Bilemedik aslında giderken son kez
Elveda demeyi…
Vardığımız duraklar yanlış yolu gösteriyordu,
Ve biz bu yollara inat sadece gidiyorduk….
Bilemedik içimizde ezilenlerin tekrar dirileceğini….
Yaşanmasa da, anıların gözlerden silinmeyeceğini….
Ve mezarlığa dönen kalbimizin
Gün gelip hesap soracağını bilemedik.
Ve düşüncelerin
İnatların
Gururun
Yıllar sonra yenik düşeceğini….
Bilemedik…
Ateşten gömlek giymekmiş ayrılık
Yanmaktan öteymiş bilemedik….
Yaşananları küle çevirirken göz yaşlarının
Zehir gibi ok gibi yürekte biriktiğini bilemedik…
Issız kalışın korkuya dönüştüğü anlarda
Sığınmak için bir el aradığında
Yok işte deyip şiirlere, anılara, zalim şarkılara,
Ve gözyaşlarına sarılırken vurulduğunda
Vuranın kahrolası yıllar olduğunu bilemedik
Bilemedik aslında giderken son kez
Elveda demeyi…..
Vardığımız duraklar yanlış yolu gösteriyordu…
Ve biz bu yollara inat sadece yürüyorduk….
Sırtımızda yılların yüküyle
Üzerimizde aşkın kefeniyle
Ardımıza bakmadan yürürken
Ellerimizle aşkın mezarını kazdığımızı bilemedik….
Bir sarhoştur yüreğim kaldırımlarda uyuyan,
Gecelerin sessizinde, rüyalar aleminde yaşayan,
Koca bir ömür var şimdi tek başına yaşlanan,
Eyy aşık- ı mecnun kalk diril ki ölmedi Leyla’n
Bin yıl dahi geçse de ölse de Leyla’n
Biter mi bu sevdan….
Bir yanı uçurum ömrümün
Diğer yanı sen….
Ne yapsam, nereye gitsem…
Bazen ılık bir nefessin
Bazen zehir zemberek,
Yoksan bu deli gönlüme topraklar gerek…
Sen yoksan,
Bu deli gönlüme isimsiz bir mezar gerek….
01.01.2017
Murat GeziciKayıt Tarihi : 27.11.2023 18:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!