O da ağladı.

Köylerine Köklü derler ismine
Güman da geldiler bir çok kısmına
Haberler yollandı bütün dostuna
Dostu değil düşmanları ağladı.

Dağlarda kol kola olup dolaştık
Büyük küçük dere tepeler aştık
Bulunmadı Muhtar ümidi kestik
Muhtar için küçük büyük ağladı.

Geçmişten kaybolan kişi mi buldun?
Manisa’ya gidip şıh’a mı vardın?
Halil İbrahim’e mürüt mü oldun?
Geçmişten kaybolan kullar ağlasın

Vilayette vali duyup üzüldü
Kaymakam da köye gelip görüştü
Jandarma köylüyü tam soruşturdu
Muhtar Ebeoğlu soran ağladı.

Gittin Ebeoğlu geri dönmedin
Sen dostu, düşmanı nasıl bilmedin?
Darıldın mı köye niçin gelmedin?
Köylün senin için her gün ağladı.

İSMAİL YILMAZ der taktir böyledir
Ateşin kuvvetli feryat eyletir
Gözüm ağlar dilim destan söyletir
Bir ben değil bütün bilen ağladı.
- 25.02.1952 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

HALİL’İN HALİ

Bir kişinin size methin edeyim
Aranıp bulunmaz eşi Halil’in,
Yoktur kötü huyu peşin söyleyim
İnsan vasıfları mevcut Halil’in.

Böyle bir mert yiğit görülmüş değil
Daha yeni gelmiş azıtmış değil
Aslı, nesli temiz bozulmuş değil
Çukurova metnin söyler Halil’in.

İşçi fabrikadan ünü söylenir
Boş vakti olursa evde dinlenir
Huysuzluk yapana çok sinirlenir
Hiçbir kötü huyu yoktur Halil’in.

Elazığlı kendi şarklıdır bilin
Hiç yoktur yalanım gidince görün
İneyik, Dürünlü köyünü sorun
Yoktur memlekette eşi Halil’in.

Söyleyim aslını Kurtoğlu kurttur
Yiğittir, cömerttir, mert oğlu merttir
Bazen olur yumşak bazen de serttir
Dostluğuna doyum olmaz Halil’in.

Sever doğruluğu yalan söylemez
Emanete sahip hıyanet etmez
Dünya güzeline gönül bağlamaz
Ancak Huriye’si vardır Halil’in.

Huriye melekler cennet meleği
Dua eder kabul olsun dileği
Altun burma ister ince bileği
Layıktır beline kolu Halil’in.

Sever Huriye’yi kimseyi görmez
Dünya güzelini kulağı duymaz
Güzelin üstüne hiç güzel sevmez
Gözleri başkasın görmez Halil’in.

Hanımı Huriye sever eşini
Allah mesut etsin her ikisini
Çok geçmeden sevdi o birisini
Şanına yakışmaz bu iş Halil’in.

Hanımı Huriye yok idi eşi
Ankara’ya gitti yaptı bu işi
Evi boş bulunca oldu üç kişi
Fuhuşata fikri kaydı Halil’in.

Bir taraftan bardak havaya kalktı
Hanımlar getirtti göbekler attı
Doğruyu bıraktı eğriye saptı
Anıldı nefretle ismi Halil’in.

İSMAİL YILMAZ’ım sözün söyledi
Mustafa ÖZDEMİR teşvik eyledi
Halil buna kulak verdi dinledi
Muhabbet hoşuna gitti Halil’in.

- 25.02.1952 - Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

Mustafa Yılmaz İsmailoğlu
Kayıt Tarihi : 13.2.2016 11:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Yılmaz İsmailoğlu