İslahiyeli Aşık İsmail Yılmaz

Mustafa Yılmaz İsmailoğlu
1152

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

İslahiyeli Aşık İsmail Yılmaz

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ
Ozanımız İslahiye’li Ozan İsmail YILMAZ; 1920 yılında Gaziantep’in İslahiye ilçesinin Kozdere (İntilli) köyünde doğdu. 3 yaşında iken babası Çete Reisi Göv Mehmet Çavuş Gavur Dağlarının Kanlı Geçit, Kızıldere mevkiinde Fransızlarla yapılan bir çatışma esnasında iki akrabası ile birlikte şehit düşünce öksüz kalır. Kendinden iki yaş küçük kardeşi Ahmet’le birlikte dedesi ve amcaları tarafından büyütülür. Askere gider gelir ve evlenir. İlk eşinde 4 çocuk babası olur. İlk eşi vefat edince ikinci evliliğini yapar 5 çocuk da ikinci eşinden olmak üzere 9 evlat babası olur.
Devlet Demir Yollarında memur olur. 54 yaşında vazife başında 54 yaşında bir kalp Krizi sonunda vefat eder. Mezarı İslahiye’nin Kozdere Köyündeki Göztepe mezarlığındadır.
Gençlik yıllarında başladığı şiir ve hikaye söylemeye ve yazmaya ölümüne kadar devam eder. Şiirleri Bazı dergi ve gazetelerde yayınlanır. “Şakkışefe” ve “Toros Seyahatı” isimli basılı iki şiir kitabı bulunmaktadır. Hayatı ve şiirleri pek çok Edebiyat öğrencileri ve Öğretim Üyeleri tarafından Tez konusu olarak işlenmiş ve hazırlanmıştır. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ’ın oğludur.


UYARMA

Ne zamandan beri şair olmuşsun?
Pek nice hoşuma gitti sözlerin.
Bilmiyorum kime aşık olmuşsun?
Ateşli aşıka benzer sözlerin.

Söyleyin arkadaş ben de bileyim
Azmış yaranıza merhem olayım
Beraberce ağlayalım, gülelim
Yaktı içerimi dağlar sözlerin.

Davranışın başka, duruşun tuhaf
Herkes sayılırken sen bundan muaf
Bilğiler toplamış, olmuşsun sahaf
Zorlukları çözüp, sağlar sözlerin.

Yüksek dağlar başı çok serin olur
Herkes sevdiğini arar da bulur
Güzel sevmeyenler ecelsiz ölür
Beni sana sıkı bağlar sözlerin.

Uzatmak istemem bu kadar yeter
Avcılar avına okunu atar
Seninkinden benin derdim çok beter
Bunu mu söyletmek, ister sözlerin.

İSMAİL YILMAZ'ın bitiyor sözü
Gözü değil ağlar her zaman özü
Sırrını diyemez sararmış yüzü
Ahınan vahınan geçer sözlerin.
01.02.1974 – Fevzipaşa/İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ


AĞLARIM - 1

İntilli Köyünde fakir doğmuşum
Baba ocağını bilmez ağlarım.
Amcalarıma da evlat olmuşum
Babam şehit, ana bilmez ağlarım.

Ben beni bileli el diyarında
Ümidim kalmadı artık yarında
Samimi arkadaş çoktu varımda
Şimdi yapayalnız kaldım ağlarım.

Derdim çoktur söylemekle tükenmez
Ev hasreti kolay değil çekilmez
Gurbet elde kimse kimseyi bilmez
Beni bir bilen yok ona ağlarım.

Çalışmaya çıktım İskenderun'a
Eş evlat hasreti kokar buruna
Uzak olmam eşin gider zoruna
Gurbette çarem yok ona ağlarım.

Beklediğim boşa çıktı ümitler
İşsiz gezer nice babayiğitler
Zengin giyer kutnu ile ipekler
Bana çul bulunmaz titrer ağlarım.

İSMAİL'im gezdim gurbet elini
Küçük yaşta yokluk kırdı belimi
Anlatacak kimsem yoktur derdimi
Ev halkından uzak kaldım ağlarım.
10.01.1949 – İskenderun

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

ARTIK

-Şule YÜKSEL'e-
Okurdum yazını ederdim ahı
Aktıkça akardı gözümün yaşı.
Geçen günlerime ederim vahı
Öyle günlerimiz gelmesin artık.

Şule YÜKSEL kardeş İslam yazarı
Maksad bilgi sunmak biz acizleri
Okuyanın ağlar her an gözleri
Durmadan ağlasın o gözler artık.

