Ben içerledikçe nemlenir bulut.
Ağulanır gök.
Her şey bulabilir kendini bende.
Bir sen….
Olmayan gözlerimle bakarsın resimlere.
Kelimeler duyacaksın,
Ağzımda,kırılmış sözcüklerden.
Tutsağıyım kuşatma esaretlerin.
Kuşları sevmem.
Ölülerdir onları çoğaltan…
Yağmur mudur,
Seni bunca aklıma düşüren.
Sana
Dar vakitlerde sakladığım sevdayı bıraktım..
Geniş zamanlarda yoktu sesi aşkın.
Bütün kaypak türküler benden ağırdı.
Sesi geliyor sevdası uzatılmış çocukların.
Benliğimi simitçi tezgahlarında çoktandır sattım.
Malumun, olmadı köşklerim senin gönlünde.
Esirim, olmadım ama tutsağı kelebek ölülerine karşı örümceklerin.
Ram olurum sırtta taşınan her kuş ölüsü için.
Uzar ellerim kendimden büyük bir köşk içinde.
Vatansızdır sevda yolunda ölen her asker.
Asılsız bir yağmurda yürüdü herkes.
Issızlıktan öte, aynaların benzinde kaldı.
Cehennem, kendi içinde taşıyan benim için,
Seni dinlerken, kırılmış bir cam olur silüetim.
Emeklemeyi öğrenirim soysuzlar ülkesinde.
Vadiler dolusu ve kan dolusu dizeler…
Dağlıydı ölüm, bütün dillerde.
Alnını aç, yağmur değsin, sert olur ayrılığın rüzgarı.
İçimden ölümü kaldır.
Çoraklaşmış topraklar olsun sürdüğün gönüller.
İnlesin damarlardan akan her küstah ayrılık.
Nasıl olsa bir gün ben içerlerken nemlenen bulutlar,
Alırlar bu ayrılığın da ahını.
Yalçın Güler
Kayıt Tarihi : 10.7.2007 03:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her insanın bir durağı vardır. Zaman içinde ne kadar ilerlemiş olursanız olun bir durak çizmelisiniz gönlünüze.ben de durak olarak seçtiğim bir duygunun sonunda bu akrostiji yazdım.Amacım benden sonra da yaşayacak bir eserde bunu ölümsüz kılmaktır.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!