öyle ya
yaz diye geldim
pembe rengi kadınlara
maviyi adamlara verdim
karışsa işe yaramaz kesmesi
huyları böyle
çökmezler dize
yazmak için geldim
okumayı bildim
yazmayı hissettim
küçük yazarsam
büyük sevdim
dağ değildi başım
sıcak el değdimi kedi
anlatayım dur
nerden geldim
meydandı
elimde bir büyük eli
okula gittim
sevmedim
tembeldim
öğrendiysem içten
yazdıysam dişten yazdım
öyle ya işim yaz diye geldim
kışı beklerken üşümedim
kar yağınca gülerdim
'İşimiz eve ekmek getirme işi değildir;
dünya'ya geliş sebebimiz '*
yazmak/
yazmak için geldim
çivim yoktu
tuş kullandım
çivi kullansam anlaşılmazdım
basitti herşey
karıştırmazdım
dayanmaz elime kurşun kalem
hep uçları ben kırardım
| tarih yazsam çamur kullanırdım
fırında pişerdi..elime vurur küçük çekiçle
söverdim çabuk değişen her şeye |
al sana
kapının kulpu
çek içeri kendini
at içini dışarı şimdi
tut
his yoksa içinde
dokunma yazıya
mani olma
ekmeğimize aşımıza
neden varız dünyada
yaz anlat meydan aha
rengi tutturmak
sesi yakalamak
zor dünyada
anlatılmıyor çocuklara
biraz ondan
biraz bundan esmemiz
06.10.2004
*Aydan çelik 'Hayvan dergisi Ekim sayısı, Bozkırın tezenesi/Bozkırın fırçası ' Neşet ertaş - Neşet Günal.. Van gogh'a atfedilen bir söz var,onun üzerine kurmuşlar hayatlarını..İçimizden bir çoğu sanırım aynı şeyi yaşıyor..
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 14.10.2004 23:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
fırında pişerdi..elime vurur küçük çekiçle
söverdim çabuk değişen her şeye bu bölüm özellikle beni bitirdi
TÜM YORUMLAR (2)