İsim siz Şiiri - Oğuz Toy

İçimde buruk bi seda
Ciğerlerimi aksatan
Düşlenir aklımda bulunmamakla
Beraberce düşünmek arzulandı safsatan
Sessiz ıssız acı mı veda
Biçare düşünmek bana mahrum kaldı
Sancıtan unutmağa kavuşamamakla
Garip kuytu makus talihli

Bu günler böyle geçmez
Yağmur toprağa kıvanç duymalı
Özlemim hakeza sadece sana olsa
Dinmez kuyuların yankılaşışı
Susmak sadece bana tembihli
Ben bir kahkaha sindirdim rezalet
Şafak keskinleşince gözler olurdu namlu
Şafak keskinleşmezdi
Yaşlar biter acılar buğlu

Havanın kötü olduğu bir gün
Yakarsan umut süzmelerini
Güneş günlerinle olur bir açan gül
Bıyıklarımı kesti

Hava bıyık kesti kaskatı
Millet hep beni kesti
Ben kötüydüm hoca beni kesti
Çok konuşunca tek söylenen şey “kes”ti
Geceleri pis bıyıklar yağardı gökyüzüne
Müstehzi bıyıklar saklardı gençliklerini
O mükemmel teknoloji harikaları
O meşakkatli makineler bakmalı
Bakmalılar ana rahminde de çocuklar bıyıklı mı
Pürü pak mı doğarız yoksa anadan
Pek tabi surette midir
Surattır o bıyıklı

Tadı damağımda kaldı aşkın
Her gün gözlediğin cumbaların
Ahlaki mertebelerden uzaklaştırmasına karşın beni
Beni veya seni
Bizi ve bizleri zedelercesine uyutuverdi sıcak yalanlara karşın
İtinayla baktırdığım gözlerime
Umut aşılayınca güneş her doğduğu gün
Seni anımsayınca aydınlığın varlığında
Karanlıklar çıkınca aklım seni atmayı istemeyince
Geceler ve gündüzler bir olunca zemberek
Yılan gibidir düşüncen sinsice günü zehrederek
Türlere yakışık kalmaz gülüşün engerek
Sorgulamalarım başlar umutla sevilmeyerek

Yitirilmiş cennetin lafzımla
Babamı unuttum artık gün
Yetinmek ve yitirmek
Aynı otobüste hepimiz farklı yaşantıların kurbanıyız
Biri aksırıyor ciğerleri yorgun
Suratlar düşük telefonlarda şiirler yazılıyor
Minik detaylarına takılıyorum insanların
İnsanlarda bana takılıyor
Gazete okuyor birisi kafayı yemiş
Gazete kocaman telefon minnacık
Okusana haberi telefondan be kancık
Çok uğrak bir köprüaltıyım bu gece
Yanlarım asfalt sesi ağrısı
Ağlarım bendeki bu hicran sancısı
Ve birden bırakıp yerime başkasını alması
Bozgunlarıma mani oldurmayan çiçeğin
Lüzumsuzca solması
Ehemmiyet bulması gereksiz detayların
Işıkların oluk oluk özlemi
Bendeki seni sevme ikilemi
Halkın bana nefreti
Hatunumun nazarımdaki iffeti
Umuma açık dekoltelerin sabırlarım
Kafama denk gelen sinir kötümsü düşünceler
Seni çizdiğim her alan
Damarlarımdan kaşlarıma akan yağmur
Uyanınca gelen tatlılık ondan mahmur
Ben acılara artık doymadım artık bide sen vur

Yasaklı kılınan her şeyin cazip gelmesi gibidir ahenk vakti