Uzun zamandır içimde yükseklik korkusu başlatan boşluğun umuyorum ki artık son günleridir. Çok şey değişiyor. Saniyeler, günler, yüzyıllar…
Bazı değişsin istenen şeyler aynı kalırken hep - inançsızlık mesela- , bazı değişmesin istenenler kapıları kapatıp gidiyorken üstelik, şimdi nasıl tarif edebilirim olmayan bazı şeyleri, pek bilmiyorum. Zira bu değil, bu da değil, bu hiç değil, beni anlamıyorsunuz, farklı bir şey bu anlatmaya çalıştığım.
Şehir mühimmiş, bunu biliyorum ben. Bir şehir seni olmadık birine aşık edebilir bir akşamüstü. Bir şehir aşktan nefret etmene sebep olabilir, üstelik şarap içerken sen, mevsim Vivaldi iken, mumlar bile hazırken.
Bazen bir şehirde, her şey güzelken, hava hafif serin, iş çıkışı buluşma mutluluğuyken her şey, yaralar kurur ve unutulurken, bereler güzel saçlı kadınlara yakışırken, bereler yaraları yenerken, tüm eller tutulmuş, zemin güzel, şartlar müsaitken, aynaya baktığında biraz olsun kendine benziyorken, kısaca her şey hazırken, ruhunu bulamazsın.
İsim (karşındadır) , şehir (ankara) , hayvan (cemal süreya'nın sözünü ettiği kuşlar) , bitki (bir demet papatya) , eşya (1 şişe 100 cl jagermeister) , ülke ise arkandadır. Ancak özne eksiktir. Madden vardır, ruhen yoksundur. Kalp krizinden daha kalıcı bir felç hali yaşanır ki kalp yürek olmadan hissiyat da yoktur. Çünkü kimyanı değiştirmeyen birine dokunmak, işbu fizik tedavi hiçbir işe yaramamaktadır.
İşin garip yanı biraz da şudur;
Bazen ruhun algısına biri girer ve ömür boyu orada kalır o. Sen, şehir, hayvan, bitki, eşya, her şey hazırdır. Ama sen ne zaman duvarlara onun adını yazsan,siler o. Veya sen yazarsın, gözaltına alınırsın, biber gazı olayına hiç girmiyorum.
Bazen yaşadığın şehirle, yaşadığı şehir arasında birkaç yüz kilometre vardır. Bu iki şehir arasında bir gün içerisinde altı uçuş, sekiz de otobüs seferi yapılmaktadır. Şehirler arasında ÖSYM’nin dahi yaratabileceği hiçbir hız problemi yoktur. Hava muhalefeti de yoktur. Ertelenmez hiçbir uçuş ama gidemezsin. İşte senin uzaklığındır o. Her şey müsaittir, adım atamazsın. İnsanlar ve arabalardan başka bir şey olmayan kocaman bir çölde kaybolursun. Çöl, senden ibarettir.
Hayatına yalnızca bir kez çiçek alırsın, bir demet papatya uzatırsın ona, meğer alerjisi vardır, hastaneye kaldırırsınız.
Yani kısaca, isim, şehir, hayvan, bitki, eşya, ülke ve sair… Tam puan alamazsın. Mutlaka bir şey eksiktir. Tüm cevapları bulsan, sen yoksundur.
An itibariyle benim ruhumu karartan ise hiç puan alamamak. Çünkü ismi yok, şehirler hep yanlış, ‘hayat kısa, kuşlar uçuyor’, papatyalar alerji yapıyor, alkol artık hiç dokunmuyor, iç ülkelerde boğuluyorum. Mızıkçılık yapamadığımdan belki.
Söyleyeceklerim bu kadar.
Kürşat Uçar
Kürşat UçarKayıt Tarihi : 8.12.2012 02:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
Tebrik ederim
Yaşayacaklarınız,
Yaşadıklarınızdan daha renkli,
Daha hareketli,
daha bereketli
Geçmesi temennisi ile Doğum gününüzü tebrik eder
Sağlık
Afiyet
Başarı dolu bir ömür
Yüce Rabbimden niyaz ederim
Osman ERDOĞMUŞ
SAKARYA
TÜM YORUMLAR (1)