Terörün en kıyıcı, en zalim olanı devlet terörüdür. Çünkü devlet terörüne karşı ne kendinizi koruyabilirsiniz, ne de ondan kaçabileceğiniz bir yer vardır. Kıyıcılığı da işte bu sebepten dolayıdır.
Bu ülkede devlet, güvenlik güçlerinin marifetiyle gözaltına almış olduğu insanlarına çok uzun yıllar boyunca özel olarak yetiştirilmiş sadist ruhlu katilleri vasıtasıyla hiç acımadan işkence uygulamış ve hatta bu işi sistemleştirip gelenek haline getirmişti.
Oysa günümüzde aynı devlet, artık güvenlik güçlerinin vatandaşına karşı bu suçu işlemesine izin vermemektedir. Eğer bunun hilafında bir işlem yapan varsa onu da yasalar çerçevesinde cezalandırmaktadır.
Polisin sert davrandığını söyleyenlerden yaşları müsait olanlar yukarıda anlatılmak isteneni çok iyi anlamışlardır ama bu günün gençleri sert polis görmedikleri için devletin güvenlik görevlilerinin bütün ileri demokratik ülkelerde hayata geçirmiş olduğu standart uygulamaları sert davranış olarak algılamaktadırlar.
Oysa ülkemizde daha önceleri işkence yapmak bir meslek olarak vardı ve bu aşağılık iş devletin bizzat yetiştirip görevlendirdiği kişiler tarafından özel olarak imal edilmiş işkence aletleri vasıtasıyla yapılır, yapılan bu işin karşılığı olarak da mükâfatlandırılırlardı.
Recep Tayyip Erdoğan hükümetini faşistlikle, Sayın Başkan’ı da diktatörlükle suçlayanlar azıcık vicdan sahibiyseler eğer ve yine eğer hakkaniyetten yanaysalar, ülkede on yıllar boyunca sistematik olarak sürdürüle gelen devlet terörünün ve işkencenin sona erdirilmesi Ak Parti Hükümetleri zamanında mümkün olabilmiştir.
Vicdanlı olmak, hakkı sahibine teslim etmekle doğru orantılıdır. Bunun böyle olduğunu başkalarına değilse bile en azından kişinin kendisine itiraf etmesi insan olmanın asgari şartları içindedir.
Elbette ki günümüzde de kendisine verilen görevi yerine getirirken aşırılığa kaçan güvenlik görevlileri oluyor ama bu ortaya çıktığında yetkililer olaya anında müdahale edip gereğini yerine getiriyorlar.
Mahkemelerin bu ihlallere karşı vermiş oldukları kararların yasalar doğrultusunda verilmiş olduğunu da sanırım söylemeye gerek bile yoktur.
İşkence nerede ve kimler tarafından yapılırsa yapılsın bir insanlık suçudur. Eğer bunu devlet vatandaşına uygularsa bunun adı devlet terörü olur.
Güvenliği ve hayatı devlete teslim edilmiş bir insana devletin işkence yapması affedilemez ama öte yandan halkın huzuru ve güvenliğine kast edenlere karşı da devlet hem vatandaşını hem de kendisini korumalıdır, korumak zorundadır.
Aksi takdirde topluma kargaşa ve şiddet egemen olur ki kargaşanın ve şiddetin hâkim olduğu toplumların hayatiyetlerini sürdürmeleri hiç mümkün olamaz.
Ülkemizde artık devlet vatandaşına ne terör uygulamaktadır ve ne de yasa dışı bir takım girişimler vasıtasıyla onu rahatsız etmektedir.
Yanlı ve maksatlı söylemlerle güvenlik güçlerini hedef göstermek ve onları halkın gözünde küçük düşürmeye çalışmak en azından onlara haksızlık yapmış olmak demektir.
Hiçbir vicdanlı insan devletin dirliğine, halkın birlik ve beraberliğine kast etmeye yönelik şiddet içerikli yasa dışı girişimlerin içinde olamaz, olmamalıdır.
Aksi davranışlar içinde olmaksa insan olmanın asgari şartlarından bile nasibini almamış olmak demektir ve kişinin düşmüş olduğu bu zelil durumdan kendisine bile hesap veremeyeceği gerçeği ise apaçık ortadadır.
Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 12.4.2016 04:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
naçizane...
![Recep Akıl](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/04/12/iskence-58.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!