Kalemi durmadan yazı yazıyor
Gereksizler bir kül olmuş tozuyor
Sizleri üzenler bizi üzüyor
Allah ıslah etsin onları artık.

Allah der alırsın eline kalem
Gözyaşı tutamaz onu okuyan
Dünya işi için yapmazsın eylem
Sizlere dualar ederiz artık.

“Huzur Sokağı”dır sütun yazılar
Bilal'lar, Feyza'lar ağlar dadılar
Hıra Altay'larla dolsun dualar
Beş vakit Namazda anarız artık.

Allah için yazan bütün yazını
Hak yolunda söylen bütün sözünü
İsmail YILMAZ'da sürer izini
Topluca izine gideriz artık.
10.05.1965 - Bursa

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

ASİL AZMAZ

''Asil azmaz'' derler bu ata sözü
Pek doğru söz insan azmamalıdır.
Mertoğlu mertin hem doğrudur özü
Yüze gülenlere kanmamalıdır.

Namerdin elini sakın ha tutma
Sır var ise sırrı sakın ha satma
Cambaza kündeyi sakın ha atma
Şeytanla güreşi tutmamalıdır.

Fırsatın bulursa biner omuza
Çehresi azgındır hiç gülmez yüze
Yediği ekmeği göstermez göze
Bunlar iyi insan sanmamalıdır.

Hasta insanların içleri yanar
Sarhoş kimselerin kafası döner
Menfaat uğruna elini sunar
Bunun ateşine yanmamalıdır.

Vatanın sevgisi üstün her şeyden
Sırrını her zaman gizle herkesden
Annenden, babandan hem kardeşinden
Gizleyip her yerde anmamalıdır.

İSMAİL YILMAZ'da söyler bu sözü
Birçok kimselere kararmış özü
Siması sararmış ağlıyor gözü
Düşmanın aşına banmamalıdır.
13. 02.1971 - İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

GÖRÜLMÜŞ MÜDÜR

Seni sevdiğimi görüp bilmezler
Gizliyi bilenler görülmüş müdür?
Fakir diye seni bana vermezler
Yoksulu sevenler görülmüş müdür?

Fakir hayat boyu yürüyemez mi?
Eşine giysiyi bürüyemez mi?
Bir it bir deriyi sürüyemez mi?
Açlıktan ölenler görülmüş müdür?

Sevenlere olur samanlık seyran
Yar severse ben de olurum hayran
Kuru ekmek bir de bulursak ayran
İsteksiz içenler görülmüş müdür?

Sevdiğimi başa taç da ederim
Koyun olsa çoban olur güderim
Nere gitse peşi sıra giderim
Sevgiden dönenler görülmüş müdür?

Sevgilinin ince belde sarmadan
Kutsal bildiğini üzüp, kırmadan
Mürşit kapısına pişip varmadan
Yüceye erenler görülmüş müdür?

İsmail Yılmaz der sevdim burada
Elde kimse tutmaz kaldım arada
Dört kişi omuzlar olun orada
Gidip de gelenler görülmüş müdür?

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İslahiye

BURSA GÜZELLERİ - 1

İstanbuldan daha ince modeli
Ne güzel yaratmış Mevlam Bursa'da,
Sözümü dinleyin pek de önemli
Tipler, sima birdir hepsi Bursa'da

Sıra geldi Bursa güzellerine
Musade etseler yazarlarına
Yabancılar girse pazarlarına
Seçemezler birbirini Bursa'da.

Saç sarışın, yüzler beyaz nur topu
Fidan gibi, sülün gibi, bir yapı
Gönül verse çıkarılır bir tapu
Böyle düşünürsün her an Bursa'da.

Kınalanmış sanki nazik elleri
İnsanı mest eder şirin dilleri
Çembere alınmış ince belleri
Yürüyüşler gayet sade Bursa'da.

Görmedik orada şişman bir bayan
Gözleri bir badem, kaşlara hayran
Sarışın ziyade, esmeri olan
Vücutlar normaldir hepsi Bursa'da.

Seçilmez hiç biri sanki bir gülman
Zariftir dudaklar bakmaya kıyman
Olsa helalinde sevmeye doyman
Güzelle doludur Yeşil Bursa'da.
02.09.1966 - Bursa

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İslahiye

BURSA GÜZELLERİ - 2

Esmer güzelleri söyleyim size
Değişik huyları görünür göze,
Severler hem de terslerler yüze
Dil imaj gayrisi budur Bursa'da.

Bunlardan başkası hepsi bir sima
Ceylan gibi gezer benzerler aya
Yanaklar kırmızı gözleri ela
Bu nasıl güzellik Yeşil Bursa'da.

