I
Gülün sürgün yaprağında uğur böceği
Tohumun fidelenen sesiydi şarkısı.
Şarkısı;
Kelebeğe işlenen ebrusu.
Ebrusu;
Uslandıran kanat kasırgası.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Acı büyük ama kalem zarifce kavramış ıssızlığı...
saygılar Ramazan beye...Nurdan Ünsal
..Bu şiiri hem ramazan beyden dinledim hemde elime alıp gözlerimle okudum. Sesim iç sesime karıştı. Karışan ses kulaklarımda yankılandı. her şey yerli yerinde. Kendi müziğinde ritim uyumlu. ve sözcüklerden ne bir fazlalık ne de bir eksiklik var. İmgeler yerini bulmuş ve anlamlar kırk kapıyı gösteriyor. Kutlarım sizi ramazan bey . paylaşımlarınızın devamı dileğiyle saygılar.
Dedem Iramatlık Terevih Namazından sonra geldiğinde
komşu nineler olurdu evde
başlardı Hz Alinin Hayber Kalesinin fethinden
Karanlık Gecelerin Nurlu Sabahları,
Leyla'yla Mecnun, Kerem ile Aslı
Yusuf ile Züleyhayı
anlatmaya başlardı
“-Hazreti Yusuf öyle ğözelmiş ki;
kadınlar turunç keserken onu görünce
ellerini kesmişler' derdi.
dünya güzelliğinin yarısı Yusuf’ta
öteki kullardaymış, diğer yarısı da,
Yusuf Alehhisselam, Hazireti Yakup'un oğlu,
garındaşları “-bobamız Yusuf’u
daha çok seviyoru”
deyelek
gısgançlıklarından götürüp onu
guyuya atdılar
ordan ğeçen köle tacirleri;
guyudan çıkardılar Yusuf Aleyhisselamı
götürüp Mısır'ın maliye bakanına
köle olalak sattılar
bilmen kaç kese altına,
Hazireti Yusuf;
Mısır Firavını’nın rüyasını
yorumladı
Mısır'da yedi sene bolluk olacak
yedi sene kıtlık,
Yusuf’un sayasında
yedi yıl bollukta
hububatı ambarladılar,
sonrakı yedi yıl süren kıtlıkta
halkı aç gomadılar,
Firavın’ın gözdesi oldu emme ne ezalar ne cefalar çekti,
ne irezilliklere gatlandı
emme onara Allah peygamber sabrı verdiği uçu
bi kere bile off demediler
Yusufun en sevdiği garındaşı Dünyaminidi
O’ da, yanlarında öteki öğey garındaşları
Kenan İlinden Mısır’a
zehre yardımı almaya geldileridi
Yusuf Aleyhisselam;
Dünyamin’i görünüre-ğörmez
tanıdı garındaşını,
sırı bilinmesin deyye
onun çuvalına altın bir tas koydurdu
'-Hökümdarın tası çalındı deyelekden'
ma(h)sızdan tabi
Dünyamin’in çuvalından tas çıkınca…
onu alako(y)durdu
Hazireti Yakıp Aleyhisselatüvesselam,
diğer garısından çocuklarına
Dünyaminin kokusunu alamayınça barabar
'-garındaşınız Dünyamin' nerede diye sorup
hırsızlık suçundan kaldığını öğreninşe
'-Dünyamin böyle bişiy yapmaz siz
ona da bi kötülük ettiniz'
diye evlatlarına ilendi
acısından nüzül geldi,
çok geşmedi küküm endi,
gözleri âmâ oldu
deyce(ği)m
Yakup Aleyhisselam körlerin piridir'
can kulağıyla dinlerdik
komşu kadınlar gelmişse
uyumaz dedemi beklerdik
Ramazan Gecelerinde
Ramazan Deyince
Ramazan Topoğlu bence
çocukça özlem
Allaha emanet ol şiir kıblem
bir şiir ki, anlatsam; hikayeden küçük romandan büyük.....
alışmaktır hayat belki de.
ramazan topoğlu şiirleri.elinizle dokunur gibi.
İddialı, anlamla düğümlenmiş başka bir anlamla oluşturulup birbirine bağlanmış duygular...
Öyle güzel işlenmiş, renkler öylesine uygun yerleştirilmişki...Kısacası kır çiçeklerini gördüm kokularını rüzgarın kollarına terketmiş... Tebrikler ve nice güzel şiirler...
'Kraliçe karıncanın düşen kanadı dermansız kollarımız.
Aşkın cenneti uğur böceğinin uçtuğu sürgün yaprağıdır. '
YAŞAMI ÖLÜMLE BULUŞTURURKEN ŞİİRİN KAPISINDA DİNLENDİRMİŞSİNİZ DUYGULARI...
FARKLISINIZ VE YAŞAMI İLİKLERİNE KADAR YAZABİLECEK KALEMSİNİZ...
SEVGİLER ....
Sevgili Ramazan beylik laflarla övmeye kalksam beceremem üstelik ihtiyacında yok sevmezsin gürültüyü..ustam yine her zamanki gibi içime işleyen betimlemelerdi, teşekkürler iyi ki dostum, kardeşimsin üstadım, sana sevgiler yolluyorum.
yapmışsın yine yapacağını dost..şiirin aynen hayat olduğunu bir güzel koymuşsun ortaya..
hayat ..
yani ölümle anlamlı olan hayat...
çok şey var şiirle derteşilecek..
döner döner geliriz artık...
Her dizeye tekrar dönüp yeniden düşünmek.Uyku ile uyanıklık arasında bir sanı şimdi zaman.Yine de umut dediğimiz güç avuçlarımızda sımsıkı tuttuğumuz..Aç avuçlarını havalansın, önce şiirin şairine sonra bizlere. Mualla Yasdıman
'Sadece iskeletlerin huyudur zararsız uykular.'
Bende sadece bu dizeye takılıp zararsız ve yorumsuz bir uykuda gibi okuyayım/dinleyeyim bu şiiri... Aksi halde iki lafı yan yana getiremeyeceğim ve kendime karşı da ayıp edeceğim ....
Çok farklı ve güçlü bir anlatım , kaleminize , yüreğinize sağlık sayın Topoğlu....
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta