Taşıdığım resmini, kanıyla tükürdüm aşkın.
Ayartılmış gecelerde kapkaraydım.
Yangın yeriydi gövdem, mahşer sandım dı.
Uluydu elleri ayın, hüzünlü çakalların narası.
Hangi milatsız yangınlarda yandımdı.
Sana,
bir sana,
En sana …
En son sana.
Kelimeler dağında olmamışken henüz ricat,
Buzdan yapılmış ellerimle yalvarıyorum.
Avluda kalanlar gibiyim…
Ayartılmış gecelerde ve kapkara…
Bütün mavilerini taktım hüznün.
İşte en mavidir bu hüzün.
Her seyirden sonra,
Kesik kollarıyla yürür insan, en sonsuz derinine.
Bildim di.
Hayattır…
Ben, duaları bütün asırlarda geri çevrilenim kaf dağından…
Esirlerin bezirganıyım,
Bütün sevda pazarlarında.
Ebesiyim hayatın, ukalasıyım aşkın.
Olmadı ellerim, gözbebeklerimle kendimi tutturduğum hayatta.
Göğsümü parçalayan nehirler oldu hüzün, (şiir)
Ben dualarını yakanım Tanrım!
Mabedlere günahları sokan.
Ellerini yakanım, yüz sürülen sularda.
Seni en çok vuran en çok yoranım.
Göğsümü parçalayan nehirler oldu hüzün,
İşte maviyim, işte kara.
Her dem sulara döndü içimdeki ayrılık.
Yağmurdur suçlusu, bulanık sulardaki hüznün.
Şimdi yaşanmış masallarda,
Kaf dağındaki sultanım say.
Erimiş sulardaki yüz üm, say.
Şimdi olmamış masallarda.
Ulusun!
Dualar katından kovulan iblisler kadar.
Kayıt Tarihi : 10.7.2007 03:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!