Cümlesi harika narin dudaklar
Göğüsler ileri, çökük yanaklar
Altın bilezikle dolu bilekler
Görenleri hayran kalır Bursa'da.

Atalar Avrupa gören kişiler
Ellerde marifet sanatı işler
İncilere benzer dizilmiş dişler
Tertemiz bakımlı kızlar Bursa'da.

Ne kadar metetsem yine az olur
Etmeyin nazarı değer göz olur
Hepsi birbirinden çok güzel olur
Bitmez ve tükenmez sözler Bursa'da.

İsmail YILMAZ der bu kadar yeter
Her taraf yeşildir bülbüller öter
Bütün güzelleri gül gibi kokar
Esansa ihtiyaç yoktur Bursa'da.
02.09.1966 - Bursa

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İslahiye

BÜLBÜL FİĞAN EDER

Bülbül figan eder gül yapragında
Yaprağa mı yoksa güle ağlarsın?
Ayrı düşmüş vatanında elinde
Vatana mı yoksa yare ağlarsın?

Ötme bülbül ötme nedir bu halin?
Seller gibi akar gözünden yaşın
Darıldı mı sana yarenin eşin?
Yarene mi yoksa eşe ağlarsın?

Ne ötersin bülbül bahtı karalı
Okla mı vuruldun göksün yaralı?
Çok oldu mu bu yarayı alalı?
Yaraya mı yoksa dosta ağlarsın?

Birgün geldi doğdun emir böyledir
Aşka düşenleri derdi ağlatır
Ayrılık ateşi her an söyletir
Ayrılığa yoksa nara ağlarsın?

Avcıların gelmiş gözlüyor seni
Halâ mı edersin zarı fiğanı?
Gelmiş midir yoksa ölüm fermanı?
Fermana mı yoksa aşka ağlarsın?

Bu dünya bakidir kimseye kalmaz
Kervan göç eylemiş bir daha dönmez
Ağlamanı sorar İSMAİL YILMAZ
Az ömre mi yoksa göçe ağlarsın?

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

GELİR - 1

Önceleri duygusuzca bakarken
Baktıkça güzele bakasım gelir.
Aslı olup Kerem diye yakarken
Yandıkça güzeli yakasım gelir.

Sallanı sallanı gider suyuna
Eğdirmiş boynunu bakar sağına
O güzel elleri vermiş elime
Tuttukça ellerim yanasım gelir.

İncedir beli de siyahtır saçı
Güzeller içinde nazlıdır nazlı
Önceden küçüktü sevdiğim gülü
Sordukça arayıp bulasım gelir.

Keklik misin yücelerden uçarsın
Turna mısın gerdanını açarsın
Şahin gibi kanadını saçarsın
Sevdikçe yüzünü göresim gelir.

Bakınca halinden beter olmalı
Amcam pederine haber vermeli
Altınlarla kıymetini bilmeli
Çektikçe ayrılık evesim gelir.

İsmim İSMAİL'dir soy adım YILMAZ
İki seven canı ayırmak olmaz
Vuslada ersekde gaygımız kalmaz
Ömrümce güzeli sevesim gelir.
1938 İntilli Köyü/İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

GELİR - 2

Öksüz oldum aralarda tozarım
Tozdukça güzeli göresim gelir.
O güzelin sevgisini sezerim
Sezdikçe güzeli göresim gelir.

Gökçe Dağ'ın dik başları çok yüksek
Göztepe'nin üzerinde bir tümsek
Harlı Bağ'da Gavur Göl'e bir insek
İndikçe güzeli göresim gelir.

Del’olmuşum sağdan soldan gezerim
Uçan kuşlardan da haber sorarım
Sensiz bu dünyada canı neylerim
Sessizce yüzünü göresim gelir.

Amca kızı deli gibi sevmeli
Ayın ışığında nerde bulmalı
Küçük kardeşiyin gönlün görmeli
Andıkça yüzünü göresim gelir.

Güzeller güzeli eşim olmalı
Çıkıp Akçınar'da yari bulmalı
Annacımda amca kızı durmalı
Durdukça yüzünü göresim gelir.

Bindokuzyüz otuz sekiz senesi
İSMAİL YILMAZ'ın aşk pervanesi
Sevdiği Sultan da tek birtanesi
Sevdikçe yüzünü göresim gelir.
1938 İntilli Köyü/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

DAİM PARA

Dertlilere deva verir
Para para daim para,
Hastalara şifa verir
Para para daim para.

Sevdirmiştir kendisini
Söyleyim en doğrusunu
Yaşattırır yuvasını
Para para daim para.

