Karanlık gece, ay aydınlık, Aynur.
Yağmur yok, Mehtap var.
İsimler okunuyor yoklama yapılıyor.
İsimlerin isi, İsmail. İsa yok.
Güneş, güne eş bugün.
Güneş’i gören, Ünal; konseriyle ün alıyor.
Günay ise orkestrayı yönetiyor.
Gündüz birlikteler, Senay ile Yener.
Baca iyi çekiyorsa çok kurum bağlamaz.
İlk sigarasında öksürüyor, Sinan.
İnan ise gülüyor, Sinan’ın baca kuruluşuna.
Erdinç de ilk içki yudumuyla tükürük püskürtüyor.
Olmak ya da olmamak, en olgun, Kemal.
Işığı kısmetli aydınlık yüzlü Bahattin.
Boylu poslu yüce bir insan, Bülent
Uğur getiren Sadi, sıfırlıyor her şeyi.
Hayati, hayati sebeplerle Sebahattin’e geldi.
Hayatta olup da yaşamamak ya da yaşamamayı yaşamak.
Sen seni kabul etmezsen artık ben beni nasıl kabul edeyim.
Sen seni kapattın bende beni kapattım, ayrı kaptanız.
Bir yaz günü İstanbul’da Ümraniye ilçesi
Mustafa kemal mahallesinde bir evin odasında
Kalabalık şehrin uğultusunun aydınlık kuruntusundan,
Otuz yıl sonrasında yazılan bu şiir, bir isimler künyesidir.
Kayıt Tarihi : 30.12.2024 11:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!