Fukaranın hakkın verir
Hasenetin hayrın bilir
İyi amel yapmış olur
Para para daim para.

Batıl inanca bağlanan
Onunla her işi sanan
Doğru değil hep de yalan
Para para daim para.

Mazlumları haksız yeren
Zalimleri haklı gören
Zavallıyı mahkum eden
Para para daim para.

Yapmadığı hiç iş yoktur
Hayırında şerri çoktur
Kalplere saplanan oktur
Para para daim para.

Anayı kızdan ayırtan
Mümin olanı darıltan
Münafıkları bağırtan
Para para daim para.

İSMAİL YILMAZ'ı bulsan
Boş olan keseye dolsan
Karnı açları doyursan
Para para daim para.
11.12.1973 - İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

GAFİL OLMA İNSANOĞLU

Gafil olma insanoğlu sonra halin perişan
Bir gün giden bu faniden, pişman olun o zaman
Çalış, fırsat elde iken, değerlendir ol ehil
Görün narı cehennemi yalvarırsın o zaman.

Ecel gelir bir gün başa, gözün aç gafil insan
İster vali, ister paşa, öleceksin bir zaman
Hepsi senden sorulacak bulamazsın bir kefil
Ne yaptınsa göreceksin karşılığın o zaman.

Ahirete çalışmalı dünyayı boştur satman
İkisini bir tutmazsan ziyan eden o zaman
Annen, baban, oğlun, kızın emanettir bunlar bil
Çalış bunların rızkına, muhtaç etme bir zaman.

Namaz, oruç farz olmuştur Hac'ın zekadın her an
Müslümansan ede eyle, sorumlusun her zaman
Eğer kul hakkın boynuna aldın ise ey gafil
Ara bul hak sahibini, helal etsin şu zaman.

Küfür, gıybet ettin ise, çeken bol olur cezan
Eğer zengin, eğer fakir göreceksin, et iman
Sorulacak bunun hepsi, yatarsan hakkın sebil
Seher vakti ağlayarak tövbe eyle her zaman.

Ver benim muradımı sen, yarabbel el alemin
Yar et beni sevdiğine, sevdir beni her zaman
Yüzü kara bu kuluyun, çoktur günahı, cahil
Sensin ancak af tanrısı, af et beni el aman.

Ol Muhammet Mustafa'ya, ümmet eyle bizi sen
Gece gündüz ağlayarak, yol alırım her zaman.
Dert çok İSMAİL YILMAZ'ın huzurda durur sefil
Ret etme sözümü yarap, çağırırım her zaman.
01.01.1960 - İslahiye

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İslahiye

GELİNİM OLUR

Adana'da bir kız gördüm
Gelinim olur İnşallah.
Saygı ve hürmeti gördüm
Gelinim olur inşallah.

Ben isterim oğlum ne der
İleride dua eder
Bu güzel olmasın heder
Gelinim olur inşallah.

Oğlumu ikna etmeli
Güzele düğür gitmeli
Bu işler olup bitmeli
Gelinim olur inşallah.

Boyu oğlumun boyunda
Huyu oğlumun huyunda
Suyu oğlumun suyunda
Gelinim olur inşallah.

Allah özenip yaratmış
İyiye güzellik katmış
Varlığa, nimete batmış
Gelinim olur inşallah.

Babasını tam bilirim
Uğruna köle olurum
Oğluma gelin alırım
Gelinim olur inşallah.

İsmail YILMAZ ne ister
Yalvarır, yakarır sesler
Allah'ım iyilik göster
Gelinim olur inşallah...
İslahiye -

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ

GEREK

Nedim İLGÜN'e
Anaların ayak altı cennete giden tek yol,
Atalara sayğı gerek bilğeyi saymak gerek.
Ana baba ihtiyarlar, tutmaz ayak ne de kol,
Sev küçüğü say büyüğü atayı sevmek gerek.

Hoş tutasın her gönülü sadakat baki gerek,
Derindir manası ismin bunları bilmek gerek,
Şefahattır yüze gülen terki def etmek gerek,
İstikbalin menbasını fark edip bilmek gerek.

Menbaalar birkaç koldan menzile akar gider,
Menzil uzak, yollar sarptır, ol menbaa var eder,
Ağlar sızlar konuşmaya halk içinde ar eder,
Atın hazır, yolun uzak, menzile koşmak gerek.

Bu bir emri ilahidir, çalışan mahrum olmaz,
Hoş tutasın sen atanı duası yerden kalmaz,
Kırma gönlünü onların, onlardan zarar gelmez,
Ana baba emanettir, kıymetin bilmek gerek.

Ol Allah'ı seven kişi lütfuna mazhar olur,
Burası bir imtihandır, çalışan serdar olur,
Hoş tutmazsan ata gönlün emekler heder olur,
Baba ana dünyadayken duasın almak gerek.

Çok küçükken sevmiş idim, görüşmemiz güç oldu,
Felek bana yar olmadı her işimiz felç oldu,
Neler geldi, neler geçti, bunun hepsi hiç oldu
Aşık İsmail YILMAZ'ı, atayla anmak gerek.
10.07.1965 – Maltepe/İstanbul

İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ - İslahiye

ASKER ŞİİRİNE CEVAP

Yeğenim Selahattin YILMAZ'a
Kardeşimin oğlusun sen, asker oldun piyade
Sınırları bekle her an güven olsun günlerde.
Çok severim bilirsin sen gönle doldun ziyade
Aileni bekliyorsun güven duysun onlarda.

Mektubunu alır almaz gönlüm güldü şad oldu
Şiirini okudum da gözüm ağlar yaş doldu
Bize kutsal vazifedir cümle alem kul oldu
Askerliği herkes sever şunlar, bunlar, onlar da.

Vatan bize emanettir çalışırız elbette
Gazi çıkar, şehit çıkar bu fedakar millette
Vatan için uyanık ol, olmayasın gaflette
Ondan bundan, kötülükten söz edersin onlarda.

Unut artık o geçmişi, düşme sarhoş peşine
Ölse dahi tükürürler o sarhoşun naşına.
Yaşamaksa tam niyetin, acı kendi yaşına,
Meyhane ne? sarhoşluk ne? söz edersin onlarda.

Temiz bir aslın var senin, neden böyle yaparsın?
Gelecek o temiz nesle, kötü ahlak katarsın.
Yarın sen de baba olun, ahlaksıza çatarsın,
Yaşamak var, yaşatmak var, ne istersin onlarda?

Geçmişe bir göz atmalı, o tarihde neler var?
Fatih'ler var, Yavuz'lar var, sultanlar var, hanlar var.
Fatma'lar var, Asena var, Göv Mehmet Çavuş'lar var.
Vazifeyi yapar iken ibret alın onlarda.

Mecbur ettin İSMAİL'i söylettin bu sözleri,
Merak ettim şiirini düşündürdün özleri.
Tut sözümü bırakma sen büyüğüyün izini,
Sakın olha yapmayasın hiyanetlik anlarda...

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ – İslahiye

AĞLAMA - 2

Ecel gelip baş yastığa düşmüştür,
Fırsat gitti elden gözüm ağlama.
Ana, baba, kardeş burda kalmıştır
Yalvarmak çaresiz boşa ağlama.

Nerde kaldı oğlun kızın evladın
Malın mülkün hani onca servetin
Peygamberin yapman nice sünnetin
Zaman geçti diye sakın ağlama.

Hararetten yanar dimağın kurur
Ezrail karşıda su ile durur
Yok ise amelin imanın alır
Yardımcı yok diye sakın ağlama.

İSMAİL YILMAZ der bana o günde
Sureyi Yasini okut o anda
Tövbem kabul ola Yüce katında
Ömür gitti gönül sakın ağlama.
10.01.1949 – İskenderun

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ

BU GÜNLER KENDİME

Bu günler kendime bir hal oluyor
Kimseye bu sırrı açamıyorum,
Badeler dolarak bana geliyor
İzin verilmezse içemiyorum.

Halden bilen yok da neler söyleyim
Yoluna bu canı feda edeyim
Sen gelmezsen söyle ben mi geleyim
Bu teklifi sana edemiyorum.

Bütün kötülükten kaçınmalıdır
Dünyaya iyilik saçılmalıdır
Seven sevdiğine açılmalıdır
Eşe dosta haber veremiyorum.

Aşka düşen kişi severek yanar
Bade sunulunca içerek kanar
Bu hararet bilmem ne vakit söner
Aşkın ateşinden duramıyorum.

Bir ah çeksem bunu kimler bilecek
El alem gıybetle bana gülecek
Bilsen belki gönlün beni sevecek
Bu aşkımı sana açamıyorum.

İsmail YILMAZ der gün gelir solar
Allâh’ın emri de yerini bulur
Gücenme sözüme böylece olur
Bana güven yalan söylemiyorum.
05.02.1940 – İntilli köyü/İslahiye

İslahiyeli Ozan İsmail YILMAZ - İslahiye

Mustafa Yılmaz İsmailoğlu
Kayıt Tarihi : 15.6.2014 20:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Yılmaz İsmailoğlu